Servet Aydın 27 Eylül 2019 Paylaş 27 Eylül 2019 Çöle gidince beybi bir bayan aradı gözlerim. Sefa Çelik yazdı: Real steel Yenisi çekilecek deniyordu? Yorum bağlantısı
Servet Aydın 27 Eylül 2019 Paylaş 27 Eylül 2019 Sefa Çelik yazdı: Abi aktörler büyüdü, yaşlandı. Başkalarıyla aynı keyfi verir mi? Çok geç kaldılar. Hari götürdü valla mis gibi. Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 27 Eylül 2019 Paylaş 27 Eylül 2019 Sefa Çelik yazdı: Benzersiz Düşük bütçe ile çevrilmiş farklı bir türk filmi. Senaryosu harika. Aynı film holywood çekimi olsaydı çok ses getirirdi. Zaten bizdekiler yüksek bütçe ile film çekmesin. Para boşa gidiyor. Yerli filmleri sadece tavsiye üzerine izliyorum. Yoksa gerçekten çekilen filmlerimizin yüzde 80'i çöp. 2 Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu 28 Eylül 2019 Paylaş 28 Eylül 2019 (düzenlendi) Fast & Furius Present: Hobbs And Shaw Imdb Serinin 8. filmi, öncekilerin tamamını izledim, büyük umutlarla başladım, ha şimdi çıkacak arabalar, dur çıkıyor bekle filan derken, filmin sonunda sanki senaryoya sonradan monte edilmiş gibi fos bir araç ve helikopter sahnesi çıkarmışlar. Sanırım filmi çekmişler çekmişler laaa biz araba sahnesi koymayı unuttuk dur şuraya bişiler yazalım tarzına olmuş. Tamam anlıyorum filmin isminde Hobbs Shaw yazıyor da kardeşim niye o zaman hızlı ve öfkeli diyonuz ? Shaw ın kullandığı Mc-Laren den hariç bir araç görmek zor bide uyduruk Samoa şehrindeki hurdalık toplaması araçlar neyse... Film klasik Amerikan kültü, dünyanın sonunu getirecek bütün insanlığı yok edecek bir virüs var ortada, kaslı bir çamyarması, özel hacker lık eğitimi almış bir ingiliz, Amerikan filmlerinin olmazsa olmazından bıçkın bayan figürü. Hoşlandığım kısımlar Hobbs ile Shaw ın birbirlerine çeşitli sıfatlar yerleştirerek atışması. Filmde kim ve ne olduğu belli olmayan sadece ekranda ses dalgası şeklinde konuşan bir abi var kötüleri yöneten ayrıca o kim neci hiç bir fikir yok. Bay Hiçkimse ya da önceki serilerde oynamış bir tane karekter yoktu. Sanırım komple boykot etmişler yönetmeni, Tokto Drift de bile en sonra Dom u görmüştük bunda o da yok. Film zaten istenilen gişeyi yapamamış, önceki filmlerdeki siyahi arkadaş deyim yerindeyse filmin kek elemanı da bununla dalga geçmiş, bir nevi bizi oynatmazsanız olacağı budur demiş. Sonradan aklıma geldi ilave edeyim dedim, Filmde çekim hatası var... Samoa ya gelen kötü adamlar ile iyi adamların savaşı olacak, gece saatleri, tam ilk hamle yapılıyor bi bakıyorsun ortam gündüz olmuş, film içinde zaman ilerlemesi diye düşünülebilir ama misal bizim çamyarması The Rock elinde bir sopa alıp koşuyor gece, tam adama vuracak hava aydınlık. 29 Eylül 2019 tarihinde Hasan Karabekiroglu tarafından düzenlendi İmla 2 Yorum bağlantısı
Bülent Tarakçı 29 Eylül 2019 Paylaş 29 Eylül 2019 "Breaking Bad" izliyorum. İzlenebilir. 2 Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 29 Eylül 2019 Paylaş 29 Eylül 2019 Bülent Tarakçı yazdı: "Breaking Bad" izliyorum. İzlenebilir. Muhteşem bir dizi. Yakında Netflix'te filmi de çıkıyor. 1 Yorum bağlantısı
Öner Kurukuz 29 Eylül 2019 Paylaş 29 Eylül 2019 Bülent Tarakçı yazdı: "Breaking Bad" izliyorum. İzlenebilir. Şu diziyi bi ben sevemedim sanırım. 1. sezonu indirdim, 4-5 bölüm izledim ama bana hitap etmedi. Kalanını izlemedim zaten. Sildim. Yorum bağlantısı
