İçeriğe Yönlendir

Ön Düzen Geometrisi


Uğur Çınar

Recommended Posts

Uğur Çınar

1. ÖN DÜZEN GEOMETRİSİ

1.1. Ön Düzen Geometrisinin Önemi

Ön düzen geometrisi, ön tekerleklerin, süspansiyon ve direksiyon parçalarının

birbiriyle yolla ve sürüşyönüyle olan açısal ilişkileri olarak tanımlanır. Bu parçaların gövde

veya şasiye birleştirilmelerinden sonra geometrik açıve boyutlarının ayarlanmasıda ön

düzen ayarıolarak tanımlanır. Taşıtın süspansiyon ve direksiyon sistemi ile doğrudan ilişkili

olan ön düzen elemanlarıŞekil-1 A da görülmektedir.

İdeal bir ön düzen geometrisi taşıt için şu özellikleri sağlamaktadır:

 Emniyetli, düzgün bir hareket ve manevra kabiliyeti,

 Daha iyi bir yol tutuşu,

 Direksiyon kolaylığı: Direksiyon hâkimiyeti, kararlılığı, virajdan sonra

direksiyonun yerine hemen geri gelmesi (toplaması),

 Lastik ve ön düzen bağlantılarındaki aşınmaların en aza indirilmesi,

 Yakıt tasarrufu,

1-14.jpg

Şekil 1.1: Taşıtın ön düzen sistemini oluşturan parçalar ve kamber açısı

Direksiyon ve süspansiyon sistemlerinin görevlerini kusursuz bir şekilde

yapabilmeleri için ön tekerlek açılarıdoğru olarak düzenlenmelidir. Ön düzen geometrisinin

uygun ayarlanmasıile dinamik gerilmeler ve parçaların aşınmalarıazalacaktır.

Ön düzen açıve boyutlarının ayarlarısüspansiyon sistemine, tekerlek tahrik sistemine

ve direksiyon sistemine göre değişir. Bu ayarlar sürüşperformansını, direksiyon kararlılığını

ve parçalarının dayanıklılığınıartırmak için yapılır.

Bağımsız arka süspansiyona sahip araçlarda, arka tekerleklere de ön tekerleklerde

olduğu gibi kamber ve toe açısıverilir.

1.2. Ön Düzen Açıları

Ön düzen açıları, taşıt yükünün tekerlek yataklarıve süspansiyona uygun şekilde

dağılımınısağlamalıdır. Tekerleklerin yola teması, yol yüzeyine dik olmalıdır. Bu şekilde

kararlıbir hareket ve iyi bir tutunma sağlanabilir. Bu amaçla tekerlek bağlantılarının, belirli

açılarda tasarımlarıyapılmıştır. Bu açılar ve etkileri aşağıda açıklanmıştır.

1.2.1. Kamber Açısı

Taşıtın ön tekerleklerine önden bakıldığında düşey eksene göre, tekerleğin üst

kısmının aracın merkezine ya da dışarıdoğru eğimine kamber açısıdenir.

Tekerleğin üst kısmıdışa doğru belirli bir açıile eğim yapıyorsa pozitif kamber, içe

doğru eğimli ise negatif kamber olarak tanımlanır.

2-12.jpg

Şekil 1.2: Pozitif ve negatif kamber açıları

Kamber açılarıgenellikle pozitif verilir. Bazıküçük çaplıtekerlekler için negatif

kamber daha iyi sonuçlar vermektedir. Günümüz araçlarında kamber açısıoldukça küçük

verilmektedir. Çünkü lastiklerin yüzeyleri genişletilmişve araç hızlarıartmıştır.

 Kamber Açısının Amacı ve Etkileri

 Lastiğin yol yüzeyine iyi bir temas yapmasınısağlar,

 Pozitif kamber, lastiğin yere temas noktasınıyük ekseninin yola temas

noktasına getirerek, meydana gelen momenti azaltır. Böylece direksiyon

kolaylığısağlar,

 Aracın ağırlığınıdingil başına momentsiz bindirerek, dingil pimi

burcunda veya rotillerdeki sürtünmeyi azaltır direksiyon kolaylığısağlar,

 Tekerleğe gelen normal tepki kuvvetinden dolayıdingil pimi veya

rotillerde meydana gelen yük ve aşınmalarıazaltır,

 Gereğinden fazla pozitif kamber açısıtekerleğin dıştan aşınmasına

negatif kamber ise içten aşınmasına sebep olur,

 Kamber açısının iki tarafta eşit olmamasıtaşıtın bir tarafa çekmesine

neden olur. Taşıt, (+) pozitif kamber açısının büyük olduğu tarafa çekme

yapar. İki tekerlek arasındaki kamber açısıfarkı0,5 dereceden büyük

olmamalıdır

3-10.jpg

Şekil 1.3: Serbest süspansiyonlu taşıtlarda kamber açısı

1.2.2. King-Pim Açısı

Dingil piminin (Başlık pimi ya da King-pim) üst kısmının taşıt merkezine doğru

eğimidir. Günümüzde kullanılan serbest süspansiyon sistemlerinde alt ve üst salıncak

rotillerinin eksenlerini birleştiren doğru ile düşey eksen arasında meydana gelen açıdır. Şekil

A.4'te sabit dingilli (akslı) (a) ve serbest süspansiyonlu (b) araçlarda bu açıgösterilmiştir.

King-pim açısı, aracın tekerleklerine gelen yükün pim veya rotil bağlantıparçaları

üzerindeki etkisini azaltır. Tekerlek ekseni ile king-pim ekseninin yere temas noktaları

arasındaki farkın (ofset) azaltılmasıile direksiyon döndürme kolaylığısağlanır

4-10.jpg

Şekil 1.4: King-pim açısı(döndürme ekseni)

 King Açısının Taşıt Üzerindeki Diğer Amaç ve Etkileri

 Fazla kambere olan ihtiyacıazaltır.

 Tekerleğin temas noktasınıpim eksenin yol yüzeyini kestiği noktaya

yaklaştırarak yol darbelerinin ön takım ve direksiyon sistemi üzerindeki

olumsuz etkilerini azaltır.

