Ali Cihangiroğlu 18 Ocak Paylaş 18 Ocak İlkay Başaran yazdı: Ww3 kaming. İranla pakistan israil ile filistin gibi olmasa bari. inşallah yine haklı çıkmam.... 1 Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 18 Ocak Paylaş 18 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: inşallah yine haklı çıkmam.... Ne zaman çıktın ki 1 1 Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 18 Ocak Paylaş 18 Ocak (düzenlendi) İlkay Başaran yazdı: Ne zaman çıktın ki çıkmadığı yerleri yaz hele çıkmışlar çıkacakların garantisidir unutma, ww3 de kesin olacak, kesinlikle kaçarı yok... 18 Ocak tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Erhan Doruk 18 Ocak Paylaş 18 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: çıkmadığı yerleri yaz hele çıkmışlar çıkacakların garantisidir unutma, ww3 de kesin olacak, kesinlikle kaçarı yok... Savaşlar artık sahada yapılmıyor. Ekonomik, siber , biyokimyasal pandemi, genetik ve pestisit saldırıları şeklinde oluyor. Bu saatten sonra bir çılgın tek adam rejimi başka ülkeye girmediği sürece büyük bir savaşa pek ihtimal vermiyorum. Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Erhan Doruk yazdı: Savaşlar artık sahada yapılmıyor. Ekonomik, siber , biyokimyasal pandemi, genetik ve pestisit saldırıları şeklinde oluyor. Bu saatten sonra bir çılgın tek adam rejimi başka ülkeye girmediği sürece büyük bir savaşa pek ihtimal vermiyorum. Nasıl? Rusya ukrayna - israil filistin ne peki? 1 Yorum bağlantısı
Murat Sahın 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) Ali Cihangiroğlu yazdı: inşallah yine haklı çıkmam.... İlkay Başaran yazdı: Ne zaman çıktın ki Sen hatırlamazsın, bende kitaptan okudum, çok uyarmış öldürmeyin prensi harp çıkar diye ama dinlememişler, öldürmüşler Ferdinandı. Netice 1. dünya savaşı... İlkay Başaran yazdı: Nasıl? Rusya ukrayna - israil filistin ne peki? İsrail ile Filistin arasında savaş yok abi, o bildiğin soykırım. Bu arada, iki tarafı da sevmiyorum, o ayrı bir konu. Ben 1. cihan harbi sonrası ecdadımıza neler yaptılar çok okudum araştırdım, Filistini de sevmiyorum bu yüzden. Ama sonuçta çocuklar ölüyor. Dünyanın hiç bir yerinde çocukların ölümü hiç bir öfke kin ya da nefretle açıklanamaz. Ukrayna Rusya örneğindeki gibi nizami harp olsa idi hiç sesim çıkmazdı. 19 Ocak tarihinde Murat Sahın tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) Erhan Doruk yazdı: Savaşlar artık sahada yapılmıyor. Ekonomik, siber , biyokimyasal pandemi, genetik ve pestisit saldırıları şeklinde oluyor. Bu saatten sonra bir çılgın tek adam rejimi başka ülkeye girmediği sürece büyük bir savaşa pek ihtimal vermiyorum. o dediklerin zaten oluyor, burada tek amaç var aslında, kaynaklar sınırlı, nüfus aşırı fazla, mevcut düzenin devamı için dünya nüfusunun 3 te 2 si olmamalı, işte meselede bu, yazdıkların yetersiz kalırsaki kalıyor hızlandırmak için şuanki gibi bölgesel savaşlarla önce hiçbir önemi olmayan toplumlar azaltılır, bu böyle devam eder, baktılarki yetti ne ala, yetmezse işte o zaman kork, güçlü devletler birbirine böyle saldırmaz, direk vururlar, ww3 ten kastım bu zaten... Yalnız her geri toplumu yoketmeyecekler, sömürecek çalıştıracak mal satacak köle toplumlar lazım, o yüzden birazını bırakacaklar, aslında şanslı olan toplumlar bunlar, bize gelince, bizde o guruba giriyoruz, bu kafada gidersekte öylede kalacağız, yok kalamaz daha kötüye gidersek o 3 te 2 nin içine gireriz haberin olsun.... 