Metin Akbal 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 M. Asım Kahraman yazdı: Farklı bir platformda bir şahıs enteresan şeyler yaşadığına dair hikayesini anlatmış ve bunlara kendini inandırmış. Çözüm arıyormuş. ... Arkadaşlar şimdiden fikirlerinizi bekliyorum. Ya Eagle Eye in etkisinde kalmis ya da gece ustu acik kalmis Yorum bağlantısı
Recep Demirci 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Ara ara hatırlatılmış güzel bir konu. Birkaç tane var ama izah etmekte zorlanırım çünki çok ehemmiyet vermediğimden unuttum gitti. Esrarengiz olaylar olmuş ve herkes dini olarak hissettiklerini dökmüş güzel. Yorum bağlantısı
Furkan Avcı 17 Nisan 2020 Yazar Paylaş 17 Nisan 2020 Metin Akbal yazdı: Ya Eagle Eye in etkisinde kalmis ya da gece ustu acik kalmis Komplo teorilerinden biri https://dimitrovtesla.blogspot.com/2020/03/mikrodalgada-coronali-kek-tarifi.html?m=1&fbclid=IwAR0akDLDj7VSNntGRYeaBBRBienrqLweBkHoyNvVJKoxwUNJDxZJzs7ZBdo Recep Demirci yazdı: Ara ara hatırlatılmış güzel bir konu. Birkaç tane var ama izah etmekte zorlanırım çünki çok ehemmiyet vermediğimden unuttum gitti. Esrarengiz olaylar olmuş ve herkes dini olarak hissettiklerini dökmüş güzel. ben daha çok çıkar demiştim zamanında da, yazmayada çekiniyor insan 1 Yorum bağlantısı
Ahmet Çalışkan 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Konudan yeni haberdar oldum. Benim de şöyle bir özelliğim vardır: Uzun zamandır, yıllardır görmediğim birilerini rüyamda gördüğümde hemen sabahında ölüm haberini alıyorum. Bunu birçok kez yaşadım. Örneklerinden birkaçı aklımda. En son yaşadığım örnek ise şu şekilde: Bi gece çocukluk arkadaşımı ve babannesini rüyamda gördüm. Bu arkadaşı ve babannesini görmeyeli 5-6 yıl olmuştu. Bu arkadaş mahallemizden taşındı. Babannesi ise mahallede kaldı. Ama dediğim gibi babanneyi de görmüyorum 5-6 yıldır. O gece ikisini de rüyamda gördüm. Sabah arkadaş çaldı kapıyı. Babannesinin cenazesine gelmişlerdi. 1 Yorum bağlantısı
Metin Akbal 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Ahmet Caliskan yazdı: Konudan yeni haberdar oldum. Benim de şöyle bir özelliğim vardır: Uzun zamandır, yıllardır görmediğim birilerini rüyamda gördüğümde hemen sabahında ölüm haberini alıyorum. Bunu birçok kez yaşadım. Örneklerinden birkaçı aklımda. En son yaşadığım örnek ise şu şekilde: Bi gece çocukluk arkadaşımı ve babannesini rüyamda gördüm. Bu arkadaşı ve babannesini görmeyeli 5-6 yıl olmuştu. Bu arkadaş mahallemizden taşındı. Babannesi ise mahallede kaldı. Ama dediğim gibi babanneyi de görmüyorum 5-6 yıldır. O gece ikisini de rüyamda gördüm. Sabah arkadaş çaldı kapıyı. Babannesinin cenazesine gelmişlerdi. Hemen profil fotografimi kaldiriyorum o halde. Hic gorusmemis olalim 😁 5 Yorum bağlantısı
Ahmet Çalışkan 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 (düzenlendi) Ayrıca konu canlanmalı. Yarın hafta sonu, gece uzun Şimdi anlatacağım olayda olduğu gibi bazılarının da bi açıklaması oluyor tabi: Sene 2000 falan. Köydeyiz. Gece saat 23:00 civarları. Bi köy düğününden dönüyorum. Dönüş yolu da köy mezarlığının yanından geçiyor. Bildiğim duaların hepsini okuya okuya yürüyorum. Mezarlığın duvarı da 1.5 metre falan var. Tam zifiri karanlığın ortasındayken mezarlığın duvarının arkasından bembeyaz birisi "Allahuekber" diyerek doğrulmasın mı? Ağlaya