Hakan Bayrak 21 Kasım 2016 Paylaş 21 Kasım 2016 Yazılan o kadar sayfanın özü şudur. İlk alış fiyatı kaç olursa olsun, vergisi ne kadar artarsa artsın, yakıtı ne kadar zamlanırsa zamlansın, ufacık parçası bile binlerce lira tutsun durmadan düşünmeden "Ben ne yapıyorum?" demeden çıldırmışçasına sıfır araç alıyoruz. "Alış fiyatından satarım bindiğim cebime kalır." diyor birçoğu. Bunun adı aracın değerlenmesi değil enflasyona maruz kalmaktır. Adam memur atanıyor ikinci ay araba çekiyor altına. Adam evleniyor 60.000 TL düğün masrafı yapmış gidip bir de araba kredisine yazılıyor. Adam özel sektörde işe başlayalı 1 hafta olmuş daha deneme sürecinde "Araba mı alsam?" diye fikrimi alıyor. Bunların hepsini çevremdekiler keza arkadaşlarım yapıyor. Bizler ne olursa olsun deli gibi araba sevdasına düşünce de birileri gelip bunu değerlendiriyor. Bu ister devlet eliyle ÖTV olsun ister yıl sonu dedikodularıyla araç stokunu bitirmek olsun. Çalıştığım sektörden biliyorum ev konusunda da bu böyle insanlar çok azıcık birikimleri ile yazlık ev için kredi taksidine giriyor. Acil bişey olsa beş kuruş para çıkaramayacak takside gidiyor hepsi çünkü. Neyse konumuz araba. Sıfır araba hiç almayalım demiyorum ama bu araba alma yarışı olduğu müddetçe ÖTV %500 olur, petrol fiyatı dünyada yerlerde gezerken bizde benzin 20 TL/L yi görür. Ona da alışırız. Sağda solda biraz hayıflanırız yine aynen devam ederiz. Bize akılcı ve kalıcı çözümler lazım bunun için de yerinde, ölçülü, mantık kuralları dahilinde tepkiler koymamız lazım. 4 Yorum bağlantısı
Nuri Güngör 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Bu duzenlemenin tek amacı var zengin zaten istediği aracı alıp biniyor otv vs farketmiyor sırf çoğumuzun olduğu gibi orta gelir grubunun dişinden tirnagindan arttirip bi nebze kaliteli ve üst sınıf araca binmesini engellemektir BMW Mercedes audi senin neyine demektir 1 Yorum bağlantısı
Necat Ertan 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 (düzenlendi) Audi showroom da araç kalmamış. S3, Q7 A3, A4 hepsinin üzerinde satılmıştır diye tabelalar. Hükümet yetkisini ne yönde kullanır bilmiyorum ama zam söylentisi dahi şu ekonomik dar boğazda satışları patlatmış. Firmalar yıl sonu kampanyası yapmadan dahi stokları eritecekler gibi görünüyor. 22 Kasım 2016 tarihinde Necat Ertan tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Hakan Gülsoy 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Dün audiye gittim fiyat almak için yazıldığı gibi ciddi bir satış patlaması var millet fiyat artışı olcak diye arabalara yükleniyor doğuş senter da a3 dizelin boş versiyonu kalmamış o derece bir satış var. Yorum bağlantısı
Ali Gök 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 helal olsun milletimize neyse parası verir alırız en iyisini Yorum bağlantısı
Mustafa Tüfekçi 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Dolar şubatta 3.40 dediler şubat gelmeden o paralara geldi zaten Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Ocak 2016da sorsalar söylerdik kuru.... Sürpriz yok Yorum bağlantısı
Ahmet İhsan Akşen 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Bir gün ülke yönetimine aday olursam sakın bana oy vermeyin Araçlara deli vergi uygularım, ÖTV'yi kaça katladığımı ben bile unuturum. 1 milyon liradan aşağı araç bulamazsınız. Millet leblebi gibi alman, fransız araç alıyor. Alın terimizin bedeli diğer ülkelere çuvallarla taşınıyor. Vatandaşımın bu kadar parasının ülkemden çıkışına izin vermezdim. Bir şekilde paranın içeride kalmasını sağlayıcı politikalar üretirdim. Mercedesi, VW'yi, iphone'u rüyanızda görürdünüz. Sakın beni seçmeyin Makam aracı olarak da yerli araca mı binerdiniz Yorum bağlantısı