19 Ocak tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: o dediklerin zaten oluyor, burada tek amaç var aslında, kaynaklar sınırlı, nüfus aşırı fazla, mevcut düzenin devamı için dünya nüfusunun 3 te 2 si olmamalı, işte meselede bu, yazdıkların yetersiz kalırsaki kalıyor hızlandırmak için şuanki gibi bölgesel savaşlarla önce hiçbir önemi olmayan toplumlar azaltılır, bu böyle devam eder, baktılarki yetti ne ala, yetmezse işte o zaman kork, güçlü devletler birbirine böyle saldırmaz, direk vururlar, ww3 ten kastım bu zaten... Yalnız her geri toplumu yoketmeyecekler, sömürecek çalıştıracak mal satacak köle toplumlar lazım, o yüzden birazını bırakacaklar, aslında şanslı olan toplumlar bunlar, bize gelince, bizde o guruba giriyoruz, bu kafada gidersekte öylede kalacağız, yok kalamaz daha kötüye gidersek o 3 te 2 nin içine gireriz haberin olsun.... Nüfus azalsın diye olduğunu hiç düşünmüyorum ben. Orada zaten sürünen nüfusun kime ne maliyeti var ki? Daha para kazandırıyor o fakir nüfus. Çatışmalar silah satışı vb. Adam müşteri kaybetmek istemez. 1 Yorum bağlantısı
Sani Gerşon 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Murat Sahın yazdı: Ukrayna Rusya örneğindeki gibi nizami harp Ruslar ukraynalı askerleri yakalayıp, döve döve bayıltıp üreme organlarını kesip ellerine veriyorlar. Nizami harp derken? Harpın nizamisi, nükleerle bitti. Sondu o. 1 Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) İlkay Başaran yazdı: Nüfus azalsın diye olduğunu hiç düşünmüyorum ben. Orada zaten sürünen nüfusun kime ne maliyeti var ki? Daha para kazandırıyor o fakir nüfus. Çatışmalar silah satışı vb. Adam müşteri kaybetmek istemez. fazla nüfusun büyük kısmı müşteri değil, çoğu köle gibi çalışan kesim, maliyet değil herşey, doğal kaynak tüketimi korkunç, bu nüfusun sadece içtiği su bile sıkıntı, aldıkları nefes bile, sen daha durumun fakrında değilsin, doğanın işi bitti kardeş, düzelmez bir mucize olmazsa, yarın beton için su bulamayacaksın o derece kötüye gidiyor dünya farkında değiliz, herşeyi bırak sadece doğa yüzünden bu gezegen bu nüfusu kaldırmaz, aslında ana sebeblerden biride bu, maliyet değil, çekirge sürüsü gibi çoğaldı insanlık, gezegene en ama en ufak faydamız bile yok, o yüzden ya biz kendimizi azaltacağız yada gezegen toptan yokedecek, seçim senin... Şaka gibi geliyor değilmi, halbuki acı gerçeklerin ilk bölümü oynuyor şuan... adamlarda başlarına geleceği biliyor, henüz zaman varken kaçacak başka gezegen arıyorlar, uzay işinin temeli evet keşifler vs.. tamam ama ana sebeb ve hedef başka yer bulmak, budur asıl amaç, yoksa işimiz yaş, kendi kendimizi yokedeceğiz bu gidişle, unutma doğada fazla çoğalan tür sonunda kendini yokeder, kaçınılmaz son. İnsan bildiğimiz evrende bilinen en korkunç acımasız yokedeci canlı türüdür, başı sıkıştığında neler yapar tahmin edersin sanırım... Kalan hayatını iyi yaşamaya bak, ben öyle yapıyorum, elimden gelen bu ancak... 