İçeriğe Yönlendir

Fıkralar


Cihaner Öztürk

Recommended Posts

İlker Kadılar

bu fıkra fıkralar bölümünde yayınlanmıştıı........

Yorum bağlantısı
H.Cenk Bayrakçı

Zaten o fıkra ve polisin göbek atma fıkrası meşhur....

Yorum bağlantısı
Serkan Öz

Alıntı:

CEM BOYNER aşağıdaki fıkrayı tüm çalışanlarına

göndermiş..

Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını

atmakmış. Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar

dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış. Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına

kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en yakın yardımcısı

Haso.

Ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:

-"Ula Hasso, ahali bakiy mi?"

Hasso cevap verirmiş:

-"Evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden

bakir."

Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "Abdullah Cizrelioglu ".

Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:

-"Hala bakirler mi?"

-"He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkıslirler."

Her sene ayni tören sürermiş. Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan

sonra, çıkmış köy meydanına. Sormuş Hasso'ya:

-"Ahali bakir mi?" -"He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır.

Ağa "Abdullah" diye adini , arkasından "Cizrelioglu" diye soyadını yazmaya

başlamış ki; kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat. Halka rezil olmak var.

Alçak sesle Hasso'ya sormuş:

-"Bakirler mi?"

-"He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?"

Ağa çaresiz:

-"Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu." diye emretmis.

Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına

eğilip :

-"Ağam" demiş, "Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin

aptal dedin. Ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki! Ucuni tut da yazının

devamını sen yaz."

BIRLIKTE ÇALIŞTIKLARINIZI E

Yorum bağlantısı
Emre Gülşen

85 yaşında bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir.

Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:

-'İçerde doğum yapan bayan yakınınız mı?'

-'Evet, eşim.'

-'Ama bayan 25 yaşlarında...'

-'Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?'

-'Yoo, aklıma benim dedem geldi de.'

-'Nesi varmış dedenizin?'

-'Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma

dedecim, senyaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi israr etti ve hazırlandı. Eee, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yolyürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve

geyiğe bastonla ateş etti.Geyik o anda vurulup yere düştü...'

-'Olur mu, başkası vurmuştur onu.'

-'Ben de onu demeye çalışıyorum...

Yorum bağlantısı
Mustafa Sarı

Adam bir dükkâna girer ve bir kova, 10 kg.lık bir boya, bir kaz ile

iki tavuk alır. Satıcı aldığı malzemeleri dükkanın dışına kadar

taşımasına yardım eder. Adam tüm bu yükleri eve kadar nasıl

taşıyacağını düşünürken yanına yaşlıca bir kadın yanaşır ve bir adres

sorar. Adam cevaplar;

- Orayı biliyorum yürüyerek gidebiliriz, benim evime çok yakın ama bu

yükleri nasıl taşıyacağımı düşünüyorum.

- Çok kolay, der yaşlı kadın. Boyayı kovanın içine koy ve bir elinle

tut; iki tavuğu da koltuk altlarına yerleştir, diğer elinle de kazı tut

der. Adam yaşlı kadının dediği gibi yapar. Eve doğru yürürlerken adam;

- Şurası biraz kestirme ordan daha çabuk varırız.

- Olmaz, der yaşlı kadın. Ya o tenhada beni duvara dayayıp eteğimi

kaldırıp bana tecavüz edersen?

- Yapma kadın, bu kadar yüküm var. Allah aşkına bunları bırakıp bu

dediklerini nasıl yaparım saçmalama. Kadın;

- Kazı yere koyarsın, kovayı üstüne kapatır boyayı da kovanın üstüne

koyarsın. ..

Adam sorar :

- Tavuklar ne olacak ?

-Tavukları ben tutarım.

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Bahtiyar Aydoğdu

Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş. Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış..

-'Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yagmurini yagdirma! '

-'Allah'ım, birkaç gün daha yagmurini yagdirma, ne olirsen' diye

dualar edip durmuş.

Ekini kurudu kuruyacak. Akşam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir boran.

Tüm ekini çürümüş.

O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşeği de yıldırım çarpmış. Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış.

Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu.

İftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.