 Dönüşlerde direnç momentini azaltarak direksiyon kolaylığısağlar.

 Dönüşlerden sonra tekerleklerin tekrar düz konuma gelmesini sağlar.

 Direksiyon geri toplama momentinin oluşmasınısağlar.

5-8.jpg

Şekil 1.5: Direksiyonun simidinin çevrildikten sonra direksiyon geri toplama momenti ile düz

sürüşkonumuna gelmesi

1.2.3. Toplam Açı

Kamber ve King-pim açılarının toplamıdır. Toplam açıtekerlek ekseni ile King-pim

ekseninin kesişme noktasının yerini belirlemek bakımından önemlidir. Pratikte bu nokta, yol

yüzeyinin yaklaşık 5 cm altında olmalıdır.

Tekerlek ekseni ile başlık pimi ekseni yolu keserse (kesişme noktasıyol yüzeyinin

altında ise) tekerlekler dışa açılmaya zorlanır. Tekerlek ekseni, yol yüzeyini başlık piminin

kestiği yerden içeride kalacak şekilde keserse (kesişme noktasıyol yüzeyinin üstünde ise)

tekerlek gidişsırasında içe kapanmaya çalışır.

6-8.jpg

Şekil 1.6: Toplam açı

Kesişme noktasıyol yüzeyinde ise yol direnci, dönme ekseni üzerinden geçtiği için

tekerlekleri içe veya dışa doğru açma-kapama (toe-in, toe-out) etkisi yapmaz. Bu durum

taşıt hareket halinde iken rot başlarıve direksiyon boşluğu nedeniyle tekerleklerin sağa-sola

yalpa yapmasına neden olur. Direnç moment kolu sıfır olduğundan, taşıt hareket halinde iken

yol darbeleri direksiyon sistemini fazla etkilemez, ancak taşıt durur vaziyette iken direksiyon

dönüşü zorlaşır.

King-pim açısının çok küçük olduğu durumlarda, tekerlekleri açma-kapama etkisi

nedeniyle, tekerleklerin yalpalamasıazalabilir; ancak yük dağılım dengesi uygun olmaz.

1.2.4. Kaster Açısı

Taşıt tekerleklerine yandan bakıldığında görülen, dingil piminin veya alt ve üst

salıncak rotillerini birleştiren doğrunun taşıtın önüne veya arkasına doğru yaptığıeğime

kaster denir. Tekerleğe yan tarafından bakıldığında pimin üst kısmının arkaya doğru eğimi

"Pozitif Kaster", tersi ise "Negatif Kaster” olarak adlandırılır. Günümüz taşıtlarında her iki

duruma da rastlamak mümkündür.

7-6.jpg

Şekil 1.7: Kaster açısı

 Kaster Açısının Amacıve Etkileri

 Kaster açısının asıl amacıtaşıta hareket kararlılığısağlamaktır. Pozitif

veya negatif kaster verilmişaraç tekerleklerinde, yolun durumundan

dolayısapma meydana geldiğinde, tekerlekler tekrar eski konumuna

gelir.

 Dönüşlerden sonra tekerlekler tekrar düz duruma getirilmeye

çalışıldığında direksiyonun kolayca toplanmasına yardımcıolur. Örneğin

sağtarafa dönen araçta sağtekerlek aksıyere yaklaştırılmaya çalışılır.

Ancak, tekerlek yere gömülmeyeceğinden, aracın sağdireksiyon mafsalı

yukarıdoğru kalkar ve araç gövdesini de yukarıkaldırır. Dönüşten sonra

direksiyon serbest bırakıldığında aracın ağırlığıve yol direncinin etkisiyle

sağdireksiyon mafsalıtekrar aşağıya doğru itilir ve tekerlekler tekrar düz

konumuna döndürülür. Kasterin bu etkisini king-pim açısı da

desteklemektedir.

 Taşıta kolay manevra yapma imkânıverir.

 Pozitif kasterli taşıtta yol ve sürüşkararlılığıetkili iken negatif kasterli

taşıtta viraj alma kabiliyeti fazladır.

 Gereğinden daha büyük açıda verilen kaster direksiyonu zorlaştırır, aşırı

yol darbesi etkisi ve titreşimlere neden olur. Buna karşılık yol kararlılığı

artar.

 Gereğinden daha küçük kasterde ise düşük hızlarda direksiyon kolaylığı

sağlandığıhalde yüksek hızlarda direksiyon kontrolü azalır ve taşıt sağasola

gezinti yapar.

 Pozitif kasterli bir taşıtta kaster açısının küçük olduğu tekerlek tarafına,

negatif kasterli bir taşıtta ise kaster açısının büyük olduğu tarafa doğru

çekme meydana gelir.

Şekil 1.8'de kaster açısının durumu görülmektedir. Burada, king-pim ekseni tekerlek

düşey ekseninin önündedir ve araç öne doğru hareket ettiğinde tekerlekler direksiyon

ekseninin arkasından çekilir. Böylece, gerek sağa ve sola dönüşlerde gerekse ileri doğru düz

hareketlerde tekerlekler düz konuma dönmeye zorlanacaktır.

8-4.jpg

Şekil 1.8: Arka tekerlekten tahrikli araçta, ön tekerleklere verilen negatif kaster

1.2.5. Toe Açısı(Toe-in veya Toe-out)

Araca hareket veren ön tekerleklere üstten bakıldığında görülen, tekerleklerin ön

kısmının arkaya göre farklımesafede olmasıdurumudur. Ön tarafın arkaya göre kapalı

olmasına toe-in, açık olmasına da toe-out denir (Şekil 1.9).

9-4.jpg

Şekil 1.9: Toe açıları

Toe Açısının Amaç ve Etkileri

Toe değeri araçların uzun rotlarının uzatılıp kısaltılmasıile değişen ve ayarlanabilen

bir tekerlek pozisyon ayarıdır. Açıolarak veya tekerleklerin ön tarafının kapalılık-açıklık

mesafesi (mm.) olarak ifade edilir.