19 Ocak tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: fazla nüufusun büyük kısmı müşteri değil, çoğu köel gibi çalışan kesim, maliyet değil herşey, doğal kaynak tüketimi korkunç, bu nüfusun sadece içtiği su bile sıkıntı, aldıkları nefes bile, sen daha durumun fakrında değilsin, doğanın işi bitti kardeş, düzelmez bir mucize olmazsa, yarın beton için su bulamayacaksın o derece kötüye gidiyor dünya farkında değiliz, herşeyi bırak sadece doğa yüzünden bu gezegen bu nüfusu kadırmaz, aslında ana sebeblerden biride bu, maliyet değil, çekirge sürüsü gibi çoğaldı insanlık, gezegene en ama en ufak fayadamız bile yok, o yüzden ya biz kendimizi azaltacağız yada gezegen toptan yokedecek, seçim senin... Şaka gibi geliyor değilmi, halbuki acı gerçeklerin ilk bölümü oynuyor şuan... Ben katılmıyorum. Dünyayı 3 5 aile yönetiyor komedisi gibi geliyor bana. Birileri öğleden sonra toplanıp "ya nüfusu nasıl azaltsak ya savaş mı çıkarsak da ölseler?" Bunu konuşup karar mı veriyorlar. İnsanda bu teknoloji, bu zeka varken öyle kolay silinmez dünya yüzeyinden. MEteor düşer nükleer savaşlar olur belki. Beton için su bulamayacaksın konusuna hiç katılmıyorum. Suyun sürekli çevrimi var zaten. Atmosferi kaybedersek buharlaşır gider tüm su o zaman da su lazım olan en son şey olur zaten. Kirleniyor mu evet doğru. Deniz suyunu içeriz evet maliyetli olur böylece kirletmemeyi de öğreniriz. Yüzeyinin 4 te 3 ü su olan gezegende susuzluktan ölürsek bize gülerler. Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) İlkay Başaran yazdı: Ben katılmıyorum. Dünyayı 3 5 aile yönetiyor komedisi gibi geliyor bana. Birileri öğleden sonra toplanıp "ya nüfusu nasıl azaltsak ya savaş mı çıkarsak da ölseler?" Bunu konuşup karar mı veriyorlar. İnsanda bu teknoloji, bu zeka varken öyle kolay silinmez dünya yüzeyinden. MEteor düşer nükleer savaşlar olur belki. Beton için su bulamayacaksın konusuna hiç katılmıyorum. Suyun sürekli çevrimi var zaten. Atmosferi kaybedersek buharlaşır gider tüm su o zaman da su lazım olan en son şey olur zaten. Kirleniyor mu evet doğru. Deniz suyunu içeriz evet maliyetli olur böylece kirletmemeyi de öğreniriz. Yüzeyinin 4 te 3 ü su olan gezegende susuzluktan ölürsek bize gülerler. Bende tersi düşünüyorum, 3-5 aile yönetiyor yad birileri var doğru, insanız biz doğamız böyle ve evet aynen dediğin gibi oluyor, baksana en kuçuk toplumda bile böyle aslında, aile bile bu yapıda gibi, böyleyiz biz. Bu adamlar aptal değil, aynen dediğin gibi nüfus savaş bunları düşünüyorlar ve zorundalarda zaten. İnsandaki teknoloji zaten ya kurtuluşu olacak, oda bu gezegenden gitmek gittiği yerde aynını yapmak için, yada gidemeycek kendini yokedecek, kalan olursa taş devrinden devam eder artık, yada bilmiyorum mucize olur uzaylılar gelir vs. ama bunun dışında kaçarın yok, gezegene faydası olmayan sadece tüketen bir türüz unutma... Suya gelince, kullanacağın su çok az ve gittikçe azalıyor, çevrim dediğin büyük kısmı denizlerde olan bir gezegendeyiz, susuzluktan öleceğiz aynen öyle, dediğin gibi deniz suyunu çevirmek falan bunlar şuanki seviyede imkansız, çevirdiğin suyla betonmu yapacaksın, koklatmazlar bile... şuan dereden çektiğin su bile senin değil farkında değilsin ayrıca, hani dsi de genç bir kontrol müh. vardı ben orada çalışırken, adı neydi çıkaramadım, sonra müdür oldu vs. neydi yahu, bu konularda çok bilgiliydi, onunla biraz sohbet edebilsen keşke... Nesye boşver, kalan hayatını iyi yaşamaya bak, zaten başka yapabileceğin şeyde yok, olacak olan olacak zaten. 