-'Nasil? illet oliysen şimdi degil mi?' demiş ve eklemiş:

-'Ölen eşşegi de gurbana saymazsam şerefsizim...

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Emre Gülşen

*HOSTES*

Bir ucakta Pilot aniden hostesleri cagirmis ve demis ki:

-''Ucak dusmek uzere. tum yolculara atlamalarini soyleyin.

Su anda deniz uzerindeyiz ve denize cok yakin ucuyorum,

atlarlarsa kurtulma sanslari var ama atlamazlarsa herkes olecek!!!''

Tabii boyle bir seyi insanlara yaptirmak cok zor.

Hosteslerden en akillisi dusunmus tasinmis, herkese uygun bir dille

anlatilirsa

ucaktan atlamalari saglanir diye karar vermis ve ilk olarak Amerikali

kafilenin

yanina gitmis:

-''Sayin yolcularimiz; uzerinde bulundugumuz alan Japon! larin arastirma

laboratuarlariyla kapli. Eger oraya ulasirsaniz tum Japon teknolojisi

sirlarini

kaparsiniz!''

Butun Amerikalilar kosarak cikisa gitmis ve atlamis;

Sonra hostes Ingilizlere yonelmis:

-''Sayin yolcularimiz su anda dunyanin en genis ve verimli somurgeleri

uzerindeyiz;

eger hemen el koyarsaniz sonsuza dek sizin olurlar!''

Butun Ingilizler hevesle atlamis;

Sira Fransizlara gelmis. Hostes:

-''Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsiz ediyorum; fakat rica etsem ucaktan

atlar misiniz? simdiden tesekkur ederim'' demis. Fransizlar:

-''Tabi, mersi!'' demis ve sirayla atlamislar!!

Hostes bu kez Almanlara yonelmis:

-''Atlayin cabuk asagi!'' diye bagirmis.

Alman kafile ''heil'' demis ve atlamis.

Veee sira gelmis Turklereee. Hostes yandan yandan gulumseyerek ve

koltuga hafif dayanarak soyle demis:

-''Siz var ya... Buradan hayatta atlayamazsiniz!!!!!!''

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Emre Gülşen

TEMEL İN DONLARI :rolleyes:)))))))

Gümrük kapısında bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış .

Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış.

Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış.

'Niye 7 tane?' diye İngiliz'e sormuşlar.

O da : 'Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba...' demiş.

'Vay be ! ' demiş görevli, 'Helal olsun... Medeniyete, temizliğe bak

adamlardaki ..'

Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. Açmışlar bakmışlar 8 tane don ..

'7'yi anladık da , niye 8 ? ' diye sormuşlar..

Frans! ız : 'Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım' demiş ..

'Vay be' diye düşünmüş bizim gümrükçüler .. 'Adamlardaki temizliğe medeniyete bak,

Ingilizleri de geçtiler temizlikte' ...

Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don..

'İşte !' demişler.. Ne varsa bizim insanımızda var.

Avrupalı ile kıyas kabul etmeyiz ... Şu medeniyete, şu temizliğe bak..

Yabancılar da duysun diye sormuşlar : 'NEDEN 12 ADET ?'

Bizimki cevap vermiş : 'Ocak, Şubat, Mart, Nisan, ......

Yorum bağlantısı
Fatih Çalıkuşu
TEMEL İN DONLARI :rolleyes: )))))))

Gümrük kapısında bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış .

Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış.

Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış.

'Niye 7 tane?' diye İngiliz'e sormuşlar.

O da : 'Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba...' demiş.

'Vay be ! ' demiş görevli, 'Helal olsun... Medeniyete, temizliğe bak

adamlardaki ..'

Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. Açmışlar bakmışlar 8 tane don ..

'7'yi anladık da , niye 8 ? ' diye sormuşlar..

Frans! ız : 'Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım' demiş ..

'Vay be' diye düşünmüş bizim gümrükçüler .. 'Adamlardaki temizliğe medeniyete bak,

Ingilizleri de geçtiler temizlikte' ...

Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don..

'İşte !' demişler.. Ne varsa bizim insanımızda var.

Avrupalı ile kıyas kabul etmeyiz ... Şu medeniyete, şu temizliğe bak..

Yabancılar da duysun diye sormuşlar : 'NEDEN 12 ADET ?'