Selim Kaya 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Makam aracı olarak da yerli araca mı binerdiniz Corolla yerli üretim sınıfında. Fena da olmaz hani makam aracı olarak. Keşke diyorum. Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 22 Kasım 2016 Yazar Paylaş 22 Kasım 2016 Yazılan o kadar sayfanın özü şudur. İlk alış fiyatı kaç olursa olsun, vergisi ne kadar artarsa artsın, yakıtı ne kadar zamlanırsa zamlansın, ufacık parçası bile binlerce lira tutsun durmadan düşünmeden "Ben ne yapıyorum?" demeden çıldırmışçasına sıfır araç alıyoruz. "Alış fiyatından satarım bindiğim cebime kalır." diyor birçoğu. Bunun adı aracın değerlenmesi değil enflasyona maruz kalmaktır. Adam memur atanıyor ikinci ay araba çekiyor altına. Adam evleniyor 60.000 TL düğün masrafı yapmış gidip bir de araba kredisine yazılıyor. Adam özel sektörde işe başlayalı 1 hafta olmuş daha deneme sürecinde "Araba mı alsam?" diye fikrimi alıyor. Bunların hepsini çevremdekiler keza arkadaşlarım yapıyor. Bizler ne olursa olsun deli gibi araba sevdasına düşünce de birileri gelip bunu değerlendiriyor. Bu ister devlet eliyle ÖTV olsun ister yıl sonu dedikodularıyla araç stokunu bitirmek olsun. Çalıştığım sektörden biliyorum ev konusunda da bu böyle insanlar çok azıcık birikimleri ile yazlık ev için kredi taksidine giriyor. Acil bişey olsa beş kuruş para çıkaramayacak takside gidiyor hepsi çünkü. Neyse konumuz araba. Sıfır araba hiç almayalım demiyorum ama bu araba alma yarışı olduğu müddetçe ÖTV %500 olur, petrol fiyatı dünyada yerlerde gezerken bizde benzin 20 TL/L yi görür. Ona da alışırız. Sağda solda biraz hayıflanırız yine aynen devam ederiz. Bize akılcı ve kalıcı çözümler lazım bunun için de yerinde, ölçülü, mantık kuralları dahilinde tepkiler koymamız lazım. Medya ve diziler zenginlik göstergesi peşinde. Halk da buna şartlanıyor. Temiz eski araç kullanmak karizma olmak diye birşey yok. Herkes yırtarcasına sıfır full peşinde. 1 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Kaputa saksı düşünce çöpe atacak kadar rahatız... 2 Yorum bağlantısı
Serhat ipeksoy 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 Yazılan o kadar sayfanın özü şudur. İlk alış fiyatı kaç olursa olsun, vergisi ne kadar artarsa artsın, yakıtı ne kadar zamlanırsa zamlansın, ufacık parçası bile binlerce lira tutsun durmadan düşünmeden "Ben ne yapıyorum?" demeden çıldırmışçasına sıfır araç alıyoruz. "Alış fiyatından satarım bindiğim cebime kalır." diyor birçoğu. Bunun adı aracın değerlenmesi değil enflasyona maruz kalmaktır. Adam memur atanıyor ikinci ay araba çekiyor altına. Adam evleniyor 60.000 TL düğün masrafı yapmış gidip bir de araba kredisine yazılıyor. Adam özel sektörde işe başlayalı 1 hafta olmuş daha deneme sürecinde "Araba mı alsam?" diye fikrimi alıyor. Bunların hepsini çevremdekiler keza arkadaşlarım yapıyor. Bizler ne olursa olsun deli gibi araba sevdasına düşünce de birileri gelip bunu değerlendiriyor. Bu ister devlet eliyle ÖTV olsun ister yıl sonu dedikodularıyla araç stokunu bitirmek olsun. Çalıştığım sektörden biliyorum ev konusunda da bu böyle insanlar çok azıcık birikimleri ile yazlık ev için kredi taksidine giriyor. Acil bişey olsa beş kuruş para çıkaramayacak takside gidiyor hepsi çünkü. Neyse konumuz araba. Sıfır araba hiç almayalım demiyorum ama bu araba alma yarışı olduğu müddetçe ÖTV %500 olur, petrol fiyatı dünyada yerlerde gezerken bizde benzin 20 TL/L yi görür. Ona da alışırız. Sağda solda biraz hayıflanırız yine aynen devam ederiz. Bize akılcı ve kalıcı çözümler lazım bunun için de yerinde, ölçülü, mantık kuralları dahilinde tepkiler koymamız lazım. tamamen katılmakla beraber, aynı durum telefon için de geçerli. sokakta gördüğüm 8-9 yaşlarındaki çocukların ellerinde bile dokunmalı, bizden akıllı(!) telefonlar var. sadece forum üyeleri olarak kaçımızın elinde basmalı tuşlu telefon var sorarım size (foruma). milletimizde bu açgözlü tüketim ve gösteriş çılgınlığı olduğu müddetçe, üretmek yerine; bir tarafımızdan ter aka aka ay sonunda kazandığımız üç kuruşu, sanki başkasının parasını harcar gibi hemen tüketmeyi tercih ettiğimiz süre boyunca malesef akıllanmayız. 