19 Ocak tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: Suya gelince, kullanacağın su çok az ve gittikçe azalıyor, çevrim dediğin büyük kısmı denizlerde olan bir gezegendeyiz, susuzluktan öleceğiz aynen öyle, dediğin gibi deniz suyunu çevirmek falan bunlar şuanki seviyede imkansız, çevirdiğin suyla betonmu yapacaksın, koklatmazlar bile... şuan dereden çektiğin su bile senin değil farkında değilsin ayrıca, hani dsi de genç bir kontrol müh. vardı ben orada çalışırken, adı neydi çıkaramadım, sonra müdür oldu vs. neydi yahu, bu konularda çok bilgiliydi, onunla biraz sohbet edebilsen keşke... Nesye boşver, kalan hayatını iyi yaşamaya bak, zaten başka yapabileceğin şeyde yok, olacak olan olacak zaten. Hollanda, İsrail nereden su içiyor bi araştırır mısın abi? Gözünü seveyim deniz suyunu arıtıp karavanda kullanıyor adam 1 Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Beton konusuna değinmişsin ama beton üretiminde içilebilir seviyede su gerekmediğinin deneysel kanıtlarını aşağıya bırakıyorum. Ayrıca biz santralde atık suyu da karma suyu olarak kullanıyoruz. https://www.thbb.org/media/230590/makale1_144.pdf Geri dönüşüm suyu ve kuyu suyu ile hazırlanan beton karışımlarında taze betonun sıcaklık, birim ağırlık, slump ve hava miktarlarında önemli bir farklılık görülmemiştir. Her iki su ile hazırlanan beton karışımlarında sertleşmiş betonun 2, 7 ve 28 günlük basınç dayanımları birbirine yakın sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Her iki su ile hazırlanan beton karışımlarında sertleşmiş betona yapılan klorür migrasyon deney sonuçları ve her iki su ile hazırlanan harç numunelerine yapılan sülfata karşı direnç deneyi sonuçları kıyaslamasında afakî bir değere rastlanmamıştır. Hazır beton santrallerinde kurulması mümkün olan geri dönüşüm sisteminin mali açıdan tesise belirli oranda avantaj sağlamaktadır. Geri dönüşüm suyu içerisindeki 0-5 mm agrega göz önünde bulundurularak belirli hesaba göre reçeteden kum miktarı düşürülerek hem reçete maliyeti azalmakta hem de israf edilen kum miktarının azalmasıyla sürdürülebilirliğe pozitif katkı sağlanmaktadır. Diğer yandan atık yani pasa miktarı azalmaktadır. Bu şekilde hem pasa nakliyesinin maliyeti büyük oranda azalmakta hem de çevreye duyarlı bir tesis durumuna gelinmektedir. Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) İlkay Başaran yazdı: Hollanda, İsrail nereden su içiyor bi araştırır mısın abi? Gözünü seveyim deniz suyunu arıtıp karavanda kullanıyor adam onlar düdük kadar ülke düdük kadar nüfus, hele Hollanda, olmaz o iş kardeş, sen bırak onları, bizde yapmaya kalksana, İzmiri bile besleyemezsin, bırak 90 milyonu, daha bunun tarımı var varda var, dsi den işi bilen birine sor, eskilerden kalan varsa tabii, yoksa hiç sorma... birde planlı bozmalar var, gap ın bazı yönleri gibi, oralara hiç girmiyim, daha neler var sadece şunu diyim, bu gezegende kendine bizim kadar düşman olan, içinden hain çıkaran başka bir millet yoktur diye düşünüyorum, sen anla artık. betonuda lafın gelişi dedim yahu... 19 Ocak tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: onlar düdük kadar ülke düdük kadar nüfus, hele Hollanda, olmaz o iş kardeş, sen bırak onları, bizde yapmaya kalksana, İmziri bile besleyemezsin, bırak 90 milyonu, daha bunun tarımı var varda var, DSİ den işi bilen birine sor, eskilerden kalan varsa tabii, yoksa hiç sorma... Tamam olmaz. Arayalım şu armutları. Haberleri olsun. Desalinasyon "kaçınılmaz" bir teknoloji Desalinasyonla ilgili bilimsel çalışmalar yürüten İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Yüksel İmer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Katar ile sürdürdüğümüz çalışmalar neticesinde geldiğimiz nokta artık desalinasyon tesislerinin denize kıyısı olan birçok ülkede kaçınılmaz bir teknoloji olduğu yönünde." dedi. Katar'ın kentsel su ihtiyacının yüzde 97'sini desalinasyondan elde ettiğini belirten İmer, "Bu çok yüksek bir oran. Özellikle Dünya Kupası'nda bu su ihtiyacının daha da artmasıyla desalinasyon teknolojilerine yönelimin çok olduğunu da duydum." ifadelerini kullandı. İmer, son yıllarda bu kapsamdaki çalışmaların arıtılmış suyun veriminin artırıldığı, çevreye zararın en aza indirildiği alanlara yöneldiğini söyledi. "Su kaynağının hiç olmadığı yerlerde kullanılabilecek bir teknoloji" Yüksek Çevre Mühendisi Prof. Dr. Güçlü İnsel ise maliyetli bir teknoloji olan desalinasyonun ilk olarak denizaltılarda kullanılmaya başlandığını belirtti. Deniz suyu arıtımının çeşitleri olduğunu söyleyen İnsel, "Yüksek basınçlı membrandan geçirilerek suyun tuzu alınıyor ve tuzu alınmış suya bir ek arıtma uygulanması onu kullanılabilir hale getiriyor. Su kaynağının hiç olmadığı yerlerde kullanılabilecek bir teknoloji. Ama bu maliyetli bir teknoloji; metreküp başına 0,8-1 dolar arası bir maliyeti olabiliyor." dedi. Deniz suyu arıtımının yanı sıra atık suların geri kazanımıyla su kaynakları oluşturulmasının önemine dikkati çeken İnsel, bu tür yatırımlarda yerleşim yerine göre yapılacak çalışmalarla su yönetim planı oluşturulması gerektiğini vurguladı. İnsel, "Elinizde hiçbir su kaynağı yoksa, mecburen onu yapmak zorundasınız. Mesela bazı tesislerde var, hatta kanalizasyon sularından elde ettiği suyu da kullanan, teknolojiyi o seviyeye getiren ülkeler var." diye konuştu. Orta Doğu ülkelerinde desalinasyon AA muhabiri, yetersiz tatlı su kaynağına sahip Orta Doğu ülkelerinde kuraklığın artmasıyla giderek daha fazla önem verilen deniz suyu arıtma çalışmalarını derledi. Aslında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Bahreyn gibi ülkeler bu yöntemi uzun süredir kullanıyor, son yıllarda ise desalinasyon yatırımlarındaki artış dikkati çekiyor. Dünyada en çok su sıkıntısı çeken ülkeler arasında bulunan Ürdün, geçen yıl geniş kapsamlı bir desalinasyon tesisi kurulması için 1 milyar dolarlık yeni projesini açıkladı. Bu yılın sonlarına doğru inşasına başlanması planlanan tesisle Kızıldeniz'den yıllık yaklaşık 300 milyon metreküp deniz suyunun halkın kullanımına kazandırılması hedefleniyor. Suudi Arabistan Suudi Arabistan, bölgede desalinasyon yöntemini uygulayan ilk ülkeler arasında yer alıyor. Kızıldeniz'de batık bir savaş gemisinde bulunan aletlerle deniz suyu arıtımını öğrenen Suudi Arabistan, tatlı su kaynaklarını desteklemek amacıyla ilk kez 1928'de deniz suyunu tuzdan