Taşıt düz yolda hareket ederken tahrik tekerleklerinin ve yükün etkisi ile ön

tekerlekler, arkadan itişli araçlarda genellikle dışa doğru açılmaya, önden çekişli araçlarda

ise içe doğru kapanmaya zorlanır. Bu nedenle önden çekişli araçlarda ön tekerleklere toe-out,

arkadan çekişli araçlarda toe-in verilir.

Taşıt ön tekerleklerine, üretici firma tarafından belirlenmişdeğerlerin dışında fazla

miktarda toe-in veya toe-out verilmişse bu durum tekerleklerde yuvarlanma direncinin

artmasına neden olur. Ayrıca tekerleklerin, içten veya dıştan anormal derecede düzensiz

aşınmalarına yol açar. Bu aşınma, yanal yönde testere dişi şeklinde kendisini gösterir.

Günümüzün bazıönden çekişli taşıtlarına sıfır (0) veya negatif toe (toe-out)

verilebilmektedir. Kullanılan lastiklerin de verilen toe değerlerine etkisi vardır. Mesela,

radyal dokulu lastik kullanılan taşıtlara, bias dokulu lastik kullanılanlara göre daha düşük toe

değeri verilmektedir. Çünkü radyal gövdeli lastiklerin yanal kuvvetlere karşıdirenci daha

fazladır.

1.2.6. DönüşAçısı(Dönüşte toe-out)

Taşıtların sağa veya sola dönüşleri sırasında iç tekerleğin dıştekerleğe göre daha

büyük açıile dönmesine dönüşaçısıveya dönüşte toe-out denir. Yani taşıt viraj alırken

dıştaki tekerlek daha büyük yarıçaplı(r1), içteki tekerlek ise daha küçük yarıçaplıçember

üzerinde (r2) dönüş yapar.

10-4.jpg

Şekil 1.10: Taşıtın sola dönme anındaki dönüşaçı

Dönüşlerde iç ve dıştekerleğin farklıaçılarda dönmesini sağlayan, deveboynu (ya da

tekerlek trapezi) olarak adlandırılan bağlantıelemanlarının rotlara dik olarak değil de belirli

bir açıile bağlanmasıdır. Şekil 1.11'de bağlantıkolunun araç eksenine paralel olarak

bağlandığıdurum ve etkisi görülmektedir. Bu bağlantıda iç ve dıştekerlekler aynıaçıda

döndürüldüğü için, tekerleklerde kayma sürtünmeleri meydana gelir. Taşıtın manevra

kabiliyeti azalır

11-6.jpg

Şekil 1.11: Bağlantıkolu taşıt eksenine paralel olduğunda dönüşaçısı

Şekil 1.12'de gösterildiği gibi, bağlantıkollarının belirli bir açıile bağlanması, iç

tekerleğin daha büyük açıyla, dıştekerleğin ise daha küçük açıyla döndürülmesini

sağlamıştır. Çünkü bağlantıkolu, yatay eksene yaklaşırken daha büyük açı, düşey eksene

yaklaşırken ise daha küçük açıyapar. Böylece hem taşıtın manevra kabiliyeti artırılmışolur,

hem de lastiklerde anormal aşınmalar önlenmiş olur.

12-3.jpg

Şekil 1.12: Bağlantıkolu taşıt eksenine açılıolduğunda dönüşaçısı

1.2.7. Dingil Paralelliği (İz Takibi)

Bir taşıtta iz takibini iyi kavrayabilmek için geometrik eksenler tanımlanmıştır.

Bunlar:

 SürüşEkseni: Arka aksa dik olarak, aksın tam ortasından geçer. Bu eksen, aracın

düz sürüşündeki gidişyönünü gösterir.

 Boyuna Eksen: Araç şasisinin ortasından boylamasına geçen eksendir.

 Simetrik Eksen: Ön ve orta aksın ortasından geçen eksendir.

Taşıt hareket halinde iken, arka tekerleklerin ön tekerleklerin izlerini paralel takip

etmesi haline iz takibi denir. Bu durumda, aracın düz sürüşünde; sürüşekseni, boyuna eksen,

simetrik eksen tek bir çizgi üzerinde bulunur.

Bir eksen diğerlerinden saparsa düz sürüşyönü bozulmuşolur.

13-3.jpg

Şekil 1.13: Taşıtta geometrik eksenler

Arka aksın(arka köprü) eğik oluşu bunun için tipik bir örnek olabilir. (Şekil 1.14)

Arka aks herhangi bir nedenle eğildiğinde, arka tekerleklerin simetrik eksene ve ön

tekerleklere olan paralelliği bozulur. Arka aksın ortasından dik açıyla geçen sürüşekseni,

simetrik eksenden sol tarafa doğru kayar.

Aracın düz sürüşü için direksiyonun döndürülmesi gerekir. Böylece ön tekerlekler

tekrar arka tekerleklere ve sürüşeksenine paralel hale getirilir. Bu da düz sürüşte aracın

yamuk (paytak) gidişine neden olur.

İz takibinin amacıön düzen ayarına başlamadan önce arka süspansiyonların ve şasi

doğruluğunun uygun durumda olup olmadığınıbelirlemektir. İz takibinin hatalıoluşu, lastik

aşınmasına ve direksiyon sertliğine sebep olur.

İz Takibinin Bozulmasının Nedenleri

 Arka köprünün kayması(Sürüşekseninin, simetrik eksenden ayrılması)

 Ön ve arka süspansiyon sistemindeki parçalarındaki deformasyonlar

 Şasi çerçevesinin ya da araç şasisinin(monolog gövdenin) eğik oluşu

14-3.jpg

Şekil 1.14: Arka aks köprüsünün bozulması

1.3. Ön Düzen Ölçümü

Tekerlek, süspansiyon ve direksiyon sisteminin zorlamalara maruz kalmasınedeniyle

(örneğin kaldırım taşına çarpması) tekerleklerin açılarıdeğişebilir ve bu suretle taşıtın

hareket şartlarıve tekerleğin aşınma durumu kuvvetli şekilde etkilenebilir.