3 Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 22 Kasım 2016 Yazar Paylaş 22 Kasım 2016 (düzenlendi) 1877 basımı bir seyahatnamede Türkler için "gelecek yılı ve biriktirmeyi hiç düşünmez biraz parası olduğu zaman hacıya gider eğer artarsa ikinci hanımı alır daha sonra kıtlık olur arazisini ermeni tüccara yarı fiyatına satar" diyordu. ermeni sorununun en büyük müsebbibini de malların bu el değiştirmesi karşısında yıllar içinde biriken nefret olduğunu anlatıyordu. 22 Kasım 2016 tarihinde Mehmet Göktürk tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Baha Kanberoğlu 22 Kasım 2016 Paylaş 22 Kasım 2016 (düzenlendi) tamamen katılmakla beraber, aynı durum telefon için de geçerli. sokakta gördüğüm 8-9 yaşlarındaki çocukların ellerinde bile dokunmalı, bizden akıllı(!) telefonlar var. sadece forum üyeleri olarak kaçımızın elinde basmalı tuşlu telefon var sorarım size (foruma). milletimizde bu açgözlü tüketim ve gösteriş çılgınlığı olduğu müddetçe, üretmek yerine; bir tarafımızdan ter aka aka ay sonunda kazandığımız üç kuruşu, sanki başkasının parasını harcar gibi hemen tüketmeyi tercih ettiğimiz süre boyunca malesef akıllanmayız. Halkimiz parayla zehirlendi. Uzak dursun ama buyuk bir buhran olmadigi surece bu düzelmez. 15-20 sene once istedigimiz gibi borclanamadigimiz icin elimizdekinin degerini biliyorduk. simdi hic birseyin kiymeti yok. o yuzden zirt pirt degistiriyoruz.. 22 Kasım 2016 tarihinde Baha Kanberoğlu tarafından düzenlendi 2 Yorum bağlantısı
Mahmut Sayar 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 Hafta sonu Tan Oto'da servise bıraktım aracı, showroom'da biraz bakındım araçlara, öğleden sonra çay içmek için tekrar çıktım baya baya araç bakıyordu insanlar. Stok durumu nedir bilemem fakat yıl sonu bayilere yaradı diyebilirim. Bu arada sıfır aracın bir diğer ilgi sebebi de sanayi fobisi, bir yakınım zar zor 16-17 yaşında bir araç aldı. Bir sene de 4-5 bin harcadı. Şimdi keşke ibiza, fabia filan alsaydım bu para faizine gider paşa paşa binerim diyor. 7-8 yıl ticaretle ilgilendim, gördüğüm esas sıkıntı ülkece gelir-gider dengesini koruyamıyoruz. Aylık geliri 2 bin olan biri için sıfır araba lüks, peki 5 bin ya da 10 bin kazanan biri almalı mı, alırsa ne almalı. Kazanca göre harcamak gerekirken, harcamaya kılıf aramaya çalışan bir topluma dönüştük. Hayırlısı... 3 Yorum bağlantısı
Ali Gök 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 Toplumumuzu begeniyorum ben helali hoş olsun vatandaşımıza ne eksiğimiz varmş avrupalıdan 1 Yorum bağlantısı
Ali Gök 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 tamamen katılmakla beraber, aynı durum telefon için de geçerli. sokakta gördüğüm 8-9 yaşlarındaki çocukların ellerinde bile dokunmalı, bizden akıllı(!) telefonlar var. sadece forum üyeleri olarak kaçımızın elinde basmalı tuşlu telefon var sorarım size (foruma). milletimizde bu açgözlü tüketim ve gösteriş çılgınlığı olduğu müddetçe, üretmek yerine; bir tarafımızdan ter aka aka ay sonunda kazandığımız üç kuruşu, sanki başkasının parasını harcar gibi hemen tüketmeyi tercih ettiğimiz süre boyunca malesef akıllanmayız. akıllı telefon lüks değil günümüzün bir ihtiyacı durumunda.gerçek bir ihtiyaç lakin asgari ücretlinin elinde 3000 tl lik ıphone evet lüks katılıyorum . ama tuşlu telefon hakkındaki fikrinize katılmıyorum. Yorum bağlantısı