ağlaya nasıl koştuğumu bir ben bir Allah bilir. Eve vardığımda anlatıyorum durumu. Meğer köyde bir amca, ölümü hatırlamak için kefenlenmiş gibi beyazlara bürünüp mezarlıkta kılarmış yatsı namazını bu olayın bende bi travma yaratmaması amacıyla ertesi gün amcayı yemeğe davet ediyolar tanışayım insan olduğunu göreyim diye. Amca da o olduğuna inanayım diye aynı kefeni giyip geliyor yemeğe ve ikinci travmayı yaşatıyor bana sonra yemek bensiz yeniyor Metin Akbal yazdı: Hemen profil fotografimi kaldiriyorum o halde. Hic gorusmemis olalim 😁 Abi seni yıllar önce de görmedim. Resimden görmek sayılmaz 17 Nisan 2020 tarihinde Ahmet Caliskan tarafından düzenlendi Düzeltme 4 5 Yorum bağlantısı
Furkan Avcı 17 Nisan 2020 Yazar Paylaş 17 Nisan 2020 Ahmet Caliskan yazdı: Meğer köyde bir amca, ölümü hatırlamak için kefenlenmiş gibi beyazlara bürünüp mezarlıkta kılarmış yatsı namazını bu olayın bende bi travma yaratmaması amacıyla ertesi gün amcayı yemeğe davet ediyolar tanışayım insan olduğunu göreyim diye. Amca da o olduğuna inanayım diye aynı kefeni giyip geliyor yemeğe ve ikinci travmayı yaşatıyor bana sonra yemek bensiz yeniyor Abi seni yıllar önce de görmedim. Resimden görmek sayılmaz Amca doğru olanı yapıyor ya neyse durum fena ama E gündüz yazdım gören görsün okusun diye, şimdi gece gelirler okurlar banada kızarlar bu saatte olur mu diye 1 Yorum bağlantısı
Recep Demirci 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Arkadaşım geçenlerde yaşamış şöyle bir hadise. Kendi ağzından. Sabah işe geliyorum, canım bir sıcak simit çekti (Fakir hayali işte , portakal soslu ördek çekecek değil ya?) Her zaman aldığım fırına girdim baktım simit soğuk.Aldım bir tane geldim okula.(Sıcak olsa idi iki tane alacaktım) Kapıdan içeri girecem anahtarlar yok.Ara ara ara, lan nereye gitti bu? Fırında unuttuk, atladım arabaya gittim fırına anahtarlar orada duruyor. Tezgahta ise sıcacık simitler... 2 Yorum bağlantısı
Metin Akbal 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Ahmet Caliskan yazdı: Abi seni yıllar önce de görmedim. Resimden görmek sayılmaz Ben tedbirimi alayimda ne olur ne olmaz 😁 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Babam anlatırdı.. Geçmişte.. yıl muhtemelen 1965 ler falan.. Babam ve annem Ankara'ya doktora gelmişler. İşleri bitmiş, teminale gitmişler. biletlerini almışlar. Bakmışlar daha iki saat var otobüsün kalkmasına. Babam ve annem dolaşalım diye çıkmışlar. Epey de vakit geçmiş bu arada ama fark etmemişler. Yol kenarında bir seyyar satıcı yerde bir şeyler satıyormuş ve insanlar etrafını sarmış ona bakıyor bir şeyler soruyorlarmış.. Babam da satıcıya ğilen insanların üstünden kafayı uzatıp bakmış ne satıyor bu adam diye.. O sırada satıcı ile göz göze gelmişler. Satıcı demiş ki.. Nevşehir'li sen oyalanma burada hadi senin otobüsün kalkmak üzere.. Babam, hızır aleyhisselamdı o derdi. O uyarmasa biz otobüsü kaçıracaktık, son anda bindik otobüse derdi. 11 1 Yorum bağlantısı
Metin Akbal 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 Ilk gorev yerim Edirne. Annemle kizkardesiminde 2. senemde 3. gelisi olmustu. Geri Corum a gidecekleri zaman. Amaaan Istanbulda yine 2 saat oyalanacagiz diye hayiflaniyordu. Esenler otogarda alt katta yolcu indirip ust kat peronuna giris icin bekliyordu otobus. 3. gidislerinde ise alt katta yolculari indirdigi gibi hemen perona cikmis otobus yarim saat bile beklememisler bu sefer Istanbulda beni aradi beklemiyoz gidiyoz diye.Neyse 4 saat sonra telefon. Oglum otobusun lastigi patladi tam 2 saat bekledik Duzcede diye [emoji16] 3 Yorum bağlantısı