Ön düzen açıları, servislerdeki ön düzen cihazlarıile yapılan ölçümlerde saptanır.

Gelişen teknoloji ile yıllar içinde, birçok ön düzen cihazlarıgeliştirilmiştir. Bunlar:

 Mekanik,

 Optik,

 Kombine (mekanik/optik),

 Elektronik ve Bilgisayar kontrollü cihazlardır.

Ön düzen ölçme işlemleri esnasında aracın; yatay ve düzgün bir yüzey üstünde veya

ön düzen ölçme cihazıplatformunda bulunmasıgerekir. Ön düzen ölçme işlemlerine

başlamadan önce her taşıt hakkında aşağıda yazılıbulunan şartlara uyulup uyulmadığının ön

kontrolünün yapılmasıgerekir:

 Tekerlek lastiklerinin kontrolü (hava basınçları, lastik boyutları, lastik profilleri,

hasar ve lastik aşınma durumu)

 Tekerlek boşluk kontrolü,

 Tekerlek salgısının eksenel ve radyal kontrolü,

 Direksiyon sisteminde mafsallıbağlantıların, rot ve rotil boşluklarının kontrolü,

 Direksiyon orta pozisyonunun kontrolü ve ayarı,

 Direksiyon dişli kutusunun boşluk ve çalışma zorluğuna karşıkontrolü

 Süspansiyonun (yayların ve amortisörlerin) boşluk veya hasara karşıkontrolü

15-3.jpg

Şekil 1.15: Bilgisayar kontrollü ön düzen ölçme cihazı

ÖNEMLİ

Ön düzen ölçme işlemleri yapılmadan önce otomobil firmasının bilgisayarlıön düzen

cihazına verilerinin yükleme yönergelerine göre yüklenmesi gerekir. Ancak seviye ayarıve

havalısüspansiyonu olan araçlar istisnadır.

Ön kontrolde tespit edilen tüm eksiklikler veya arızalar giderildikten sonra ön düzen

açılarının ölçümü yapılmalıdır

Farklıimalatçıların çeşitli ölçüm yöntemleri olduğundan ya da ölçüm aletinin süreci

farklıişlediğinden (kullanımlarıfarklıolduğundan) ön düzen ayarıhakkında genel bir sıra

yoktur. Ölçüm aletlerinde imalatçıların ölçüm talimatları, dikkate alınmalıdır. Araç tipine

uygun olan ayarlama ve tolerans değerleri ilgili araç imalatçısının kataloglarından alınır.

Taşıtın sağa-sola çekmesini engellemek için tolerans değerleri içerisinde, ölçüm

değerleri her iki tekerlekte de aynıolmalıdır.

Örneğin, elektronik kontrollü bir cihazda ölçüm şu şekilde yapılır:

Dönüşaçısıtekerleklerden birini belirli bir açıda döndürdüğümüzde diğer tekerlek

açısının ölçülmesiyle bulunur. Ön toe değerleri sınır değerler içerisinde olmadıkça dönüş

açısıölçülmemelidir. Dönüşaçısının ayarlanmasında kullanılan en yaygın teknik, dönüş

açılarıarasındaki farkısimetrik yani eşit yapmaktır

16-3.jpg

Şekil 1.16: Ön düzen cihazının başlıklarının tekerleklere takılması

Sol tekerlek 20o döndürüldüğünde, sağtekerlek 18o olmalıdır. Kural olarak dönerken

dışta kalan tekerleğin dönüşaçısıfabrika değerlerini 15o den fazla geçmemelidir.

17-3.jpg

Şekil 1.17: Direksiyonun sabitlenmesi

 Direksiyon orta pozisyona getirilerek sabitleştirilir.

 Kamber, kaster ve king-pim açılarıcihaz monitöründen okunarak ölçülmüşolunur.

 Son olarak araçta rot durumu, toe-in veya toe-out, açısıölçülür. Gerekirse ayarlanarak

yeniden ölçülür.

18-3.jpg

Şekil 1.18: Ön düzen ayar cihazının ekranı(kamber, kaster ve toe açılarının okunması)

EMEĞE SAYGI



HİÇ BİR İNTERNET SİTESİNDEN ALINTI YOKTUR!!! DERS MODÜLLERİNDEN YAZILMIŞ BİLGİLERDİR!!!

yaşadığım sorun ile ilgili sağolsun mükremin abi teamhondaturkey de böyle bi yazı gönderdi herkes yararlansın diye açtım konu yu tamamiyle alıntıdır teamhondaturkey den

  • Beğen 11
Yorum bağlantısı
Uğur Çınar

Uğur konuyu bilgi kutusuna taşıyıp,sabitlemeyi düşünüyorum.

tamamdır abi herkes yararlansın

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Uğur Çınar

Kambersiz düğün mü olur :p :p

ah ah arkalar bağımsız olsaydın verecektim kamber i verecektim kamber i :D :D mert

Yorum bağlantısı
Uğur Çınar

KONU İLE ALAKALI VİDYOLAR

Kamber Açısı Nedir? > D0hmKgBA8GM

Kaster Açısı Nedir? > ZzdhKo4pgpU

Direksiyon Dönme Ekseni Nedir? > 0_5lEkDQ7do

Ek Kaynaklar

Ön Düzen ve Tekerlekler > http://www.obitet.gazi....%20VE%20TEKERLEKLER.pdf

BAĞIMSIZ SÜSPANSİYON SİSTEMLERİ

Bağımsız süspansiyon sistemi, bir tekerleğin hareketinin diğer tekerleği etkilemediği askı sistemidir. Double Wishbone ve Mc Pherson olmak üzere iki tipi vardır. Günümüz binek araçlarının büyük bölümünde Mc Pherson kullanılmaktadır.