Rıdvan Ergün 3 Ekim 2019 Paylaş 3 Ekim 2019 Türk İşi Dondurma, Çanakkale Savaşı sırasında Avustralya'da yaşayan iki Türk'ün ülkeleri için verdikleri mücadeleyi konu ediyor. Avustralya’da yaşayan iki Türk, geçimlerini devecilik ve el arabası ile dondurma satarak sağlar. 1915 yılında memleketlerinde savaş çıktığını öğrenen ikili, Çanakkale’ye cepheye gitmeye karar verir. Ancak, yetkililer onların adadan çıkmalarına izin vermez. Bu sırada Avustralya’da Türkler aleyhine propaganda yapılmaya başlanır. İngilizler’in Avustralya’da asker devşirmek için broşür dağıttığını öğrenen iki Türk, ülkelerinde veremedikleri mücadeleyi Avustralya’da vermeye karar verir. Komediyle harmanlanmış tarih içerikli dram filmi. Bu da ne demeyin, izleyin görürsünüz. Filmin hikayesiyle ilgili çok farklı boyutta rivayet ve eleştiriler var. Bunların gerçekliğinden bağımsız izlendiğinde, düşündüren ve güldüren değişik bir dram. Çekildiğini duymamıştım. Digitürk filmlerinde tesadüfen rastlayıp izledim. Hoşuma gitti, tavsiye ederim. 1 Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu 3 Ekim 2019 Paylaş 3 Ekim 2019 Avengers: Endgame Imdb Üzerine çok yazıldı çizildi, güzelmiydi güzeldi halada güzel süresi baya uzun, gerçekten üzerinde düşünülmüş bir senaryo ve fena bir ekip çalışması görüyoruz. Benim anladığım, Avengers serisi biraz çakallık mı dersiniz, mecburiyet mi dersiniz artık her neyse toplama bilgisayar gibi bir film. Marvel elindeki bütün kahramanlara tek tek film çekince 10 yıllardır, sanırım karakter bulmakta sıkıntı çekmeye başlayınca demişerki bu karakterlerin hepsini bir yere toplayalım komple bir film olsun evet hepsi komple bir film. Ana kafakterlerin hepsinin kendine ait bir filmi olduğunu düşünürsek baya iyi bir toplama bilgisayar olmuş oluyor parçalar ve mühendislik harika. Bazı yerler saçma derecesinde bunun en iyi örneği bundan önceki Avengers filminde Thanos un tek bir parmak şıklatması ile herşeyi bitirmiş olmasıydı, bazı karakterler öldü bazıları kaldı, ve dünya nüfusunun büyük bir bölümü yok oldu. Bu film de devam filmi haliyle kaldığı yerden devam etmesi gerekiyordu başlangıcı iyi yapmışlar, Iron Man uzayda bir gemide kalmış ve ölmek üzere eşe dosta ve aileye bir video çekip gönderiyor. Şunuda geçmeden yazayım, bu tür seri filmlerden biliyorsunuz 1. ve 2. fim bazen aynı anda çekilir sonra sonra piyasaya sürülür, misal Avatar filmini çektiğinde James Cameron 2. ve 3. filmin senaryosu hazırdır, hatta okuduğum bazı yerlerde 1. bölümün çekimleri sırasında bazı sahneleri 2. bölüm için sakladığını biliyorum. Şöyle bir hatırlatma yapayım Avatar da Jack Sully nin kabileye girmesi için aldığı eğitimde Neytirini ile ile yüzme sahneleri vardı, James kameron o sahnelerin bir kaçtanesini de çekmiş ve 2. filmin de sahnelersin su yoğunluklu olduğunu açıklamıştı...Avatar ı yazarsak orda anlatırım. Neyse konuyu dağıtmayalım. Thanos parmağı şıklattı güç taşları çalıştı herşey yok oldu vs vs derken, ikinci filmin çekilmesi gerekiyordu ve iyi tarafın kazanması gerekiyordu, süper güçleri olan ve Amerikalı olan kahtamanlarımızın (ki süper kahramanlar hep Amerikalı olur ve bütün saldırılar Amerikaya yapılır bunu unutmayalım) bir şekilde olayı tersine çevirmesi lazım nasıl olacak ? Burda senaristlerin zekası ortaya çıkıyor, bir karakterinin zamanda yolcuğunu bulması gerekiyordu bunu bulanda zaten önceki bölümde kuantum evrenin de kalmış olan Ant Man buluyor, yalnız Ant Man bildiğin serseri, bilimle şunla bunla alakası yok, ahalinin en akıllısı kim