arıttı. Halihazırda Suudi Arabistan'da günlük 6 milyon metreküpten fazla deniz suyu arıtma kapasitesine sahip 33 desalinasyon tesisi bulunuyor. Deniz suyu arıtma yöntemine yatırımlarını günden güne artıran Suudi Arabistan, yılda 2,3 milyar metreküpten fazla tatlı su üretiyor ve bu rakam dünyadaki deniz suyu arıtımının yüzde 20'sine denk geliyor. Riyad yönetimi, 2027'ye kadar günlük deniz suyu arıtma kapasitesini 7,5 milyon metreküpe çıkarmayı planlıyor. Birleşik Arap Emirlikleri BAE, su ihtiyacının yüzde 42'sini karşıladığı deniz suyu arıtma yöntemini 1977'de kullanmaya başladı. Deniz suyu arıtımına geçen yıl 2 milyar dolar yatırım yapan ülkede başlıca 70 tesis yer alıyor. BAE, dünyada arıtılan deniz suyunun yüzde 15'ine tekabül eden yıllık 1,7 milyar metreküp su arıtımı gerçekleştiriyor. Katar Katar, toplam su ihtiyacının yaklaşık yarısını, evsel su ihtiyacının da neredeyse tamamını karşılayan deniz suyu arıtma işlemine 1953'te başladı. Ülkede şu an günlük üretim kapasitesi 2 milyon metreküpten fazla başlıca 3 arıtma tesisi bulunuyor. Bahreyn Deniz suyu arıtımı için ilk tesisini 1975'te kuran Bahreyn, su ihtiyacının yüzde 80'ini bu yöntemle karşılıyor. Bahreyn'deki yıllık 300 milyon metreküpten fazla kapasitesiyle 5 arıtım tesisi faaliyet gösteriyor. Kuveyt Kuveyt, içme suyu ihtiyacına çare olarak deniz suyu arıtma işlemine 1951'de başladı. Ülkede şu an günlük üretim kapasitesi 3 milyon metreküpü aşan 8 arıtma tesisi bulunuyor. Deniz suyu arıtma yöntemiyle elde edilen kaynaklar Kuveyt'in su kaynaklarının yüzde 60'ını oluşturuyor. Ülkede deniz suyu arıtımından yıllık 750 milyon metreküpten fazla tatlı su elde ediliyor. İran Son dönemde barajlarındaki doluluk oranı yüzde 38'e gerileyen İran, ağustos ayında özellikle su kıtlığının alarm verdiği güney eyaletlerinde desalinasyon tesislerine yatırımını artırdığını duyurdu. Ülkede şu an 75 arıtma tesisinden günlük yaklaşık 450 bin metreküp tatlı su elde ediliyor. Tahran yönetimi, 2025'e kadar tesis sayısını 95'e, su arıtma kapasitesini de günlük 650 bin metreküpe çıkarmayı hedefliyor. Deniz suyu arıtma tesisi Gazze'ye can oluyor İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nde yer alan 3 desalinasyon tesisi, bölgede yaklaşık 2 milyon Filistinli için can suyu niteliğinde. Suların yüzde 97'sinin içmeye uygun olmadığı Gazze Şeridi'ndeki nüfusun yüzde 35'i deniz suyunun arıtılmasıyla içme suyuna erişiyor. Bölgedeki tesislerden günlük yaklaşık 37 bin metreküp su elde ediliyor. İsrail Deniz suyu arıtma yöntemine 2005'te başlayan İsrail, mevcut 5 tesis sayesinde yıllık 585 milyon metreküp içme suyu elde ediyor. Deniz suyu arıtımı için yatırımlarını artıran İsrail'de inşaatı süren 2 yeni tesisin faaliyete geçmesiyle 2026'nın sonuna kadar evsel su tüketimi ihtiyacının yüzde 95'inin deniz suyu arıtma yöntemiyle karşılanması planlanıyor. Cezayir Cezayir'de aktif 15 deniz suyu arıtma tesisinde yıllık yaklaşık 750 milyon metreküp tatlı su elde ediliyor ve deniz suyu arıtma yöntemiyle ülkenin içme suyunun ortalama yüzde 17'si karşılanıyor. Kuraklık sebebiyle son 3 yıldır tatlı su kaynaklarında ciddi düşüş yaşayan Cezayir, yeni yatırımlarla bu oranı 2030'a kadar yüzde 60'a çıkarmayı hedefliyor. Cezayir yönetimi son olarak 