1. Double Wishbone Süspansiyon Sistemi (Çift A Kollu Süspansiyon Sistemi)

Bu askı sisteminde, iki adet A kolu ve bu kollardan birine ve şasiye bağlanan süspansiyon mevcuttur. Herbir A kolu şasiye iki noktadan bağlıdır. Bu iki nokta arasındaki mesafe arttıkça fren ve tahrik kuvvetleri yere daha iyi aktarılmaktadır fakat bu durumda daha fazla yer kaplanmaktadır. Bu mesafenin kısa olmak zorunda olduğu durumda kontrol çubuğu kullanılır. Bu çubuk A kollarından herhangi birinin tekerlek modülüne bağlandığı rotilllerden birine ve şasiye bağlanır.

doublef.jpg

8ig3otvx356071302x201.jpg

coilspring1302x273.jpg

suspensi.jpg

image74ih.jpg

Avantajları :

- Fazla yük taşıma kapasitesi

- Daha fazla konfor

- Daha iyi yol tutuş

Dezavantajları :

- Yüksek maliyet

- Fazla yer kaplaması

- Ağırlık merkezinin konumuna göre stabilizatör çubuğu (viraj denge çubuğu, torsion bar) kullanılması gerekliliği

2. Mc Pherson Süspansiyon Sistemi

Bu süspansiyon sisteminde Double Wishbone'dan farklı olarak üst A kolu bulunmaz, süspansiyon tekerlek modülündeki üst rotile ve şasiye bağlıdır.

mcpherson.jpg

mcphersonrover2000.jpg

mcphersonsuspansiyonu.jpg

43823642.jpg

frontsuspension300x366.jpg

performance6big.jpg

Avantajları :

- Daha az yer kaplar

- Düşük maliyet

Dezavantajları :

- Genellikle kontrol çubuğu kullanılma zorunluluğu meydana gelir

- Kamber açısının ayarlanması zordur.

KONU İLE ALAKALI EK KAYNAKLAR :

- Süspansiyon Sistemi Nedir? Nasıl Çalışır? adlı bir kaynak > http://www.bilgiustam.c...mi-nedir-nasil-calisir/

YALPA EKSENİ NEDİR, NE İŞE YARAR, NASIL BULUNUR ?

Yalpa ekseni, bir aracın seyir halinde iken viraja girdiğinde ağırlığı ve etkiyen kuvvetlerin etkisinde iken, etrafında dönmeye çalıştığı hayali eksendir. Bu eksen eğer süspansiyon sistemi simetrik tasarlanmış ise (istisnalar hariç günümüzdeki araçların tamamında simetrik) aracın boylamasına tam ortasında bulunur (üstten bakıldığında aracı boyuna iki parçaya böler) (Not : Yazının bazı yerlerinde ani dönme, bazı yerlerinde anlık dönme diye bahsetim, ikisi de aynı anlamdadır.)

yalpa2.jpg

Pitch Axis : Bu ekseni kısaca şöyle tanımlayabiliriz. Hareketsiz duran bir aracı aniden harekete geçirdiğinizde, aracın önü havaya kalkar, arkası ise yere yaklaşır. Hareket halinde iken de frenleme yaptığınızda aracın önü alçalır, arkası yükselir. Bu iki hareketi yaparken araç, bu eksen etrafında döner. Türkçesi biraz muamma ama ''Alçalma/Yükselme Ekseni'' denebilir.

yalpa1.jpg

Burada asıl önemli olan yalpa ekseninin konumu değil, aracın ağırlık merkezi ile yalpa ekseni arasındaki dik uzaklıktır. Çünkü araç viraja girdiğinde merkezkaç kuvvetin etkisinde aracın ağırlık merkezi, bu eksek etrafında dönmeye çalışarak bir moment oluşturur. Süspansiyon sisteminde bu yüzden temel amaç, bu ekseni olabildiğince aracın ağırlık merkezine yaklaştırmaktır. Bunun için başlıca ;

- Süspansiyon sistemi tipi

- Kolların uzunlukları, birbiriyle yaptığı açılar,

- Şasiye bağlantı noktalarının konumu

değiştirilir.

Yalpa Ekseni nasıl bulunur?

Yalpa eksenini bulabilmek için önce ön ve arka için ani dönme merkezleri bulunmalıdır. Bunun için öncelikle tekerlek modülünün dönme noktasını tanımlamalıyız.

IC : Instantaneous Center : Tekerlek modülünün dönme noktasıdır. Süspansiyon hareketleri ile tekerlek modülü bu nokta etrafında salınım yapar. Hayali bir kol ile bu noktaya bağlıymış gibi düşünülebilir.

yalpa6.jpg

1. Double Wishbone için Aksın Ani Dönme Noktasının Bulunması :

Aksa ait ani dönme noktasını bulabilmek için, yukarıda tarif edilen hayali IC, tekerleğin yer ile temas noktası ile birleştirilir. Bu çizgi ve tekerlek iz genişliğinin tam orta ekseninin (bu eksen tekerlek iz genişliğinin tam ortasında yer alır, aracı boyuna ikiye böler) kesişim yeri, aksa ait dönme noktasıdır. Resimle daha iyi anlaşılabilir. (Not : Süspansiyon sisteminin simetrik olmadığı istisnai durumlar için sonuç daha farklı olur. )

yalpa5.jpg

yalpa7.jpg

yalpa8.jpg

yalpa9.jpg

Süspansiyon sisteminin simetrik olduğu durumlarda (istisnalar hariç tüm araçlarda simetriktir.) bu anlık dönme merkezi , aksın tam ortasında (iz genişliğini iki eşit parçaya böler) olur, eğer simetrik değilse bu ani dönme merkezi tam ortada olmaz. Şekil buna bir örnektir.

yalpa10.jpg

2. Mc Pherson için Aksın Ani Dönme Noktasının Bulunması :

Mc Pherson'da ise, süspansiyon üst noktasından, süspansiyona dik bir uzantı, alt kolun uzantısı ile birleştirilir. Bu nokta IC, yani tekerlek modülünün dönme noktasıdır. Bu nokta tekerleğin yer ile temas noktası ile birleştirildiğinde bize aksın anlık dönme merkezini verir. Simetrik olmadığı istisnai durumda aksın tam ortasında yer almaz.

yalpa11.jpg

Üstteki resimde alttaki bölüm, süspansiyon ile oynanarak alçaltılmış bir araca aittir. Görüldüğü gibi gövde alçalırken, ani dönme merkezi de yere yaklaşmıştır.