Tony Stark a gidiyorlar, Tony önceki yaşadıklarından korkmuş, şimdiki halinden memnun ve yaşama alışmaya başlamış kabul etmiyor, diyorki hade canım başka kapıya, başka kim var akıllı Hulk gidiyorlar, anlatıyorlar durumu ne var yaa bunda ben yaparım çekilin az hele diyor, yapıyor bi makine ama sonuç yok filan ve Tony şimdi bunlar yapamaz elleine yüzlerine bulaştırırlar, hatta belki sıvama bölümüne bile geçebilirler gidim en iyisi yapım şunu da nolacaksa olsun diyor. Kardeşim niye bu kadar uzatıyorsun diyebilirsiniz. Fakat film 3 saat şekerim ayrıca her karekterin ayrı bir hikayesi var. Gelelim karakter incelemelerine hepsini tek tek değilde aklıma olanları ve önemlileri yazalım Bence filmin baş karakteri Thanos, herşery Thanos un etrafında dönüyor bütün karakterlerin zihninde bu adamın ismi var karakter şahane dizayn edilmiş, konuşmaları dialogları şahane. Zaten Thanos yarı tantı MCU ya göre kendince haklı sebepleri var ve bu yüzden bunları yapıyor, ayrıca bu yaptıkları sadece dünyamız da değil adam belki onlarca gezegene aynı şeyi yapmış. Adam yaptıklarına felsefi bir açıdan bakıyor. Diyorki dünya da insan varlığı çok size dünyanın kaynakları yetmez bu nüfüsü yarıya indirmek lazım ki geriye kalan yarısı daha rahat yaşasın. Siz zaten kendi kendinizin sonunu getireceksiniz bunu yapacak olan da benim (yersen) Ir Iron Man, önceki 3 filmde gördük bu adamın süper gücü yok aslında sadece çok zeki, yani süper gücünün zeka olduğunu söyleyebiliriz. Film de iyiydi pek bir bozar yannı göremedim. Seslendirmesini Tamer Karadağlı yapmış cuk oturuyor bu ses. Thor, önceki filmde olanlardan dolayı kendini suçlamış iki tane yaveri ile birlikte kendini kapatmış eve, sürekli yemek yiyip ps oynayıp içki içiyor, görünüş o alışıla gelen V şeklindeki kaslı vücut değil bildiğin göbek yapmış. Bence resmen karizmayı çizmiş. Gök gürültüsü tanrısı göbekli mi olur yahu... Sanırsın uzun yol şoförü olmuş Thor, ayrıca çekim hatası mı yoksa bilerek mi yapıldı bilmiyorum ama filmin sonlarındaki Thanos ile savaş sahnesinde göbek filan kalmıyor Captain Amerika, adı üstünde Amerikan idolü adamın her yerinden paçalarından Amerikan kültürü dökülüyor, filmde iyiydi, ayrıca Thor un çekicini de kullanabildiğini de gördük. Hulk, önceki filmerinde astığı astık kestiği kestik olan yeşil adam, bu filmde resmen süt oğlanı olmuş, Bruce Hulk u nasıl yöneteceğini çözmüş, kendini daha yakışıklı ve kaslı hale getirmiş. Önceki Avengers de Thanos Hulk u paspas ediyordu, bu bölümde de birşey göremedik açıkcası. Hulk un kas gücünden ziyade akıl gücü ön plana çıkartılmış. Ant Man, dedim ya adamı bilimle şunla bunla alakası yok ama filmin ana fikrini o buluyor, küçülüp böcek kadar oladuğunu biliyoruz aynı zamanda normal insan dan 10 kat da büyüyebildiğini de görüyoruz ama şakacı adam. Captain Amerika, ismi ile müsemma bir karakter, ekip lideri gibi davranıyor fakat ekipdeki herkes süper kahraman olduğu için pek takan yok, o da buna bozuluyor sanırım, ayrıca filmde liderlik vasfı yerine adamın kalçası ön plana çıkartılmaya çalışılıyor. Bir asansör sahnesi var onuda anlatmadan geçemeyeceğim, ilk izlediğimde Steve ne dedi burda diye anlam verememiştim ama sonradan çözdüm, sahnede sihirli taşı götüren devlet görevlileri var bir asansöre biniliyor ve asansörü bizim Steve durduruyor ve kendiside biniyor, tabi asansördekilerin bizim yüzbaşının gelecekten geldiğinden bi haberler, asansörde her biri odun surat