Sinan Akgöl 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 2014 Ramazan ayı, iftardan sonra enişteyle akşam yürüyüş soda sigara içmeye çıkıyorduk. Ama dediğim saatler gece 11-12 arası yürüyüş yapıp eve dönüyorduk sahur için iyi oluyordu. Yeni telefon almıştım tamda o sıralar o zamana göre iyi para vermiştim. Neyse yürüyüşü yaptık oturduk bir evin orada bahçe duvarına bir soluklandık eve girdim. Bir oyuna sarmıştım pcyi açtım yaklaşık 1.5 saat oyunu oynadım ya dedim telefona bakim nereye attım. Dedim kıyafetlerin altında heralde kaldırdım yok, gecenin köründe odanın içinde pitbull gibi dönüyorum girişe bakıyorum yok. Babanın telefonla arıyorum telefonda çalıyor ama ses yok. Dedim kesin düşürdüm yolda fırladım sokağa depar atarak bir yandan çalıyor telefon bir yandan koşuyorum yürüdüğümüz yolları geriye sararak, tam koştururken sokakta tiplerde yürüyor insanlarda var, baktım en son oturduğumuz duvarın üstüne bırakmışım telefonu kimse görmemiş kimse almamış orada duruyor sanki salonda unutmuş gibi gittim elimle koymuş gibi aldım geldim eve geri. Ha derler bazen gören gözü görmez eder göstermek istemediğini göstermez diye heralde öyle bir şey oldu. Helal malmış. Ya da ben şanslıydım nasıl derseniz 5 Yorum bağlantısı
Görkem Karakaş 17 Nisan 2020 Paylaş 17 Nisan 2020 2014 Ramazan ayı, iftardan sonra enişteyle akşam yürüyüş soda sigara içmeye çıkıyorduk. Ama dediğim saatler gece 11-12 arası yürüyüş yapıp eve dönüyorduk sahur için iyi oluyordu. Yeni telefon almıştım tamda o sıralar o zamana göre iyi para vermiştim. Neyse yürüyüşü yaptık oturduk bir evin orada bahçe duvarına bir soluklandık eve girdim. Bir oyuna sarmıştım pcyi açtım yaklaşık 1.5 saat oyunu oynadım ya dedim telefona bakim nereye attım. Dedim kıyafetlerin altında heralde kaldırdım yok, gecenin köründe odanın içinde pitbull gibi dönüyorum girişe bakıyorum yok. Babanın telefonla arıyorum telefonda çalıyor ama ses yok. Dedim kesin düşürdüm yolda fırladım sokağa depar atarak bir yandan çalıyor telefon bir yandan koşuyorum yürüdüğümüz yolları geriye sararak, tam koştururken sokakta tiplerde yürüyor insanlarda var, baktım en son oturduğumuz duvarın üstüne bırakmışım telefonu kimse görmemiş kimse almamış orada duruyor sanki salonda unutmuş gibi gittim elimle koymuş gibi aldım geldim eve geri. Ha derler bazen gören gözü görmez eder göstermek istemediğini göstermez diye heralde öyle bir şey oldu. Helal malmış. Ya da ben şanslıydım nasıl derseniz [emoji4] Çok benzer bi olay yaşadım. 2011-2012 falan olabilir. O zaman tuşlu telefon vardı tabi. 6300 a benzeyen ama daha ekonomik samsung bi telefonum vardı ama ne telefon. Sadece elde tutması çok güzel bi hissiyatı olduğu için almıştım. Bizim evin bi ön girişi vardır bi de arka. Arka giriş depoya açılır (bide çiftçilik yapıyoruz). Orada düşürmüşüm telefonu ama her yeri aradım yok bulamıyorum. Resmen tavaf ettim dolaştığım yerleri.Tesadüf bu ya babaannem ben telefonu düşürdükten sonra telefonu bulmuş ve böyle biraz yükselti olan bir yere koymuş. Ben telefon gitti diye kara kara düşünüp evin arka girişinden girerken babaannem beni gördü. Ne oldu oğlum canın sıkkın gibi vs konuşurken telefonu kaybettim diyemedim. Ama o dedi telefon buldum git bi belediyeye ilan ettir diye. Vesileyle ben de tamamen helal paraya bağlıyorum 4 Yorum bağlantısı