Misafir 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 Telefon operatörü 4.5g'ye yatırım yapmış, Tv platformu 500 milyon dolar telif hakkı ödemiş, evde internet hızı 10mbit'lere çıkmış, tv'ler 4k olmayınca göstermiyor gibi reyonlarda 4k' ile süslenmiş, Telefonlar 4k çekim yapar hale gelmiş, oyun konsolu 4k olmuş, araç multimedya sistemleri spotify kullanıyor, hafızada yer kaplamayan muziği telefon/tabletten internete bağlı olarak şehirler arası yolda dinliyorsun, Travegoya bindiğinde otobüsün wi-fi alıcısı internet hizmeti sağlıyor, her koltuğun arkası dokunmatik tv olmuş, ardahan'dan edirneye bu otobüsle geliyor. Uçağa binen elektronik barkodlu biletini telefondan cihaza okutup, uçağına biniyor, akşama uçuş chek-inini havayolunun android uygulamasından yapıyor. Burada müşteri/kullanıcı suçluymuş gibi davranmak doğru değil. Etrafınızda satılan peynirin kilosu 20TL-30TL arasındaysa ve evinizde peynir yapamıyorsanız; gelirinizin bir kısımını 20 ya da 30Tl'lik peynire ayırmak zorundasınız. EVinde peynir yap demek çözüm değil. YA da evinde peynir yapmadığı için müşteriye kabahat bulmak da. Saygılarımla. Yorum bağlantısı
Atakan Ulusoy 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 Evinde peynir yapmasi gerekenler peynir yapmadığı için kabahatli hocam, sadece başlık konusu uzerinden ele alirsak; minumun %45 maximum %165 gibi OTV+Kdv aliyorsan. Bu memleketin insanina hizmet ediceksin/getireceksin/gelistiriceksin. Sadece vergiyi almakla bu gemi ancak batmamak için çırpınır. Hep iğneyi kendimize batirmayi nasilda alıştırmislar. 1 Yorum bağlantısı
Misafir 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 Evinde peynir yapmasi gerekenler peynir yapmadığı için kabahatli hocam, sadece başlık konusu uzerinden ele alirsak; minumun %45 maximum %165 gibi OTV+Kdv aliyorsan. Bu memleketin insanina hizmet ediceksin/getireceksin/gelistiriceksin. Sadece vergiyi almakla bu gemi ancak batmamak için çırpınır. Hep iğneyi kendimize batirmayi nasilda alıştırmislar. Ben işin ekonomik kısmındayım. Pazarı potansiyel gören yatırımcı bu yatırımı yaptıktan sonra tüketici davranışlarını da o hizmeti alma noktasında zorlar. 20 yıl önce boynuz anten ile tek kanal tv seyrederken, biri platform kurup tv'yi parayla satmaya çalıştığında anlamak lazımdı gelecekte olacakları. Aynı şeyi 4.5g ihalesinde internet uçacak kaçacak diye sevinirken; elindeki telefonların da uygun olması gerektiğini düşünerek tasalanmak lazımdı şimdi yine cepten para çıkacak diye. Ben ötv'yi savunduğum için değil, modernizme alışmış bir toplumun artık reflekslerinin eskisi gibi olamayacağını bunun en büyük nedenlerinden birinin de sistemin kurucularının etrafımıza bu ağları çok öncesinden örmesinden kaynaklı olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. Peyniri evde üretmek ise artık seri üretimden çok daha pahalı. O tren 82-85 yılları arasında kaçtı kooparetifleşilemediğinden.. Saygılarımla. Yorum bağlantısı
Ali Gök 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 herkes kendi işini yaptığı sürece sıkıntı nedir tam olarak ? peyniri peynirci üretir ben de satın alırım . aracıma sigorta yaptıracaksam gider sigortacıda sigorta yaptırırım. birisinin takibe düşmüş kredi kartı varsa da ben tahsil eder para kazanırım. yani herkes kendi işinden para kazanır başkalarının yaptıkları işten de ihtiyaçlarını karşılar. ticaretin mantığı bu al sat al sat .... adam teknoloji üretmiş satıyor beğenmeyen almaz kullanmaz alanada kimse karışamaz kendi kazandığı parası sonuçta. Yorum bağlantısı
Atakan Ulusoy 23 Kasım 2016 Paylaş 23 Kasım 2016 herkes kendi işini yaptığı sürece sıkıntı nedir tam olarak ? peyniri peynirci üretir ben de satın alırım . aracıma sigorta yaptıracaksam gider sigortacıda sigorta yaptırırım. birisinin takibe düşmüş kredi kartı varsa da ben tahsil eder para kazanırım. yani herkes kendi işinden para kazanır başkalarının yaptıkları işten de ihtiyaçlarını karşılar. ticaretin mantığı bu al sat al sat .... adam teknoloji üretmiş satıyor beğenmeyen almaz kullanmaz alanada kimse karışamaz kendi kazandığı parası sonuçta. Tamda sorun bu işte. Yorum bağlantısı
Recommended Posts