bir sürü adam var diyorki onlara "ben bakandan direk emir aldım taşı bana vereceksiniz" odun surat abiler hadi len ordan tarzı bakıp ellerini silahlarına götürüyor ve pis pis yüzbaşıya bakıyorlar ve ortam geriliyor. Bu bakışma sonrası Steve taşı vermeyeceklerini anlıyor ve ordaki yıkım ekibinin liderine "yaşasın bilmem ne" diyor bu laf o taşı götürenlerin aslında devlet içine sızmış bir grubun sloganı olduğunu anlıyoruz, sonra asansördekiler haaa Captain Amerika da bizdenmiş diyip taşı veriyorlar, Steve sırıtarak asansörden iniyor. Mutlu mesut giderken geçmişteki kendisi ile karşılaşıyor ve geçmişteki kendisini bi güzel pataklıyor. Black Widow, Scarlett Johansson, kendisine özel bir hayralığım olduğunu burdan ileterek başlayım. Filmde aktif karakterlerden biri haline gelmiş serinin öncekilerinde pek ön planda değildi, bu iş için yönetmenleri kınıyorum tabi ama burda biraz düzeltmişler. Dünyanın yarısı yok olduktan sonra elde kalan süper kahramanlara direktifler verip nerden ne yapılmasını söylüyor bi nevi şube müdürü gibi, Dünya yı da şube olarak düşünebiliriz, başka şubelerde var onlarla da gezegenler arası über süper geçiş yapabilen Captain Marvel ablamız ilgileniyor. Hawkeye, filmin ilk sahnesinde bu kardeş var, ilk sahnede olanlardan dolayı üzüldüm arkadaşa, bir anda güzel bir yemek sofrasında hem kızını hem oğlunu hemde karısını kaybediyor, kendi de anlamıyor nasıl kaybolduklarını ama Jeremy gerçekten iyi oynuyor. Sonra dünyanın çeşitli bölgelerinde cinayetler işlemeye başlıyor ve sonradan Black Widow ile yeniden ekibe katılıyor ama öyle nokta atışı ok sahnesi yok bu bölümde. Önemli karakterler bunlar, Doktor Strange, Captain Marvel, Black Panther, Spider-Man, Galaksinin Koruyucuları ekibi pek filmde etkin değiller, biraz Nebula etkin oda senaryo gereği olduğu için. 2 Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 5 Ekim 2019 Paylaş 5 Ekim 2019 Bu filmi beğendim. Bilim kurgu sevenlere tavsiye ederim. Yorum bağlantısı
Mehmet Yeter 10 Aralık 2019 Paylaş 10 Aralık 2019 Haftasonu google girip arabalarla ilgili izlemediğim film var mı diye baktım iki film vardı birincisi baby driver(tam gaz) filmi güzel film akıcı. Ancak izlediğim diğer film çok eski olmasına rağmen içinde bol efekt barındırmayan o zaman ki tekniklerle yapılmış ve aynı zamanda bir yarış filmi olmasına rağmen yarış devam ederken ki sakinlik ile beğendiğim bir film olan Le Manstı. Tavsiye ederim mutlaka izleyiniz. Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 28 Aralık 2019 Paylaş 28 Aralık 2019 Naim Süleymanoğlu'nun hayatını bilen bilir. Filmin sonunda da yazdığı gibi 21 yaşındaki birinin taşıyamayacağı yükün altına girip bir milleti gururlandırdı. Güzel film yapmışlar. Milli duygularım kabardı. Hele ki şu yerli arabamızın üstüne güzel gitti. Fakat az önce şu birikintisinden geçen bir araba tarafından baştan aşağı ıslatılınca bizden adam olmaz dedim. 😡 Yorum bağlantısı
Selçuk Bakış 28 Aralık 2019 Paylaş 28 Aralık 2019 Eyüp Çetin yazdı: Naim Süleymanoğlu'nun hayatını bilen bilir. Filmin sonunda da yazdığı gibi 21 yaşındaki birinin taşıyamayacağı yükün altına girip bir milleti gururlandırdı. Güzel film yapmışlar. Milli duygularım kabardı. Hele ki şu yerli arabamızın üstüne güzel gitti. Fakat az önce şu birikintisinden geçen bir araba tarafından baştan aşağı ıslatılınca bizden adam olmaz dedim. 😡 Geçmiş olsun, su birikintisi varsa öteden giderim Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 28 Aralık 2019 Paylaş 28 Aralık 2019 Selçuk Bakış yazdı: Geçmiş olsun, su birikintisi varsa öteden giderim. Sağolasın. Marketten çıktım bagaja poşetleri koyarken oldu. Arabanın içine de girdi. İçerde oturan eşime bile gelmiş. 😡 Yorum bağlantısı
