Hayrettin Bahadir 7 Kasım 2016 Paylaş 7 Kasım 2016 Arka bahçenizde bulunan kanser savaşçısı 5 bitki Son yüzyılda, kanser, insanlardaki ölüm sebepleri arasından başı çekmektedir. Bu durumun oluşmasında işlenmiş gıdaların ve çevresel kirlenmenin de katkısı vardır. Hâlbuki farkında olmadığınız birkaç kanser koruyucu arka bahçenizde yetişiyor olabilir. Burada, bilimsel çalışmalar ile kansere karşı koruma özelliği olduğu desteklenen 5 farklı bahçe bitkisini konuşacağız. 1. KEKİK (Oregano) Pizza baharatı olarak ün kazanmış kekiğin sağlığa faydalı kanıtlanmış birçok özelliği vardır. Gerçekte, kekiğin esansiyal yağı atalarımız tarafından yüzyıllar boyunca cilt koruyucu ve öksürük nöbetlerinin tedavisinde olarak kullanılmıştır. Yapılan son çalışmalar kekiğin sahip olduğu antimikrobiyal özelliklerini[1-2] ve böbrek taşlarının oluşum riskini düşürdüğünü[3] göstermiştir. Bu bitki konusunda en dikkat çekici şey ise son çalışmaların kekiğin anti-kanser ajan olarak kullanılabileceğini desteklemesidir. Yapılan çalışmanın merkezinde kekiğin içerisinde yer alan ve anahtar rol oynayan carvacrol isimli madde yer almaktadır. Carvacrolün anti-tümör aktivitesi gibi birçok yararlı özellikten sorumlu olduğu düşünülmektedir. Hücre hatlarında yapılan çalışmalar carvacrol isimli maddenin birçok kanser türünün büyümesini durduğunu ve hücre ölümünü desteklediğini göstermiştir[4-5]. Özellikle uçucu yağının başta akciğer ve meme olmak üzere çeşitli kanser hücrelerini öldürücü etkisi gösterilmiştir. 2. ŞERBETÇİOTU (Humulus lupulus) Ev yapımı bira işiyle uğraşan herkesin de bileceği üzere, bira tadının muhafaza edilmesinde şerbetçiotunun önemi büyüktür. Yenilebilir yapraklar ve sürgünlerden oluşan şerbetçiotu aynı zamanda çay gibi de demlenip içilebilir. Bira yapanların geleneksel kullanımları ile birlikte, yapılan son bilimsel çalışmalar ışığında, şerbetçiotu, içerisindeki xanthohumol ismindeki aktif madde sayesinde kanser ile savaşmamıza yardımcı olabilir. Xanthohumol, bazı kanserli hücrelerin yayılmasında anahtar rol oynayan enzimlerin bloke edilmesini sağlamıştır[6-7]. Gidip bolca bira içmeden önce bilmelisiniz ki bira içerisinde sade eser miktarda şerbetçi otu vardır. Bira içerek alınabilecek anti-kanser etki ihmal edilecek kadar azdır, hatta alkol kullanmaktan kaynaklı toksik madde miktarının artması bile zarar görebilirsiniz. Bu muhteşem bitkiden faydalanmanın tavsiye edilen yöntemi doğal şerbetçiotunu çay gibi demleyerek içmektir. 3. KARADERME (Marrubium vulgare) Karaderme tıp dünyasına yabancı değildir. Bu bitki, antik Romalıların göğüs enfeksiyonlarında tedavi amaçlı bu bitkiyi kullandıkları dönemlerden tıp dünyasında yaygın bir bitkidir. Kuvvetli öksürük kesici özelliği vardır. Son zamanlarda karadermenin ishal ve kabızlık gibi sindirim problemlerinde kullanılması da karadermeyi önemli tıbbi bir bitki yapmaktadır. Karaderme kendisine rengini de veren bir grup flavonoitçe zengindir. Flavonoitler gibi fitoterapik özelliğe sahip maddeler, içerisinde kanser riskini düşürmenin de olduğu birçok sağlığa yararlarından sorumludur. Flavonit bakımından zengin olması nedeniyle, kolon ve göğüs kanserinin de içerinde olduğu çeşitli kanser hücre hatları üzerinde yapılan çalışmalarda, kanserli hücrenin yayılmasını engellemesi hiç de şaşırtıcı değildir[8-9]. 