YALPA EKSENİNİN BULUNMASI

İki aks için de ani dönme noktaları bulunduktan sonra bu noktalar birleştirilir ve aracın ''YALPA EKSENİ'' bulunmuş olur. Virajlarda araç, bu eksen etrafında dönmeye çalışır. Bu eksen bir optimizasyon yapılarak ağırlık merkezine olabildiğince yaklaştırılır. Burada önemli bir nokta şudur. Alttaki resimden de görüldüğü üzere, arkadaki anlık dönme merkezi yukarıda, öndeki ise aşağıda olarak ayarlanmıştır. Bunun bu şekilde tasarlanmasının sebebi aracın virajda arkasının kaymasından dolayı spin atmasını engellemektir. Tam tersi olsaydı (ön yukarıda, arka aşağıda) , aracın arka kısmı oldukça alt noktada olan anlık dönme merkezi etrafında yatmaya çalışacak, bu yüzden viraj emniyeti diye bir şey kalmayacaktır. Aracın ön kısmı kaymazken, arka kısmı sürekli spin atacaktır. Bu istenmeyen ir durumdur.

Aracın tasarlanması esnasında, arka tarafın tasarlanması çok önemlidir. Olabildiğince arka kısmın kayması engellenir. Fren sistemleri tasarlanırken de önce ön tekerleğin kilitlenmesi (frenleme esnasında kızaklaması) istenir. Aksi durumda frenlemede eğer arka kısım önce kilitlenirse, bu virajda frenleme esnasında takla atmaya sebep olur. Bu nedenle ön tekerleklere iletilen fren kuvveti daima arka tarafa göre daha fazladır. Çoğunlukla toplam fren kuvvetinin %70'i ön tekerleklere, %30'u ise arka tekerleklere iletilir.

Sonuç olarak, otomobil tasarlanırken kayacak tarafın daima ön taraf olması amaçlanır. Kritik olan taraf arka taraftır çünkü.

yalpa3.jpg

DENGE ÇUBUKLARI

Bu bölümde otomobilin stabilitesini sağlamak amacıyla kullanılan denge çubuklarından bahsedeceğim. Kullanıldığı yerlere göre görevleri değişse de temel görevleri otomobilin dengesine katkı sağlamaktır.

Denge çubuklarını kullanıldığı yerlere göre ayırabilirsek, anlaşılmasının kolay olacağını düşünüyorum.

1. Viraj Denge Çubuğu

viraj7.jpg

Viraj denge çubuğu - torsion bar, burulma çubuğu, stabilizatör, anti-roll bar , anti-sway bar da denebilir - ; virajda iç kısımda kalan tekerlek ile dış kısımdaki tekerlek arasındaki açı farkını azaltır. Virajda, içte kalan tekerlekteki süspansiyon yayı çekmeye zorlanırken (uzamaya) , dış tarafta kalan tekerlekteki süspansiyon yayı ise basmaya (kısalmaya) zorlanır.

antiroll_bar.jpg

Bunun nedeni ise virajda oluşan merkezkaç kuvvetidir. Yukarıdaki konuda anlatıldığı üzere, araç virajda merkezkaç kuvvetinin etkisininde yalpa ekseni etrafında dönmeye çalışır. Viraj denge çubuğunun asıl amacı da bu yalpa ekseni etrafındaki dönmeyi olabildiğince engellemektir. Bunun için de sağ ve sol tekerlekler arasındaki açı farkını azaltır. Şekilde viraj denge çubuğunun yer değiştirme bakımından analizi görünmektedir.

viraj3.jpg

Viraj denge çubukları, temel olarak dört noktadan sabitlenir. Uç noktalarından süspansiyon sistemine, orta bölümlerindeki iki noktadan ise gövdeye sabitlenir. Gövdeye sabitlenme noktaları çubuğun burulmasına engel teşkil etmemelidir. Buna ek olarak viraj denge çubukları farklı geometrilerde olabilirler. İçleri dolu ve ya boş da olabilir.

viraj1.jpg

viraj5.jpg

viraj6.jpg

viraj8.jpg VW Golf GTI Viraj Denge Çubuğu (Arka)

Viraj denge çubukları, virajda yükün ağır geldiği taraftan, yükün nispeten daha az olan diğer tarafa doğru yük transferi gerçekleştirirler. Bozuk zeminli yollarda süspasiyon hareketlerini azaltarak konforun arttırılmasına bir miktar katkı sağlarlar.

Virajdaki frenleme durumunda da aracın sağ ve sol tekerleklerindeki fren gücünün yere daha iyi aktarılıp, sağ ve sol tekerleklerdeki yere aktarılan fren gücü farklarından kaynaklanan dönme durumunu engellemeye çalışır. Çünkü sağ ve sol tekerleklerde eğer fren kuvveti farklı olursa (yere iletilen) araç yahu Axis yani Z ekseni etrafında dönme hareketi yapar. Şekilde görülmektedir.

viraj9.jpg

Bu viraj denge çubukları burulmaya zorlandıkları için, burulma direnci yüksek malzemelerden imal edilirler. Bunun haricinde elastiklik de önemlidir. Çünkü çubuğun üzerindeki yük kalktığında çubuk eski haline geri dönebilmelidir. Şekilde bir viraj denge çubuğunun yük altında gerilme analizinin sonucu gösterilmiştir. Resin altındaki skaladaki birimler Mpa'dır.

viraj2.jpg

Burulma çubuğunun malzemesi alaşımlı yay çeliğidir. Farklı elementlerden farklı oranlarda kullanılarak değişik alaşımlar elde edilebilir. En çok kullanılan türleri ; 50 CrV4, 51 CrMoV4, 55 CR3 tür. Alaşım için kullanılan başlıca elementler ise ; Si (Silisyum) , Cr (Krom) , Mn (Mangan) , Mo (Molybdenum) dur.