Selçuk Bakış 28 Aralık 2019 Paylaş 28 Aralık 2019 Eyüp Çetin yazdı: Sağolasın. Marketten çıktım bagaja poşetleri koyarken oldu. Arabanın içine de girdi. İçerde oturan eşime bile gelmiş. 😡 O biraz talihsizlik olmuş, dayaklık 😠 1 Yorum bağlantısı
Selçuk Keleş 31 Aralık 2019 Paylaş 31 Aralık 2019 The General 1926 yılında çekildiğine pek inanamadığım bi film. Lokomotifi “General”e aşık olan makinistin kuzey-güney savaşı sırasında başından geçen komik olaylar. Sinematografisi, oyunculuğu gerçekten çok başarılı. Tavsiye ederim. 2 Yorum bağlantısı
Selçuk Keleş 21 Ocak 2020 Paylaş 21 Ocak 2020 Victory (1981) 2. Dünya savaşı sırasında Alman subayları propaganda amaçlı olarak bir futbol maçı düzenlemek isterler. Kendi futbolcularına karşı, müttefik devletlerin esirlerinden oluşturulan bir takım sahaya çıkacaktır. Fransa'da oynanacak maç esirler için bir kaçış planı haline gelir. Filmde, müttefiklerin futbol takım 70-80'lerin ünlü futbolcuları tarafından oynanmıştır. 2 Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 18 Şubat 2020 Paylaş 18 Şubat 2020 Selçuk Keleş yazdı: Victory (1981) 2. Dünya savaşı sırasında Alman subayları propaganda amaçlı olarak bir futbol maçı düzenlemek isterler. Kendi futbolcularına karşı, müttefik devletlerin esirlerinden oluşturulan bir takım sahaya çıkacaktır. Fransa'da oynanacak maç esirler için bir kaçış planı haline gelir. Filmde, müttefiklerin futbol takım 70-80'lerin ünlü futbolcuları tarafından oynanmıştır. Harika bir filmdi. Eskiden TV'de çıkardı. Futbol tutkumdan dolayı izlediğim, izledikten sonra Nazilere karşı merak uyandıran bir film oldu. O kadar ki neredeyse kitap yazabilecek kadar çok ilgilendim konuyla. 1 Yorum bağlantısı
Eyüp Çetin 5 Nisan 2020 Paylaş 5 Nisan 2020 (düzenlendi) Belki de bir çoğunuz izlemiştir fakat ben yine de izlemeyenlere öneriyim. Netflix'te var. Çok önce Kore yapımını izlemiştim. Kesinlikle bu daha güzel olmuş. Yine Netflix'te olan bir başka güzel film. İlginç bir konusu var. 5 Nisan 2020 tarihinde Eyüp Çetin tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Emin Önal 5 Nisan 2020 Paylaş 5 Nisan 2020 Eyüp Çetin yazdı: Belki de bir çoğunuz izlemiştir fakat ben yine de izlemeyenlere öneriyim. Netflix'te var. Çok önce Kore yapımını izlemiştim. Kesinlikle bu daha güzel olmuş. Komutanın çocuğu öldüğünde, çocuğun annesinin feryat sahnesi çok etkileyici idi. 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Yeter 10 Nisan 2020 Paylaş 10 Nisan 2020 Netflix'ten belgesel önerisi, fangio tavsiye ederim. Yorum bağlantısı
Mehmet Pınar 10 Nisan 2020 Paylaş 10 Nisan 2020 Mehmet Yeter yazdı: Netflix'ten belgesel önerisi, fangio tavsiye ederim. Konusu nedir? Yorum bağlantısı
Mehmet Yeter 10 Nisan 2020 Paylaş 10 Nisan 2020 Mehmet Pınar yazdı: Konusu nedir? Formula 1 tarihinde ki bugüne kadar duymamıştım benim eksikliğim Arjantinli Juan fangio un hayatı anlatıyor. Ayrıca kazandığı yarışların analizlerini de yapmış diğer sürücülere kıyas edilmiş. Alain Prost diyor ki, hızlı kullanan sürücülere fangio musun diyorlarmış, eşi de prosta böyle demiş, Prost o zaman zaten f1 sürücüsüydüm diyor. 2 Yorum bağlantısı
Recommended Posts