Ebrar Tüfek 28 Nisan 2020 Paylaş 28 Nisan 2020 Bu konuyu çok geç görmüşüm, aslında böyle şeyleri anlatmayı pek sevmem aklıma gelince keyfim kaçıyor ama geçende bi konu açıp kapattırmıştım okuyanlar bilir. 21 yaşındayım, bazı yaşadığım olayları anlatayım, küçücük çocuğum 5 yaşında falan anca, annem anlattı bunu, zaten sonrasındaki herşeyi bende hatırlıyorum. Memleketim rize ikizdere'deyiz, ramazan ayı teravih namazına gitmişiz o zaman namaz kılmayı bilmiyorum tabi yanımdakileri taklit ediyorum. Ev ile cami arası 50 metre küsür. Caminin etrafı duvarla çevrili, içeride 100 yıllık civarı bir ağaç var altına oturma yeri yapmışlar. Rüzgar esiyor hava soğuk, ben tek başıma çıktım camiiden, eve gidip hırka alacağım tekrar geri camiiye gideceğim, köyde teravihden sonra camiide çay yapılır cemaat sahura kadar çay içer muhabbet eder. Konuyu dağıtmayayım çıktım eve gidiyorum, yolun kenarında bitane köpek yatıyor. Köyde yaşayan bi adamın çoban köpeği, bi anda kalkıp bana saldırdı, havladı üstüme doğru. Isırmadı ama üzerime doğru koşup havladı saldırmaya yeltendi. Evin tam dibindeydim beni gördüler koşup kurtardılar hemen o anda niye kaçmamışım hatırlamıyorum, o gecenin karanlığında olay başıma gelince benim dilim tutuldu. Kekeme falan değil direk dilim tutuldu ağzım felçli gibi kaldı, acıktığımı susadığımı anlatamazdım anneme. Beni okuttular gitmediğimiz hoca kalmadı muskalar vs. 6 7 ay sonra ağzım düzeldi. O gece bi başlangıçtı sanki, o günden sonra hep böyle şeylerle iç içe yaşadım, gece köyde ineklerin su içtiği yerde davul zurna sesleri duyardım, düğün yeri gibi. Geceleri yatıyorum, uyumuyorum gözüm açık, bi anda çok kalabalık bir caddedeymişim gibi bi yığın ses geliyor 2 3 saniye içerisinde camdan simsiyah bişey yanıma geliyor bazı günler sadece bana bakıp gidiyor, bazı günler cebime elliyor, elini cebime sokuyor. Belime dokunuyor, gerçekten bunu hissediyorum yani sanki bir insan dokunuyor gibi hissediyorum. Bağırmaya çalışıyorum bağıramıyorum nefes alamıyorum sesimi çıkartamıyorum hareket edemiyorum ve bu olay maksimum 10 saniye sürüyor. Benim bi özelliğim var tabi övünülecek birşey değil, benim yıldızım çok düşük, çok çabuk nazar değiyor ve bana nazar değdiği zaman hased edildiği zaman ben bunu hissedebiliyorum, kimin bana nazar değdirdiğini kimin kötü baktığını hissedebiliyorum, bunu nasıl hissettiğimi anlatamıyorum ama çok ciddiyim. İnsanların bana ne gözle baktığını ruhen hissedebiliyorum. Biri bana nazar değdirdiğinde başıma ağrılar giriyor üstüme bişey oturuyor sanki. Bide ayrı bi konu var, birine ah edersem anında başına bir iş geliyor, buna belki inanmayanlar çıkacaktır, çocukken astım hastası olduğum için kortizonlu ilaç kullanmaktan bayaa kilo almıştım, o dönem ergenlik başlangıcı ile beraner hormon değişiminden dolayı aşırı kilo alma zamanı jinekomasti oldum. Ortaokulda iken oluyor bu olay. İsmini vermeyeceğim bitane akrabamız benle bi gün dalga geçti, ailemin yanında sana doğum gününde sütyen alacağım dedi. İçimden dedim ki Allah çoluğuna çocuğuna versin. Şuan 13 yaşında oğlu