Prag (Çek Cumhuriyeti) Gezimiz

[Misafir]

Şirketimizin ödülü olarak kazandığımız ve yaklaşık bir otobüs mesai arkadaşımız ilegerçekleştirdiğimiz Prag seyahatini Yüce Allah'ın izni ile tamamladık. Basından izlediyseniz Prag'da çok şiddetli yağış var ve biz de bu yağışlardan nasibimizi aldık. İlk gün fotoğraf makinemiz bozuldu, yoğun yağmurdan genelde kapaşı mekanlarda daha çok vakit geçirdik, Prag'ın tarihi bölümünü çok hızlıca ve bir kere gezebildik. Prah şehrini ikiye bölen Vltava nehri epey yükseldi ve kıyısında bulunan bale okulunu ve restorantları su altına alınca, üzerinde bulunan 22 köprüden en önemlisi Charles köprüsü de yaya geçidine kapatıldı ve eski Praga giden en tarihi yol kapanmış oldu.

İki gün Prag ve bir gün Karlovy Viary şehrinde zamanımız bol olarak vakit geçirdik.

Toplamda 10 milyon nüfuslu bir ülke. Çekoslovakya'nın kominizmi terketmesinden sonra Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ikiye ayrılmış ve Prag Çek Cumhiriyetinin başkenti olmuş.

Nüfusunun yüzde 70'i 200 yıl süren din savaşlarından ve müslmanlara karşı sürekli kışkırtılmalarından dolayı tepkisel olarak ateist. Şehirde birçok kilise olmasına rağmen klasik müzik çalınan müzeler olarak boşlar. Ülkede Türk nüfusu çok az. Genel olarak insanları çok kibar değiller ancak şiddet, kavga gibi olaylar yaşanmazmış. Trafikte çok saygılılar. Araçlar birbirlerine küçükten büyüğe doğrru yol veriyorlar ve muhakkak birisi diğerine yol verdiğinde ellerini kaldırarak selamlaşıyorlar. Trafik sorunu var diyorlar ama bizim şehirlerimize kıyasla yok denebilir. Şehir içinde 50km hız sınırına gayet güzel uyuyorlar. Işığa gelirken sarıyken yavaşlayıp, yeşil olduğunda 2-3 saniye bekleiyip hareket ediyorlar. Korna, selektör gibi duruma hiç şahit olmadım. Özellikle sel yüzünden alarm verildiği günde bile 15 dk.'da geçtiğimiz ışıklarda hiç ihlal olmadı ve herkes saygılıydı. 2 adet trafik kazasına da şahit oldum ama.

Turistleri hırsızlara karşı uyarıyorlar. Gayet profesyonelce yapılan hırsızlıklar olduğu için çantalara dikkat dendi.

Genel anlamda yavaş yaşayan şehirler ve kasvetli bir havası var. HEr yer çok yeşil ve inanılmaz detaylar var.

Örneğin; komünizm zamanında hafta sonları insanlar bir araya gelmesin diye, devlet şehre uzak arazilere serpiştirilmiş küçük küçük evleri büyük şehirde yaşayanlara tahsis etmiş ve hafta sonları bu evlere gidilmesini zorunlu tutmuş. Bu alışkanlıkları hala devam ediyormuş. Tabi evler biraz büyümüş, Cuma akşamları yeni doğmuş bebeklerinden, evcil hayvanlarına kadar toparlanıp bu evlere gidiyorlarmış. Hafta sonu bu arazilerde uzun yürüyüşlerden vazgeçemediklerinden genelde sportif yapıdalar. Pazar akşamı da toplanıp şehre geri geliyorlarmış.

Komünizm demişken hala daha komünist dönemden kalan bloklarda düşük kiralarla oturan kiracılar varmış. Ev sahipleri devlete başvurmuşlar ve bir komisyon vasıtası ile bu kiralar yavaş yavaş arttırılıyomuş. Kişi başı gelir yıllık 20.000 Euro. Aylık asgari ücret ise Türkiye'den düşük. Araçların %50'si Skoda diyebilirim. Bir eşya onları terketmeden onlar yenisini almazlarmış. Bu nedenle eski araç çok ama hepsi bakımlı sayılır.

Yine komünizm döneminde belli bir sayıya ulaşan yerleşim birimlerinin yakınlarına yapay göller oluşturulmuş. Kimisi temiz, kimisi ise doğal göl oalrak planlanmış. Temiz göller yüzme ihtiyacı, doğal olanlar ise yangın durumunda ormanları korumak için su alınması için planlanmış.