1200 kilometrelik sahil şeridi boyunca desalinasyon tesisleri kuracağını duyurdu. Fas Son yıllarda şiddetli kuraklıkla mücadele eden Fas'ın 2020-2027 döneminde içme suyu için yapmayı planladığı 12 milyar dolarlık yatırımda deniz suyu arıtma tesisleri önemli yer tutuyor. Mevcut 9 arıtma tesisinden yıllık 147 milyon metreküp tatlı su üreten Fas, 2030'a kadar 20 yeni arıtım tesisi kurmayı planlıyor. Son 40 yılın en şiddetli kuraklığının kaydedildiği Fas'ta su sıkıntısından en çok etkilenen Agadir şehri, içme suyuna deniz suyu arıtımı sayesinde ulaşıyor. 1928 de başlamış adamlar. 2024 te boş o işler olmaz diyorsun sen. Ne diyeyim ki ben şimdi. Bu en geri dediğimiz ortadoğu. Bu kadar su olan gezegende susuzluktan türü yok olanı marslılar parmakla gösterir gülerken. Yorum bağlantısı
Murat Sahın 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Sani Gerşon yazdı: Ruslar ukraynalı askerleri yakalayıp, döve döve bayıltıp üreme organlarını kesip ellerine veriyorlar. Nizami harp derken? Harpın nizamisi, nükleerle bitti. Sondu o. İki tarafta asker Sani bey. Birinci dünya savaşında bir yerlerde esir düşen Türk askerlerine de türlü türlü işkenceler uygulandı. Hepsi askerdi. Hepsi ölmek ya da öldürmek için oradaydı. Bu nükleerden yarım asır önceydi. Nizami harp deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama voyvoda bile kazandığı ufak çatışmalarda ele geçirdiği Türkleri kazığa oturttuğu için kazıklı voyvodadır. İşkence dediğiniz şeyin tarihi dinlerden de yazıdan da eskidir. Cepheye giden asker için kader baştan bellidir. Tamam insani olabilir mesela esaret sonrası yapılacaklar ama realite hiç bir zaman öyle olmadı. Nizami hap koşullarında insan haklarını konuşacaksak o başka konu. İçinde çocukların olduğu okulu bombalamak çok daha başka konu. Müzik eşliğinde dans eden gençlere saldırı düzenlemek daha da başka konu. Her şeyi forumda yazamam, bir gün fırsat olur yüz yüze görüşürsek anlatırım İlkay Başaran yazdı: Yüzeyinin 4 te 3 ü su olan gezegende susuzluktan ölürsek bize gülerler. Hepimiz ölünce kim gülecek? Birde deniz suyunu arıtıp damıtıp domates mi sulayacağız mesela? İlkay Başaran yazdı: biz santralde atık suyu da karma suyu olarak kullanıyoruz. Sonra beton kötü kokuyor 1 Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Murat Sahın yazdı: Hepimiz ölünce kim gülecek? Birde deniz suyunu arıtıp damıtıp domates mi sulayacağız mesela? İstediğini yaparsın arıtınca. Ben içmeyi düşünüyorum mesela Kim gülecek konusu bir üst mesajdaki son satırda Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) İlkay Başaran yazdı: Tamam olmaz. Arayalım şu armutları. Haberleri olsun. bu devletlerin ortak özelliği nedir onu bir düşün önce, mecburlar buna... ve İran İsrail hariç, petrol olmasa ilk yokolacaklardan bunuda yaz kenara.... suudlar ve bea da sınırsız parayla kurar tabii, ama üretimlerine bak nüfuslarına bak, dikkate bile almam.... ve yetmez kardeş, olmaz o iş, bak Türkiyeye bak, yıllık tüketim diye arattım 54 milyar metreküp diyor, buyur üret, petrolün yok gücün yok nükleerin yok yokta yok.... ABD bile bunu yapamaz, yapacak ülke yok gezegende, bu nüfusla asla olmaaaaz : Devrimsel birşeyler şart 19 Ocak tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Murat