2. Kule Gergisi

Kule gergisi - tower bar - ; viraj denge çubuğu ile aynı görevi paylaşmaktadır. Sadece kullanıldığı yer farklıdır. Kule gergisi amortisör kulelerine bağlıdır. Virajlarda kule gergilerinde meydana gelen elastik şekil değişimlerini minimize eder. Daha verimli olabilmesi için dört noktadan bağlanmalıdır (uç iki nokta kulelere, ortadaki iki nokta ise gövdeye) fakat genelde sadece uç iki noktadan kulelere bağlanır. Bunun sebebi ise gövdeye bağlantı için yer problemidir. Şekilde dört bağlantı noktalı bir kule gergisi görülmektedir.

kule-gergisi.jpg

Bunun dışında iki noktalı ve ya 3 noktalı olabilirler.

Password_JDM_3_Point_Front_Strut_Tower_Bar_%28DC_EG_EK%29_Large_270x180.jpg Üç noktalı

90_93_Acura_Integra_Strut_Bar_and_Tie_Bars_Combo_Set_of_4-SS80MTBSS3VmdW53TC5qcGc=.jpg İki noktalı tipler

19963_235876671432_235753991432_3706503_900127_n.jpg

Sadece ön kulelere değil, arka kulelere de takılabilir.

tanabe-sustec-strut-tower-bar-installed-on-honda-fit.jpg

Konu İle Alakalı Vidyolar

Kaynaklar

- http://www.belgeler.com...lysis-of-stabilizer-bar

- http://auto.howstuffworks.com/question432.htm

Daha önce açılan Yeni Golf'ün süspansiyonu konusunda çokça tartışıldı ve sanırım bir sonuca varılamadı. Bu nedenle yarı bağımsız süspansiyonları anlatmak yerine ; tam bağımsızdan yarı bağımsıza geçtiğimizde neler kaybederiz, neler kazanırız, onu anlatmaya çalışacağım. Kullandığım ifadeler bu süspansiyon sistemlerinin genel olarak özelliklerinden yola çıkarak yaptığım yorumlardır. Bir markanın belli bir süspansiyon sistemini daha iyi tasarlaması, başka bir tip süspansiyon sisteminden daha iyi sonuç verebilir.

DOUBLE WISHBONE | MC PHERSON | TORSION BEAM KARŞILAŞTIRMASI

Öncelikle yarı bağımsız süspansiyonun nasıl tanımlandığını anlatalım. Yarı bağımsız süspansiyon ; sağ ve ya sol tekerlekten herhangi birinin, seyir esnasındaki deplasman değişiminin diğer tekerleği kısmen etkilediği süspansiyon tipidir. Bu süspansiyona sahip bir araçta bir tümsekten geçtiğinizde, eğer sol arka tekerleğiniz yukarı doğru hareket ederse bu, sağ tekerleğinizin de kısmen hareket etmesine sebep olmaktadır.

Günümüz ekonomik şartları, otomobil üreticilerinin bazı konularda tasarrufa gitmesine sebep olmaktadır. Bu da çoğu zaman biz tüketicileri etkilemektedir. Golf'ün bazı modellerinde tam bağımsız süspansiyon yerine yarı bağımsız ''torsion beam'' tipinde süspansiyon ve askı sistemi kullanmasının ana sebebi maliyeti düşürmektir. Peki bu yarı bağımsız süspansiyona sahip aracı aldığımızda neler kazanır, neler kaybederiz? Bunun için birkaç açıdan tam bağımsız ve yarı bağımsız süspansiyon tipini karşılaştıralım. Tam bağımsız olarak, Mc Pherson ve Double Wishbone'u, yarı bağımsız olarak da Torsion Beam 'i alalım.

1. Konfor

Konfor açısından en avantajlı durumda olan süspansiyon tipi, Double Wishbone tipidir. Bu tipi F1 araçlarından da yakından tanıyoruz. Günümüzde binek araçlarda pek tercih edilmese de konfor odaklı üst segment araçların vazgeçilmezidir. Birbirinden tam bağımsız arka tekerlekler, süspansiyon sertlikleri, yol pürüzlülüğünü bir tekerlek modülü olarak tek başına sönümleyebildiğinden konforlu bir sürüş sağlar. Double Wishbone'un hemen ardından ise bir diğer tam bağımsız tip olan Mc Pherson gelir. Bu tip de konfor açısından oldukça avantajlıdır. Daha sonra ise konfor konusunda diğer rakiplerine göre biraz daha geride kanan Torsion Beam gelir. Bu tipte arka aks bir bütün olarak salınım yapar. Konfor açısından en önemli kriter olan sprung mass/unsprung mass oranında geridir. Kısaca açıklamak gerekirse sprung mass, bir otomobilde yaylanan kütleyi ifade etmektedir. Unsprung mass ise yaylanmayan kütleyi ifade eder. Konfor açısından düşündüğümüzde bir otomobilde yaylanan kütlenin, yaylanmayan kütleye oranı ne kadar fazla ise otomobil o kadar konforludur. Bu yüzden konforda Türkçe olarak ''yaylanan kütlenin yaylanmayan kütleye oranı'' olarak ifade edebileceğimiz ; sprung mass/unsprung mass ratio çok önemlidir. Peki bir otomobilde yaylanan kütle ve yaylanmayan kütleler nelerdir?

Bir otomobilde yaylanmayan kütleler tekerlek modülleri, askı sistemi ve akslardır. Yaylanan kütleler ise başta gövde olmak üzere, motor ve aktarma organlarıdır, kısaca tekerlek ve akslar haricinde geriye kalan kütlelerdir. Yukarıda da bahsettiğim gibi torsion beam'in konfor açısından bir diğer dezavantajının sebebi de; arka aksın daha büyük bir kütleden oluşmasından dolayı yaylanmayan kütlenin toplam kütleye oranını azaltmaktadır. Bu nedenle konfor açısından tam bağımsız tiplerden geride kalmaktadır.

2. Yol Tutuş

Öncelikle bir otomobilde yol tutuşu hangi faktörlerin etkilediğini anlatalım.