var, çocuk 2 yıl önce obez oldu, karaciğerinde yağlanma oluştu, 2 kat merdiven çıksa yarım saat nefes alamayacak hale geldi, benim tamamen o dalga geçtiğim dönemdeki aynı halime büründü. Bu yıl Allaha dua ettim, sen kimsenin ahını kimsede bırakmazsın günahının bedelini ödeyip ödemediğine sen karar verirsin, bu kulunu affet Allahım dedim. Çünkü çocukken aynı şeyleri bende yaşadığım için o obezite halinin ne kadar berbat bişey olduğunu biliyorum, annesinin hatasını çocuğun ödemesine üzüldüm ve bu duayı ettim, şuan ne durumda diye tahmin edersiniz ? O çocuğu futbol kursuna yazdırdılar 1 yıl içerisinde mis gibi zayıfladı boyu uzadı, şimdi pehlivan gibi bir çocuk. Çok yakın ailemden birisinin oğlu istanbulda endüstriyel tasarım mühendisliği okuyor, erasmus ile italyaya gitti, orada okuyordu. Babası bizim evdeydi ailecek oturuyoruz, babasına dedim ki, bende erasmus sınavına girmek istiyorum dedim. Bacak bacak üstüne attı, o sınava öyle herkes giremez, dil bilmek lazım, benim oğlum çok zor işi başardı diyip beni milletin içerisinde küçük düşürdü, gururumu kırdı. Bu olay çok yeni oluyor, o an ağzımdan tek bi cümle çıktı. Sen beni ailemin önünde küçük düşürdün, Allah sana verdiğini geri alsın. Ne oldu biliyormusunuz ? Corona hastalığının ilk çıktığı zamanlar, uçak seferleri iptal edildiği için oğlu italyadan direk uçuş ile dönemedi. Almanyaya otobüs ile gidip almanyadan uçağa binerek Türkiyeye geldi, istanbuldaki üniversitesine gitti dersine devam edebilmek için. Oradaki öğretmenlerden biri onu gördü, sen yurtdışından geldin bize hastalık bulaştıracaksın diye çocuğu üniversiteye şikayet etti, arkadaşlarının yanında okula gelmemesini söylediler, yani açıkca kovdular. İşin sadedine gelirsek, beni milletin içinde yerin dibine sokan adamın oğluna gittiği erasmus nasip olmadı, erasmusu geç, geri geldi kendi okuduğu türkiyedeki üniversitesine bile alınmadı. Daha sonra da okullar komple kapandı zaten, ama önemli olan onun çıkarttığı ders. Çıkartacağını da pek sanmıyorum ama neyse artık. Özellikle kimlerden nazar ve hased gördüğümü de açık açık söylerim, hased denilen mevzu şudur, sizde bir mal mülk, zeka kabiliyet el becerisi yada herhangi bir nimet varsa, hasedi olan kişi bu nimetlerinizin yok olmasını yada sizin o nimetlerden bela görmenizi ister, hasedi olan insan sizin elinizdeki o güzelliğe ihtiyacı olsa da olmasa da o elinizdekini kendisinin olmasını ister yada sizim o elinizdekinden hayır görmemenizi ister. Bu iş ilerlerse cinayete sevk eder. Eşinden ayrılmış yuvasında huzur olmayan insanların yanında ailenizle alakalı konuşmayın, eğer ki o kişide nazar hased varsa aile huzurunuz kaçar. Bir araba almak isteyip alamayan insanların gözünde hased varsa ve o kişi sizin arabanızı görüp o göz ile bakarsa ya araba sürekli bozulur yada size nasip olmaz. Nazar duygu yoğunludur, öfke nasıl bedende belli bir etkisi var ise kıskançlık kibir çekememezlik de bu şekilde göz üzerinden dışarıya tesir eder. Nazar kazaya belaya ölüme bile sebep olur, insanlar nazar değdirmek yerine maşallah diyebilse hiç böyle şeyler başımıza gelmezdi. Nazarı bir anne baba kendi çocuğuna bile değdirebilir, çünkü duygu yoğunluğudur sevmek bile nazar değdirir. Başımdan geçen olayı anlatırken yazıyı biraz fazla kaçırdım bilgi vermeye kalktım, okuyanlar bilgilenirse ne mutlu bana. 6 Yorum bağlantısı