4. MİNE ÇİÇEĞİ (Verbena officinalis) Mine çiçeği bahçe süslemede yaygın olarak kullanılır ve tatlı kokusu sayesinde birçok arı ve kuş türünü kendisine çeker. Aynı zamanda çeşitli mutfaklarda da kullanımı yaygındır, hazırlanan yemeklerin üzerinin süslenmesinde kullanılabileceği gibi salatalara eklenmesi de salatalara ayrı bir tat katar. Bunlardan daha ilginç olan ise, içerisinde bulunan sayısız iridoit ve antioksidan madde sayesinde fazla sayıda sağlığa yararlı özelliğinin bulunmasıdır. Antimikrobiyal ve antitümör özellikleri de bunlar arasında sayılabilir. İnsan kanser hücrelerinin mine çiçeği ekstraktlarına maruz bırakıldığı çalışma ise umut vaat etmektedir. Araştırmacılar tarafında gözlenen durum neticesinde, mine çiçeği ekstraktları kanserli hücrenin çoğalmasına yavaşlatıcı bir etki göstermiştir[10]. Kanserli hücrelerin yayılmasını durduğunu gösteren çalışmaların sınırlı olmasına karşın, salatalarınızda bu tatlı çiçeği kullanmanız damak tadınıza kesinlikle zarar vermez! 5. KEÇİSAKALI (Meadowsweet) İşte, keçisakalı. İsminden de anlaşılacağı üzere, bu tatlı bitki Rosaceae ailesine ait, gül ve şeftali ile de akrabadır. Bu bitkinin kullanımı bronz çağına kadar dayanıyor. Farkında olun ya da olmayın, içerisinde aspirinin atken maddesi olan salisilik asiti barındırdığından, bu bitkiyle şimdiye kadar mutlaka tanışmışsınızdır. Keçisakalı, salisilik asitin dışında tıbbi kullanım alanlarının araştırıldığı heparin ve çeşitli flavonoitlerin de içinde olduğu sayısız bileşiği içerir. Fareler üzerinde yapılan son çalışmada, bu çiçeğin kullanılması rahim ağzı kanserinde %67 düşüşe sebep olmuştur[11]. İnsanlar üzerinde kanıtlanmış herhangi bir çalışma olmaması bir yana, araştırma umut verici gözüküyor. Sonuç olarak, kanser bir kere ortaya çıktığı zaman tıp bunun tedavisi üzerine yoğunlaşacağı gibi, daha hiç çıkmadan da önlemek adına yapılabilecek çok şey vardır. İçerisinde yukarıda bahsettiğimiz bahçe bitkilerinin de olduğu bir beslenme programı oluşturmak güzel bir başlangıç olabilir. Düzenli olarak bu bitkileri salatalarınıza katmak ya da demlemek suretiyle yararlı maddelerini ekstrakte edip (özütleyip) çay olarak tüketmek sizi sağlıklı tutmaya yardımcı olacaktır. Fakat doktor gözetiminde ve önerdiği dozlarda bitkilerin kullanımının sağlık için daha yararlı olacağını aklınızda tutun. Hele kanser tanısı konduysa mutlaka onkoloji uzmanının takip ve tedavisine girin, onun gözetimi altında yapılabilecekleri beraber planlayın.. Prof.Dr.Canfeza SEZGİN İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı 5 Yorum bağlantısı
Hüseyin Sönmez 8 Kasım 2016 Paylaş 8 Kasım 2016 Ev yapımı bira işiyle uğraşan herkesin de bileceği üzere.... Aslında evde biz sadece çay demliyoruz. 1 Yorum bağlantısı
Hüseyin Sönmez 8 Kasım 2016 Paylaş 8 Kasım 2016 (düzenlendi) Şerbetçiotu koskoca ülkemizde sadece pazaryeri isminde ufacık bir ilçede yetişmeside bir o kadar ilginç Buda üretim yerine ait görsel Bende Bilecik'in nesi menşurdur diye hep merak etmişimdir. 8 Kasım 2016 tarihinde Hüseyin Sönmez tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Ozlem Kaya 8 Kasım 2016 Paylaş 8 Kasım 2016 Hayrettin Bey, Faydalı bilgiler için teşekkür ederiz. Ben olaya alternatif tıp gözüyle bakmıyorum ve bu yüzden naturel herşeyin, hastayken destekleyici, hasta değilken de önlem alma adına faydalı olduğunu düşünüyorum, dediğim gibi tamamen şahsi görüşüm. Mesela boğazım çok hassas olduğu için kışın balın içine zencefil karıştırıp, her sabah bir kaşık alıp çıkıyorum. Veya yine boğazım için doğal gargara