- Tekerleğin yere basma yüzeyi : Bir otomobilde yol tutuşun artması için tekerleğin daime yere dik konumda basması gerekir. Çünkü tekerlek yere eğer açılı konumda temas ediyorsa -bir diğer ifadeyle belli bir kamber açısı varsa ya da virajda oluşuyorsa- bu yere temas eden alanın azalmasına ve tekerleğin en efektif bölümü olan orta bölümünden yararlanamamıza neden olur. Buna ek olarak Mc Pherson tipinde, tasarımdan kaynaklanan bir Kamber açısı değişimi ve bu açının kontrolünün zorluğu mevcuttur. Bu nedenle ek tedbirler gerektirir çünkü dinamik kamber değişimi vardır. Yere basma yüzeyinin her daim düzgünlüğü açısından en avantajlı olan Double Wishbone, daha sonra Mc Pherson, ve en son ise Torsion Beam'dir.

- Yanal kuvvet taşıma kapasitesi : Bir viraja girdiğimizde aracın tekerleklerine etkiyen yanal kuvvet (lateral force) virajda savrulmanın en temel sebebidir. Eğer süspansiyon ve askı sisteminin yanal kuvvet taşıma kapasitesi fazla ise bu, viraj emniyetini arttıracaktır. Virajda iken önden ya da arkadan kayma başladığı anda süspansiyon sistemi bize şu mesajı verir : ''Bu kadar yanal kuvvet taşıyabiliyorum, ya yavaşla ya da bırakırım bak ! ''

Bu nedenle yanal kuvvet taşımada en yetenekli Double Wishbone, daha sonra Mc Pherson, ve en son ise Torsion Beam'dir.

- Doğrusal düzgünlük : Bu kısmın açıklaması biraz zor. Fakat şöyle açıklayabiliriz. Süspansiyonun yukarı ve aşağı hareketinde (örneğin tümsektem geçerken ya da pürüzlü bir yolda yüksek hızda giderken bir tümsekten geçtiğimizde vb.) ön düzen geometrisinde bazı açılar değişir. Başta toe-in ölçüsü değişir. Bu çok yüksek hızda ilerlerken toe-in de 1 mm'lik bir değişimin, aracın çizgisinden bir miktar sapmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle doğrusal düzgünlük açısından en avantajlı olan Torsion Beam, daha sonra Double Wishbone ve en son Mc Pherson tipidir.

Yol tutuş konusunda en önemli olan bu üç faktörün etkilerini birleştirdiğimizde en başarılı olan tip Double Wishbone, daha sonra Mc Pherson ve en son Torsion Beam dir.

3. Dizayn problemi ve Ground Clearance

Bu kısmı ise ikiye bölelim.

Aslında bizim için pek önemli olmasa da üretici için dizayn problemi şudur: yer sıkıntısı. Bahsettiğimiz bu üç süspansiyon tipinden en fazla yer kaplayan tip Mc Pherson, daha sonra ise Double wishbone ve Torsio Beamdir. Yer problemi bagajın kenarlarında süspansiyon kulelerinden dolayı bagaj hacmini biraz daraltmaktadır.

Bir diğer kısım ise ground clearance, yani yerden yüksekliktir. Bu konuda en avantajlı olan Torsion Beam'dir. Double Wishbone ve Mc Pherson ise bu konuda geri kalmaktadırlar. Çünkü her iki bağımsız süspansiyon tipinde de mevcut olan alt salıncak kolu, yere en yakın parçalardan biridir ve yerden yüksekliği kısıtlamaktadır.

4. Yük Taşıma Kapasitesi

Yük taşıma kapasitesi konusunda en başarılı olan model torsion beamdir. Tam bağımsız süspansiyonlar, yük taşıma bakımından çok iyi değiller. Hafif ticarilerde genellikle yarı bağımsız tip olan ''yaprak yay'' kullanılmasının ana sebebi de budur.

5. Maliyet

Şüphesiz ki maliyet konusunda en avantajlı olan Torsion Beam'dir. Bu sistem hem daha basit bir şekilde tasarlanır hem aynı marka grubunun altında ortak olarak kullanılmasına imkan verir. Double Wishbone ve Mc Pherson'un hem tasarımı daha zordur hem de daha pahalıdırlar. Bir de her araç için yeniden tasarlanma ihtiyacı doğuracağı için ortak parça kullanımı sınırldır ya da yoktur. Halbuki verimli şekilde tasarlanan bir torsion beam süspansiyon sistemi, birkaç değişiklik yapılarak ortak platformdaki başka bir araca entegre edilebilir.

Sonuç olarak ; bu üç süspansiyon sisteminin karşılaştırması bu şekildedir. Birbirlerinden üstün olan yönlerine göre tercih edildikleri segmentler farklı olabilir. Örneğin yol tutuşun en önemli kriter olduğu F1 de, double wishbone kullanılması bir zorunluluk iken, maliyetin en ön planda olduğu binek araç kategorisinde torsion beam kullanılır fakat yol tutuş konusundaki handikapı da ek bir tedbir kullanılarak engellenebilir. Tıpkı Astra J'de yarı bağımsız süspansiyon olmasına rağmen Watt's Link kullanılması gibi.

Bu yazı başta muharrem.05 olmak üzere DH Forum için tarafımdan hazırlanmıştır. Hiçbir yerden alıntı değildir. Lütfen izinsiz paylaşmayınız.

Saygılarımla,

biraz daha ek bilgi buldum ama yazının alttına yapıştıramıyorum

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Uğur Çınar

Ne yani dizel ve 1.2 tsi sahibi golf 7 sahipleri isteselerde kamber yaptıramayacaklar mı :p:D

yapılıyoda sıkıntılı biraz :D :D

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

ford forumlarında en az bahsi geçen konu ama olsun :D daş gibidir direksiyon sistemi. hyundai almadan araştırma gereksiz

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Uğur Çınar

ford forumlarında en az bahsi geçen konu ama olsun :D daş gibidir direksiyon sistemi. hyundai almadan araştırma gereksiz

(hyundai almadan araştırma gereksiz) şu kısmı algılayamadım abi :D :D :D

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...