Yine şehirleri planlı. Prag da öyle. Bir pergel gibi şehir yuvarlak bir daire şeklinde büyüyormuş ve her yeni imar sahasına sırayla numara veriliyormuş. Prag1-Prag 13 gibi. Bu şekilde planlama ile tahmin edersiniz ki her yol merkeze çıkıyor.

Büyük marketler şehir dışında. Otomobil galerileri şehir dışında. Merkezdeki binalar Çeklerin tarihinde savaş yaşanmaması veya yenilgiyi peşinen kabul etmeleri nedeni ile korunmuş. Binaların dış cepheleri değiştirilmiyor, içerden mimarisi değiştiriliyor. Örneğin kaldığımız otelin ön yüzünde eski form korunmuş, içi dizayn edilmiş. ALışveriş merkezi bile bu şekilde yapılmış.

Yolları beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Otobanları bizim duble yollara denk geliyor ve şeritleri, banketleri daha dar Prag - Karlovi Vary arasında 35km otobandan sonra yol tek şeritliydi. Yerleşim biriminde hız sınırı 50km ve radar var. Yapılan trafik ihlalleri hemen kredi kartından çekilirmiş, bu nedenle cezalar çok hızlı tahsil edilir diyorlar. Otoban kenarında yerleşim varsa yüksek ayıraçlar kullanılmış sese ve ışığa karşı. Bizim için çok yabancı bir husus olduğu için şaşırdık ama orda yaşayanların da diğer insanlarla eşit yaşam hakkı var dediler ve bu önlemin heryerde alınması zorunluymuş.

Kapalı mekanlarda mekan sahibinin insiyatifine bağlı olarak sigara içiliyor ancak sokaklarda birtek izmarit hatta çöp bile yok. O kadar yağmurda sokaklarda çamur akmıyordu, saf su vardı hep.

Karlovy Vary içinde 5 farklı termal suyun bulunduğu bir kaplıca şehri. Büyük önder Atatürk'de bu kaplıcara gitmiş. O zamanlar bu şehir Alman doktorların kontrolündeymiş. Atattürk bu termal şehirden çok etkilenip, Yalova'ya da benzerinin kurulmasını istiyor. Şehrin tarihi bölümü korunmuş ve çok zenginlerin vilları olarak kullanılıyor bu binalar. Yeni yapı sayısı çok az. 70.000 nüfuslu bu şehrin havaalanı var ve dünyada bu havaalanına tek sefer Rusya'dan yapılabiliyor. Çünkü şehir tamamen Rusların denetiminde. Tüm kurallar Ruslar tarafından belirlenmiş. Örneğin tur otobüslerini çoğu zaman şehre almayıp, shuttle araçları ile transfer sağlıyorlar. Bu şehirde Prag'ın aksine kapalı mekanlarda sigara içilmesi yasak. Şehirde bir de uluslararası film festivali yapılıyor. Hatta film festivalinde kalanların tercih ettiği tarihi yapııya aykırı olarak imar edilmiş modern bir bina tepkilere neden oluyormuş.

Çek Cumhuriyetinin en önemli şehirlerinden biri de Pilsner şehri. Tahmin edeceğiniz gibi Çeklerin birası çok ünlü ve özelliği arpadan yapılması. Su yerine tüketilen Bira, zamanında çok fazla vergi isteyen ve mahsülün çoğuna el koyan derebeylerinin korkusundan keşfedilmiş. Hem ellerindeki mahsülü çok kullanmadan hem de çok çalışmalarını sağlayacak enerjiyi sağlayabilmek için Bira'yı keşfetmişler. Biraları hafif alkollü ve bizim ülkemizden çok daha hafif. Zaten fiyatları da oldukça uygun. Şarapçılık da meşhurmuş. Aynı zamanda çelik işleme sanayisi ile ünlü Çek Cumhuriyet'inde 4 adet markaya ait otomobil fabrikası varmış. Skoda, Hyundai ve iki markadan daha bahsettiler. Tramvay vagonlarını kendisi imal etmiş, hiç dışardan almamşlar.