Sahın 19 Ocak Paylaş 19 Ocak İlkay Başaran yazdı: İstediğini yaparsın arıtınca. Ben içmeyi düşünüyorum mesela Kim gülecek konusu bir üst mesajdaki son satırda İçme suyu üretilir, ona katılıyorum. Biz halen vahşi sulama yapan bir toplumuz, vahşi sulama yapacak suyu nasıl arıtacağız onu soruyorum Ali Cihangiroğlu yazdı: bu devletlerin ortak özelliği nedir onu bir düşün önce, mecburlar buna... ve İran İsrail hariç, petrol olmasa ilk yokolacaklardan bunuda yaz kenara.... ve yetmez kardeş, olmaz o iş, bak Türkiyeye bak, yıllık tüketim diye arattım 54 milyar metreküp diyor, buyur üret, petrolün yok gücün yok nükleerin yok yokta yok.... ABD bile bunu yapamaz, yapacak ülke yok gezegende, bu nüfusla asla olmaaaaz : İhtiyaç hasıl olduğunda çözüm de kendiliğinden gelecektir. Bütün dünya susuzluktan ölecek değil ya abi... 1 Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Ali Cihangiroğlu yazdı: bu devletlerin ortak özelliği nedir onu bir düşün önce, mecburlar buna... ve İran İsrail hariç, petrol olmasa ilk yokolacaklardan bunuda yaz kenara.... ve yetmez kardeş, olmaz o iş, bak Türkiyeye bak, yıllık tüketim diye arattım 54 milyar metreküp diyor, buyur üret, petrolün yok gücün yok nükleerin yok yokta yok.... ABD bile bunu yapamaz, yapacak ülke yok gezegende, bu nüfusla asla olmaaaaz : Ya top çevirme şimdi Ali abi. Oluyor mu olmuyor mu? Mümkün değil demiyor muydun? 1 Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak Murat Sahın yazdı: İçme suyu üretilir, ona katılıyorum. Biz halen vahşi sulama yapan bir toplumuz, vahşi sulama yapacak suyu nasıl arıtacağız onu soruyorum onuda yapman neredeyse imkansız, bizim ülke için konuşuyorum, hadi yaptın o raddeye geldi doğa, bu kafadaki milleti ne yapacaksın? Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak uzaya adam yollamayıverir karadaki suyu ayarlayalım önce dersin mesela. Duruma göre önceliklerin değişir. Canlıların ortak hayatta kalma güdüsü budur. Önce karnını doyurur sonra tüylerini temizlersin. Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 19 Ocak Paylaş 19 Ocak İlkay Başaran yazdı: Ya top çevirme şimdi Ali abi. Oluyor mu olmuyor mu? Mümkün değil demiyor muydun? Olmuyor kardeş, olmuyor, mümkün değil evet, hepimize yetmesi mümkün değil, yoksa üretirsin, ne yazdım sona, bu nüfusla mümkün değil imkansız..... buna doğayıda ekle, daha iklimler yumruğu vurmadı, vurduğunda elektriği neyle üreteceksin, doğayı bozasrsan seni ancak Allah kurtarır, oda kurtarmaz zira sınavda kural değişmez yardım edilmez, her koyun kendi bacağında asılır, aklını iyi yönde kullanmayan insanlık kendi sonunu getirir, bu kadar basit... Yorum bağlantısı
İlkay Başaran 19 Ocak Paylaş 19 Ocak (düzenlendi) Murat Sahın yazdı: İçme suyu üretilir, ona katılıyorum. Biz halen vahşi sulama yapan bir toplumuz, vahşi sulama yapacak suyu nasıl arıtacağız onu soruyorum İhtiyaç hasıl olduğunda çözüm de kendiliğinden gelecektir. Bütün dünya susuzluktan ölecek değil ya abi... Suyu paraya bağladılar Ayvalıkta. Bacak gibi boru ile 20 saat salma sulama yapan adamlar hooop damla sulamaya geçti. Türk milletinin canını al, parasına dokunma. Hemen öğrenirler. 19 Ocak tarihinde İlkay Başaran tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Recommended Posts