Erhan Doruk 28 Nisan 2020 Paylaş 28 Nisan 2020 Şirket aracımıza otostopçu almak yasak. 4-5 ay önce Karabük'ten Bartın a geçerken hava hafif yağmurluydu. Bilen bilir sürüşü keyifli ağaçlarla kaplı bir yoldur. Ortalama bir hızda gidiyorum . Bir otobüs durağından geçerken ak sakallı bir amca el salladı. Normalde durmam ama durdum. Falanca ilçeye gidicem bırakırmısın dedi. Yolumun üstü mü dedim evet dedi. Neyse bindi gidiyoruz, biraz sohbet ettik 15-20 dk sonra ışıklarda inicem dedi. Dedim hava yağmurlu bırakayım gideceğin yere yok dedi ben şurada inicem. Durdum sağda, indi dua etti. Kapıyı kapattı devam ettim. Karşıya geçti mi diye baktım dikiz aynasından ortada kimse yoktu. 6 Yorum bağlantısı
Ahmet Çalışkan 8 Mayıs 2020 Paylaş 8 Mayıs 2020 Merhaba, "Nasıl olsa sahura kadar oturuyorum, bari boşa gitmesin" diyip dün namaza başladım. İşte nefsimize yenilip günaha gireceğiz ya, bu gece öyle bir uykum geldi ki sahura kadar oturamadım, bişeyler yiyip yattım. "Saat 4 gibi kalkar, bi bardak su içer, namazı da yataktan çıkabilirsem kılarım, çıkamazsam Allah affetsin" diye düşündüm. Fakat alarm kurmayı unutmuşum. Gece bir rüya gördüm. İnsan kılığına girmiş bir üç harfli evimin penceresinden girmeye çalışıyordu. Ben de cesaretimi toplayıp karşısına çıktım ve Nas suresini okumaya başladım. Ama nasıl okuma. Sesim çıkmıyor, boğuluyorum, ağır çekimde okuyorum resmen. Surenin sonuna doğru biraz daha nefesim açıldı ve sesim yükseldi, daha net okumaya başladım. Surenin sonundaki "minel cinneti ven nas" kısmında artık sesim iyice açılmıştı ve burasını hem bağırarak hem de 3 kez tekrar ederek söyledim. Üçüncü tekrarımda üç harfli pencerenin önünden kaçarak uzaklaştı. Tabi rüyada "minel cinneti ven nas" diye bağırdığım gibi yatakta da bağırmışım ve uyandık. Uyandığımızda saat tam 4'tü. Kalkmak isteyip, "yataktan çılabilirsem belki namazı da kılarım" diye düşünüp alarmı kurmayı unuttuğum saat. Ben bu gece bir şekilde namaza uyandırıldığımı düşünüyorum. Çocukken bir aile dostumuzdan dinlemiştim. Her gece bir varlık evde ses yaparak, eşyalara vurarak sabah namazına kaldırırmış onu. Bir gece kızmış ve "git artık bu ne böyle her gece her gece" diye bağırmış evde. O geceden sonra o varlık bir daha namaza kaldırmamış. Benzer bir olay mı yaşadım acaba? 2 1 Yorum bağlantısı
Arif Aykın 8 Mayıs 2020 Paylaş 8 Mayıs 2020 Erhan Doruk yazdı: Şirket aracımıza otostopçu almak yasak. 4-5 ay önce Karabük'ten Bartın a geçerken hava hafif yağmurluydu. Bilen bilir sürüşü keyifli ağaçlarla kaplı bir yoldur. Ortalama bir hızda gidiyorum . Bir otobüs durağından geçerken ak sakallı bir amca el salladı. Normalde durmam ama durdum. Falanca ilçeye gidicem bırakırmısın dedi. Yolumun üstü mü dedim evet dedi. Neyse bindi gidiyoruz, biraz sohbet ettik 15-20 dk sonra ışıklarda inicem dedi. Dedim hava yağmurlu bırakayım gideceğin yere yok dedi ben şurada inicem. Durdum sağda, indi dua etti. Kapıyı kapattı devam ettim. Karşıya geçti mi diye baktım dikiz aynasından ortada kimse yoktu. indirdiğiniz yerde arka taraf boşluksa düşmüş olmasın. Bartında mevcuttur öyle yol kenarında yerler 1 2 Yorum bağlantısı