Yemeklerin bazıları ağız tadımıza uymayacak şekilde tatlı da olsa, et yemeklerinde gayet başarılılar. Patates çok tüketiliyor. Ekmek masaya istemezsen gelmiyor. Suları özellikle belirtilmezse gazlı geliyor. Bir nevi soda gibi ama farklı gaz seviyelerinde. Hazır su alacaksanız üzerinde no gaz yazan ya da en açık renkli kapağı tercih etmek gerekiyor. Bizim organizasyon şirketimiz genelde bize göre yemekler seçtiğinden, masamızda su ve ekmek hep vardı ama normalde ikisi de olmazmış.

Ben bir Avrupa şehri olarak Türkiye'den donanım anlamında geri buldum ancak kültürel açıdan çok farkları var. Yağmurun da etkisi ile telefonda roaming başarısızdı. Wireless ile bağlantılar genelde yavaş. Telefonlar fotoğraf çekmekten başka işe yaramadı pek. Genel olarak bayanları Slav ırkından olduğu için güzel ve uzun boylu. Gece hayatı için özellikle uyardılar. Farklı boyutlarda yaşanan eğlencelerinden uzaktım ancak şehrin ekonomisinde turistler için biraz da sınırları zorlanan gece hayatı ve kadınların payının olduğu da gerçek. GEce saatlerinde yollarda köşeleri tutmuş bayanların sevgi ve davetkar talepleri varmış, ben görmedim:)

Gelelim fotoğraflara:

Cumhurbaşkanlığı sarayı

Katedral

Sarayın giriş yolu

Pragtan muhtelif kareler

9 Haziran 2013 tarihinde Evren İskent tarafından düzenlendi

[Misafir]

Bunlar da Karlovy Vary'den;

Taksilere dikkat: Mercedes S400. Pragda Octavia var genelde.

Atatürk'ün kaldığı otel odasının dışı ve ikinci resimde şu anda kapalı olan ama o zaman Atatürk'ün tedavi gördüğü kaplıca binası.

Telefon HDR'de kalmış

Ünlülerin kaldığı çirkin otel

Bu da otobüsümüz, pek tanıdık değil mi? Ama otomatik vitesti:) Dİğerleri de yine Prag'a dönüş ve benzinliğüin etrafı;

Bu da otelimizin lobisi:

[Aydın Akdeniz]

çok güzel yere benziyor

[Mehmet Kaya]

Ayaklarınıza, anlatımınızdan dolayı dilinize,fotoğraflar için de ellerinize sağlık.

[Mehmet Pınar]

Sayende gitmiş kadar olduk abi.Anlatım ve resimler harika.Teşekkürler.

[Serhan Gürbüzol]

Güzel kareler ama yağmur olmasa daha güzel olacakmış sizin için ama kısmet yinede, ellerinize sağlık.....

[H.Cenk Bayrakçı]

Prag'a ben de gitmiştim.Astronomik saat kulesini gördüm fotoğraflarda.Kafka Müzesi( kafka'nın evine) gidebildiniz mi Evren?

[Misafir]

Prag'a ben de gitmiştim.Astronomik saat kulesini gördüm fotoğraflarda.Kafka Müzesi( kafka'nın evine) gidebildiniz mi Evren?

Gitmedik maalesef. Kuleden sonraki fotoğraf da, kulenin üstünden çekilmiştir. Bizim tur içeriğimizde ücretli hiçbir alan yoktu. Saat kulesinin üstüne de son gün serbest zamanda biz kendimiz ücret ödeyerek çıktık Cenk Bey.

Saygılarımla.

[Mert Yeldan]

Evren Abi, Pentax makinen olsaydı yağmurdan bozuldu demezdin

[Misafir]

Bu arada bazı fotoğraflar Note2 bazıları ise Panasonic lx3 ile çekilmiştir.

Saygılarımla.

[Mahmut Şahin]

seneye oradayım inşallah.

[Mehmet Ozyurek]

Her şeye rağmen güzel gezi oldu... Olmuş.. Hoş geldin

[Lokman Ceritlioğlu]

ellerine sağlık Evren, gitmiş kadar olduk.

Hoş geldin

[Misafir]

Her şeye rağmen güzel gezi oldu... Olmuş.. Hoş geldin

ellerine sağlık Evren, gitmiş kadar olduk.

Hoş geldin

Teşekkür ederim hoşbulduk.

Saygılarımla.

[Ayhan Onaran]

Hoşgeldin..Yağmur olsamaymış iyiymiş

[Hüseyin Sönmez]

Güzel gezi olmuş,

Anlatım çok başarılı.