Bizimki cevap vermiş : 'Ocak, Şubat, Mart, Nisan, ......

ne yani israf mı olsun :D

Yorum bağlantısı
Şükrü Yıldızdal
(düzenlendi)

Özürlüler olimpiyatında yüzme yarışları yapılıyor.Kimisi tek kollu kimisi tek bacaklı.Bizim Türk'ün sadece kafası var gövde yok.Start veriliyor herkes suya atlıyor.Birde bakıyorlar ki Türk havuzun dibinde boğuluyor.Hemen yardım ediyorlar bizim Türk'ü havuzdan çıkarıyorlar.Merak edip soruyorlar ne oldu? diye ,Bizimki

-Hiç sorma abi ya KRAMP girdi diyor.

tarihinde ? tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Semih Önbey

temel bir gün çok hasta yatak döşek yatıyor. eşini fadimeyi çağırıyor bi konuşma yapmak için helalleşicekler. temel başlıyor fadime çok iyi günlerimi seninle geçirdim saol allah razı olsun hakkını helal et diyor ama seni çok üzdüm biliyorum başka kadınlarla beni affet diyor. fadime ben seni boşunamı zehirledim zannediyosun...

Yorum bağlantısı
Karani Gülistan

Gökdelenin tepesinden aşağıya doğru en uzun süreli kim bakacak yarışmasında,rahmetlik temel birinci olmuş..

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Gökdelenin tepesinden aşağıya doğru en uzun süreli kim bakacak yarışmasında,rahmetlik temel birinci olmuş..

:blush:

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Ahmet Kürekçi

Hollywood'un yüzlerce kez işlediği; "uçakta pilotlar ölür ya da bayılır, yolculardan biri merkezden telsiz talimatıyla uçağı indirir" klişesinin uyarlanmış hali. ABD de olur da TR de olmaz mı yurdum insanı el atmış mevzuuya

- aloo, aloo, abi ben kamil koc istanbul-ankara otobüsünden arıyorum. kaptan molada içkiyi fazla kaçırdı herhalde, uyuyor şimdi.

+ evlat sakin ol, muavin orda mı?

- hayır, otobüste değil, tanrım ona ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok!

+ tamam evlat, hiç korkma, sizi kurtaracağız. şimdi şoförü yavaşça koltuktan yana çek, sen oturacaksın onun yerine.

- ama onu yana çekersem düşer, kendinde değil!

+ düşsün pezevenk! oraya senin oturman lazım.

- tamam, oturdum. şimdi ne yapmalıyım?

+ direksiyonu tut, ne çok sıkı ne çok gevşek.

- tuttum. çok eğlenceli görünüyor ehu

+ evlat, ciddi ol, 40 yolcunun hayatı senin elinde. şimdi; önündeki

+ panelde bir çok gösterge var değil mi? tam ortadaki büyük olana bak, ne yazıyor orda?

- bismillahirrahmanirrahim.

+ hayır göstergenin üstündeki yazıya değil göstergeye bak! hız

+ göstergesine bak, kaçla gittiğinizi görebiliyor musun?

- sıfır.

+ nasıl sıfır? dikkatli bak.

- sıfır, gerçekten sıfır. ölecek miyiz?

+ otobüs duruyor mu gidiyor mu bunu söyle bana seni kuş beyinli!

- duruyooor

+ kalk sittir git eşşoğlueşşek! bize de panik yaptırdın. şoför uyanınca devam edersiniz.

Yorum bağlantısı
Şükrü Yıldızdal

Memleketimin insanına da bu yakışır. :)

Yorum bağlantısı
Murat Dere

hakikaten hoşuma gitti. :nazar: çok güldüm... ammaaa...

biz Hakan'la "k*ç" yazdık diye, mesajlarımız siliniyor da yukarıda "sittir" yazınca bir şey olmuyor. bunu Hakan'a söylicem bu biir, idari mahkemeye dava açacam ikii, avrupa insan hakları mahkemesine kadar götürecem bu işi. "k*ç" yazma hakkımızı geri sitiyoruz diyecem. halbuki gemicilikten konuşuyor olsaydık geminin başı ve k*çından bahsedecektik. :)

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...