Muhittin Kaplan 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Dün salda gölüne indim. Indim derken gerçekten indim. Garip bir yola girdim. Sağ taş dere tepe, sonra salda.Aracı park ettim. Suya ulaşmak ic8n o meşhur beyz kum da yürümeniz gerekiyor 10 15 dk.Fotoğraf felan çektik biraz koştuk eğlendik derken hadi yola çıkalım oldu.Aracın yanina yaklaştım. Başka bir araç dan, bir kadın bir erkek "yeni oansiyon açtık buyrun" dedi.Yok dedik teşekkür ettik. Israrla illa kalın kalmalısınız dediler. Nazikçe reddettik. Çoraplar giyildi ayakkabılar derken araca bindik.100mt gitmeden on sol lastiğin oradan sanki iki demirin birbirine sürtmesi gibi bir cazirti. Korkunc bir ses.Aha dedim kaldık. Hava karanlık.Bu esnada bir tranzit minibüs u karavan yapmış bir şahıs, sac sakal birbirine girmiş. Geçmiş.olsun dedi. Taş felan sıkışmıştır ama ben olsam yerinden oynatmam dedi. Ancak yarın sabah hallolur dedi. Haydi.. nerede o pansiyoncular derken.. abi selam diyerek geldiler. Illa gelin çay için vs vs vs. Sonra acaba dedim ?Hafif hafif ilerledim, Bu esnada frenden olup olmadığını anlamak için frene yoklama yaparak ses de değişiklik var mi yokmu anlamaya çalıştım. Bingo frenden.Yakındaki şehre ulaşmıştım bu esnada. Birine lastikçi sordum. Yok burada olmaz dedi. Dönüş için tam sağ a cevirdik direksiyonu. Ses kesildi.Kaçarak uzaklaştım. Zaten salda gölü alacakaranlık kuşağından çıkma gibi. Birde bu pansiyoncu ve lastik üstüne karavancı hacı dayı derken garip bir durum yaşadım. Rüya gibiydi. 3 Yorum bağlantısı
Koray Demir 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Acaba tabi kalalım derseniz ya tekerinizin altına taş gibi bir şey girmiş olabilir galiba geçerken gördük mu diyeceklerdi. Zabıtaya şikayet edin hemen tespit edip cezai işlem uyguluyorlar. 3 Yorum bağlantısı
Çiğdem Bilen 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Üniversiteye gidiyorum araba bende annem aradı telefonda kızım hastayım dedi. Dersten çıktım hemen annemi aldım acile götürdüm acildeki doktor ne olduğunu anlamadı dahiliyeye gönderdi poliklinikte de bekledik bir süre doktor annemi muayene etmeden uzaktan bir iki soru sordu derken annem bayıldı bayılacak çöktü kaldı orada neyse doktor kalktı baktı ilaç yazdı eve gönderdi bizi. Daha sonra mide pankreas bağırsak safrakesesi derken hepsi birbirini nasıl tetiklediyse günlerce annem kendine gelemedi. Her gün acil her gün renkli filmler o mu oldu bu mu oldu diye her doktora götürdük bir türlü şifa bulamadık. O arada annem de çöktü süzüldü tabi ziyarete gelen komşular ah vah ne de kötü olmuş durumu da çok fena diyorlar duyuyorum gidiyorlar arkadan ağlıyorum elimizden kayıp gidecek annem diye. Bir gün apartmandaki yaşlı bir teyzemiz vardı duymuş annem hasta diye gelmiş. Ah kızım ben seni çok severim sen ne kötü olmuşsun senin bir şeyin yok üzülme nazar olmuş sana okuyayım ben sana hemen geçer dedi anneme. İnançlı birisiyim aslında ama oku okumasına da geçmiyor işte hastalık diye çok da ciddiye almadım teyzeyi. Kadın okudu üfledi eliyle annemin yüzünü sevdi çıktı gitti. Teyzeyi kapıdan yolculadım odaya bir döndüm annemin yüzüne renk gelmiş yüzü gülüyor. Teyze üfleyince bir soğuk esinti aldı gitti bir şeyi üzerimden ferahladım dedi. Annem birkaç saat sonra ayaklandı kendine geldi. Esrarengiz deyince aklıma hep rahmetli hatice teyze gelir. Başkası anlatsa mümkün değil gibi gelir insana belki ama birebir yaşayınca inanıyor insan. 14 3 Yorum bağlantısı