yapıyorum; sirke, karbonat ve tuzdan oluşan. Bu yüzden bitkilerin faydasına inanırım, ama bizdeki sorun, hangisi ne işe yarar araştırmadan, ezbere kullanabiliyoruz zaman zaman. Bunun için güvendiğimiz, tecrübeli bir Aktar'dan bilgi almak faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Saydıklarınızdan en yaygın kullandığım kekik tabi ki, tam bir baharat canavarıyım normalde de, çok kullanırım soslarda, salatalarda vs... Bir dönem Adana'da öğrencilik yaptım, orada Zahter adı verilen, kekik çayını çok istiyordum, kışın içinizi de sıcacık tutuyor, kekik için bunu tavsiye ederim. 1 Yorum bağlantısı
Hayrettin Bahadir 18 Kasım 2016 Yazar Paylaş 18 Kasım 2016 Zerdeçal kortizon kadar... Kanser azlığının sebebi zerdeçal mı?ZERDEÇAL KORTİZON KADAR TESİRLİ ÜSTELİK YAN ETKİSİ YOK Almanya’ da Saarlandes ve Frankfurt ile İtalya’ da Perugia Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan araştırmada zerdeçalın etken maddesi kurkuminin iltihap giderici etkisinin hangi mekanizmayla gerçekleştiği ortaya çıktı. Journal of Biological Chemistry’ de yayınlanan araştırmada kurkuminin etkileri hücre kültürlerinde incelendi (2). Kurkuminin de tıpkı kortizon gibi insan vücudundaki iltihaplarda anahtar rolü olan belirli bir proteinin (Gilz proteinleri) üretimini artırdığı tespit edildi. Gilz (Glucocorticoid-induzierter Leuzin Zipper) proteinleri, enflamatuar olaylarda tipik olarak bağışıklık hücreleri tarafından parçalandığı için azalıyor ama ortamda kurkumin varlığında üretimi artıyor. Kortizon tedavisinde de Gilz üretimi -başka bir mekanizmayla- artıyor ve böylece enflamasyon baskılanıyor. Kurkuminin kortizon kadar enflamasyon baskılayıcı etkisi olmakla beraber kortizonla görülen yan tesirler kurkumin ile görülmüyor. Uzmanlar, araştırmadaki etkiyi gösteren dozun ağız yoluyla alınmasının mümkün olmadığının ve ayrıca da suda çözünmediği için emiliminin zor olduğunun altını çiziyorlar ve araştırmalarına dayanarak yeni ilaç geliştirmenin mümkün olabileceğini söylüyorlar (2). Hindistan’ da kanser azlığının sebebi zerdeçal mı? Hindistan’da günde en az 1 çay kaşığı zerdeçal kullanılmaktadır. Bu nedenle, Hintlilerde akciğer, meme, böbrek kanserleri daha az görülmektedir. Ayrıca Alzheimer oranı yaşlılarda yok denecek kadar azdır. Zerdeçalın zeytinyağı, karabiber, kırmızıbiber ile birlikte tüketilmesi vücut tarafından tamamen emilmesini sağlamaktadır. Zerdeçalı kaynayan her yemeğe 1 tatlı kaşığı eklemekle kullanabilirsiniz. Hemen hemen her yemeğe yakışan bir tadı vardır. Süte ekleyerek içilebileceği gibi çayı da tüketilebilir. Fakat belki de en etkili kullanım salatalara ekleyerek, limon ve baharatlar ile kullanımıdır (3). Gelelim neticeye BİR: Sağlıklı yaşamanın yolunun sağlıklı gıdalarla adam gibi beslenmekten geçtiği bir kere daha ispatlanmış oluyor. Zerdeçal da diğer baharatlar gibi sofranızdan eksik olmasın! İKİ: Balık yemeyip balık yağı hapı içenler, güneşlenmeyip D vitamininden medet umanlar, zerdeçala da burun kıvıracak, bin bir bahane üreteceklerdir. Onlara şimdiden Alman’ların zerdeçal yerine geçecek hapları için para biriktirmeye başlamalarını tavsiye ediyorum, çünkü anca toparlarlar. Kaynaklar: 1. http://www.jbc.org/content/291/44/22949.abstract?sid=2b2c3cf8-2488-4be5-b7ad-9ff8c8d97f61 1 Yorum bağlantısı
Erdoğan Temur 18 Kasım 2016 Paylaş 18 Kasım 2016 Isırgan otunu yazmamışlar bizim bahçe hep ondan dolu. Yorum bağlantısı
Recommended Posts