Çağrı Alaf 9 Kasım Paylaş 9 Kasım (düzenlendi) Mekanı cennet olsun, üzerimizde çok emeği var. Benim yaşımda iken 31 Mart Vakası ile başlamış dava mücadelesine. Ruhu şad toprağı bol olsun yaptığı her şeyin kıymetini sonradan anlıyoruz. Büyük bir revülyonist ve taktik üstadı. Türklerin babası Atatürk. 9 Kasım tarihinde Çağrı Alaf tarafından düzenlendi 4 Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 10 Kasım Paylaş 10 Kasım Halkların kardeşliği diye iki halk oluşturmak isteyenlere: ——- Acaba Türk Devletinin beşerî unsurunun tanımında hangi millet anlayışı geçerlidir? Açıkçası, Türk milleti hangi faktörlerle belirlenmiştir? Diğer bir ifadeyle, Türkiye’deki insan topluluğu hangi faktörlerle bir “millet” haline dönüşmüştür? Şimdi bunu görelim. Atatürk Milliyetçiliği.- İlk önce, Anayasamızın 2’nci maddesinde, “Atatürk milliyetçiliği” anlayışının kabul edildiğini belirtelim. Acaba Atatürk milliyetçiliği objektif millet anlayışına mı, yoksa sübjektif millet anlayışına mı dayanır? Bu soruya Atatürk’ün yazıları, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarından itibaren cevap verilebilir. Atatürk’ün Yazıları.- Ergun Özbudun’agöre, Atatürk, “sübjektif millet anlayışı”nı benimsemiştir[21]. Özbudun bu görüşünü kanıtlamak için Atatürk’ten iki alıntı yapmaktadır. Atatürk, millet kavramını şöyle tanımlamıştır: “Bir harstan (kültürden) olan insanlardan mürekkep cemiyete millet denir, dersek milletin en kısa tarifini yapmış oluruz”[22]. (s.115) Atatürk,millet konusunda daha geniş olarak şu tanımı vermiştir: “a) Zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan; b) Beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimi olan; c) Ve sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususunda iradeleri müşterek olan insanların birleşmesinden meydana gelen cemiyete millet namı verilir”[23]. Gerçekten de bu tanım tamamıyla sübjektif unsurları içerir niteliktedir. Bu tanım büyük ölçüde sübjektif millet anlayışının kurucusu olan Ernest Renan’ın tanımına benzemektedir. Atatürk’ün millet tanımı konusunda Ernest Renan’dan esinlendiği bu tanımı izleyen cümlelerinde de açıkça görünmektedir: “Maziden kalan müşterek zafer ve yeis mirası; istikbalde gerçekleştirilecek aynı program; beraber sevinmiş olmak, beraber aynı ümitleri beslemiş olmak...”[24]. Atatürk’ün gerek yukarıdaki tanımı, gerekse bu cümleleri tamamıyla Ernest Renan’dan mülhemdir[25]. O halde şunu açıkça belirtebiliriz ki, Atatürk Ernest Renan tarafından savunulan sübjektif millet anlayışını benimsemiştir. Anayasa.- Ergun Özbudun’un gözlemlediği gibi Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı 1982 Anayasasının Başlangıç bölümüne çeşitli ifadelerle yansımıştır[26]. Başlangıcın ikinci paragrafına göre, Türk milleti “Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi”dir. Dolayısıyla Türk milliyetçiliği başka milletleri düşman ve aşağı gören şoven ve saldırgan bir milliyetçilik anlayışı değildir[27]. Başlangıcın yedinci paragrafında aynı doğrultuda “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine de yer verilmiştir. Başlangıcın yedinci paragrafında, “topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu” ilân edilerek, Renancı millet anlayışınınyukarıda verdiğimiz sübjektif unsurları (millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde vs. ortaklık) tekrarlanmıştır. Ergun Özbudun’un belirttiği gibi, bu tanımdan, Anayasamızın benimsediği milliyetçilik anlayışının ırk, din ve dil gibi objektif unsurlara değil; sevinç ve kederlerde ortaklığa ve birlikte yaşama arzusuna dayanan sübjektif bir milliyetçilik anlayışı olduğu açıkça anlaşılmaktadır[28]. Nihayet Anayasamız bu anlayışının doğal bir sonucu olarak Türklüğü, objektif unsurlara hiçbir şekilde göndermede bulunmayarak, “vatandaşlık bağı” ile tanımlamıştır. Anayasamızın 66’ncı maddesininilk fıkrasına göre, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür”. 3 2 Yorum bağlantısı
İbrahim Arslan 10 Kasım Paylaş 10 Kasım (düzenlendi) Rahmetle, saygıyla ,özlemle anıyorum. Ruhu şad olsun. 10 Kasım tarihinde İbrahim Arslan tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Cihat Küçükay 12 Kasım Paylaş 12 Kasım Ölene kadar özlemle, sevgiyle anacağım. Herşeyini bu millete vermiş ve Türkiye Cumhuriyetini kurmuş. Ben yoksam ülke yıkılır dememiş, Türkiye Cumhuriyeti ben ölsem de ilelebet payidar kalacaktır demiş. Ah Atam, yokluğunun yarattığı boşluk her geçen gün daha da artıyor. 1 Yorum bağlantısı
Recommended Posts