Servet Aydın 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Nazar haktır Ha işin placebo etkisi de var kesinlikle 1 Yorum bağlantısı
Koray Demir 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Çiğdem Kaya Bilgiç yazdı: Teyze üfleyince bir soğuk esinti aldı gitti bir şeyi üzerimden ferahladım dedi. Annem birkaç saat sonra ayaklandı kendine geldi. Esrarengiz deyince aklıma hep rahmetli hatice teyze gelir. Başkası anlatsa mümkün değil gibi gelir insana belki ama birebir yaşayınca inanıyor insan. Çok geçmiş olsun. Böyle şeylere yapım gereği bir türlü itibar edemiyorum nedense nefesi kuvvetli denilen insanların okuyup üfleyerek iyileştirme özelliği olsa bir dakika durmaz peygamberliğini ilan eder zaten, 😊 Herhangi bir şekilde olduysa bile Allah’ın takdiri sayesinde tevafuk etmiştir. Benim de kuzenimin ayak parmağında sürekli nükseden beyaz bir nasıra koskoca cildiye uzmanı tıp profesörü çare bulamadı eni sonu siz bunu bir hocaya okutup üfletin belki bi ihtimal geçebilir demesi üzerine gittiler ve sonuç iyileşti nasıl oldu ne şekilde denk geldi ben de anlamadım gerçekten 🤔 6 Yorum bağlantısı
Çiğdem Bilen 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Koray Demir yazdı: Çok geçmiş olsun. Böyle şeylere yapım gereği bir türlü itibar edemiyorum nedense nefesi kuvvetli denilen insanların okuyup üfleyerek iyileştirme özelliği olsa bir dakika durmaz peygamberliğini ilan eder zaten, 😊 Herhangi bir şekilde olduysa bile Allah’ın takdiri sayesinde tevafuk etmiştir. Benim de kuzenimin ayak parmağında sürekli nükseden beyaz bir nasıra koskoca cildiye uzmanı tıp profesörü çare bulamadı eni sonu siz bunu bir hocaya okutup üfletin belki bi ihtimal geçebilir demesi üzerine gittiler ve sonuç iyileşti nasıl oldu ne şekilde denk geldi ben de anlamadım gerçekten 🤔 Koray Bey şüphesiz ki Allah'ın taktiri. Servet Bey'in de dediği gibi bir şeyler bir şekilde denk geliyor ve oluyor. Ben de anlamadım zaten anlamak da gerekmiyor olay esrarangiz çünkü 2 Yorum bağlantısı
Servet Aydın 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Çok geçmiş olsun. Böyle şeylere yapım gereği bir türlü itibar edemiyorum nedense nefesi kuvvetli denilen insanların okuyup üfleyerek iyileştirme özelliği olsa bir dakika durmaz peygamberliğini ilan eder zaten, [emoji4] Herhangi bir şekilde olduysa bile Allah’ın takdiri sayesinde tevafuk etmiştir. Benim de kuzenimin ayak parmağında sürekli nükseden beyaz bir nasıra koskoca cildiye uzmanı tıp profesörü çare bulamadı eni sonu siz bunu bir hocaya okutup üfletin belki bi ihtimal geçebilir demesi üzerine gittiler ve sonuç iyileşti nasıl oldu ne şekilde denk geldi ben de anlamadım gerçekten [emoji848] Koray, şu anda yazarken dahi içim ürperir. Dayımın oğlu. Yaşı 5 veya 6. Yıllar öncesi. Sol ayağı bileği doğuştan içeri bükük. Tasvir et kafanda. Hep ayakkabı giymeye isterdi. Tıbben düzelme imkanı yok. Bir gün yengeme serzeniş ediyor ayakkabı giyebilmek için. Yengem çatıda Allaha dua et düzeltir diyor. Evin damı yok. Çıkıp 5 dakika sonra koşarak inmesi, yengemin feryat figan ağlaması ve bizim uçarak evlerine gitmemiz. Arada aracı olmayınca erişim daha sağlıklı oluyor. Hele ki günahsız bir çocuğun talebi. 10 1 Yorum bağlantısı
Muhittin Kaplan 31 Temmuz 2020 Paylaş 31 Temmuz 2020 Geçenlerde twter da gördüm. Etkili, düşüncelere gark eden bir video. 4 1 Yorum bağlantısı
Recommended Posts