İçeriğe Yönlendir

Fıkralar


Cihaner Öztürk

Recommended Posts

Aydın Akdeniz

Temel, Amerikan'n durduk yerde Irak'a saldırmasından rahatsız olmuştur.
Bir yolunu bulup baskan Bush'a telefon eder:

"Alooo! Ben, Temel olarak size savaş açıyorum haberiniz olsun!"

Bush, gülerek yanıtlar:

"Hehehe...kaç kişilik bir ordun var ki?"

Temel düşünür:

"Hmmm...kayınbirader İdris, hala oğlu Dursun, kahvedeki arkadaşlar..." ve yanıt verir: "Toplam 9 kişiyiz!"

Bush içinden kıs kıs güler ve ciddi olmaya çalışarak:

"Temel bey, sizin 9 kişilik ordunuza karşılık Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden oluşmaktadır!" der.

"Hmmm..." der Temel:

"Sizi bir süre sonra arayacağım."

Aradan birkaç gün gecer ve Temel, Bush'u yeniden arar:

"Başkan, savaş ilanımız geçerlidir. Bir miktar ekipman hazirladık size karşı!"

Bush, ilgiyle sorar:

"Neymiş bunlar?" "Haçan, bizim Dursun'un traktörü, benim çakaralmaz tüfek bi de kahvedeki arkadaşlardan birinin biçerdöveri..."

Bush güler:

"Iyi ama benim tam 150 bin tankım, 30 bin uçagım ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrıca bu arada askerlerimizin sayısı da 3 milyon oldu!"

Temel yeni gelisme karşısında biraz sıkılmıştır:

"Tamam, bir müddet sonra sizi yeniden arayacağım."

Birkaç hafta sonra Temel, Bush'u yeniden arar:

"Baskan, savaş ilanımızı geri alıyorum."

Bush merakla sorar:

"Neden?"

Temel, moralsiz biçimde yanıtlar:

-" 3 milyon savaş esirini barındıracak yerimiz yoktur!"

 

 

:D 

  • Beğen 6
Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Hikmet Demirtaş

Umarım daha önce paylaşılmamıştır!8blnrfd.jpg

  • Beğen 11
Yorum bağlantısı
  • 1 ay sonra...
  • 1 ay sonra...
Ali Eren

Forumda paylaşıldı mı bilmiyorum ama benim çok sevdiğim bir fıkradır bu.  :good1:

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Fikret Özsoy

Bir tane de benden. Umarım daha önce yazılmamıştır.

 

Boğaza köprü yapılacak çeşitli ülkelerden firmalar çağrılır.

Japonlara sorarlar nasıl yapacaksınız diye. Japonlar; iki kıyıdan çalışmaya başlayacağız, yaklaşık 2-3 cm hatayla ortada buluşuruz. Çok güzel bir boğaz köprünüz olur.

Almanlara sorarlar; Biz de iki kıyıdan çalışmaya başlayacağız, yaklaşık 10-15 cm hatayla ortada buluşuruz ama telafi edilebilir. Çok güzel bir boğaz köprünüz olur.

Türklere sorarlar; biz de iki kıyıdan çalışmaya başlarız, ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık çok güzel iki boğaz köprünüz olur.

  • Beğen 7
Yorum bağlantısı
Mehmet Pınar

Sayın Banka Yetkilisi,
Ben 86 yaşında bankanızda hesabı olan bir müşterinizim.
Geçen gün, tesisatçıma 100 dolar'lık bir çek yazdım.
Bu çeki kendisi her nasılsa 3 nanosaniyede bankanıza iletmiş olmalı ki, 
bankanızda değerlendirdiğim fonlardan bu miktar kadarını bozduramadan 
hesabımdan karşılığı alınmış.
Tabii ki hesabımda o an için para olmadığından 30 dolar da faiz ve ceza 
alınmış. Oysa fonlarımda 1.000.000 dolar vardı.
Bu durumu şikayet etmek istediğimde, bankanız telefonunda kişiliksiz, 
terbiyesiz, banda kaydedilmiş ve yüzsüz bir hanım sesiyle yarım saate yakın 
boğuştum.
Arada müzikler dinledim ve 28 kere değişik tuşlara basmak zorunda kaldım. 
Ama kimseye ulaşamadım.
Bildiğiniz gibi her ay binlerce dolarlık faturalarım, mortgage kesintilerim,

kredi kartı ödemelerim var.
Bunların hepsinin hesabımdan yapılan otomatik ödemelerini şu andan itibaren 
İPTAL ediyorum.
Bundan böyle, sizden etten kemikten yapılmış dediğimi anlayan ve ingilizce 
bilen bir müşteri temsilcisi istiyorum.
Anlayışla karşılarsınız ki, karşınızdakine en iyi iltifat, onu taklit 
etmektir.
Ben de sizin gibi yapacağım.
Müşteri temsilciniz her ödeme için beni arayacak, ve 28 haneden az olmayan 
benim vereceğim bir şifreyi tuşlayacak.
Sonra da, eğer 1 tuşlarsa benden randevu alacak, 2 tuşlarsa bir ödeme ile 
ilgili mesaj bırakabilecek, 3 tuşlarsa oturma odama bağlanacak, oradaysam 
cevap vereceğim, 4 tuşlarsa ve uyumuyorsam yatak odama bağlanacak ve benimle

görüşebilecek, 5 tuşlarsa iş yerime forumvatantc.gif 6 tuşlarsa cep telefonuma ulaşacak, 7 
tuşlarsa bilgisayarıma bir mesaj bırakabilecek. 8'e tuşlarsa bunları yeniden

dinleyebilir.
Arada beklemeler olursa, size söz, elimdeki eski plaklardan ve gramofonumdan

güzel bir müzik parçası da dinleteceğim ona.
Yalnız sizden ricam, bu işlemler için seçeceğiniz personelinizin kimlik 
bilgisini, anne kızlık soyadını, noterden alınmış imza sirkülerini ve 
tapuları dahil mali bilgilerini bana iletmeniz.
Bir de sizin gibi bir sözleşme hazırladım. 8 sayfa. Sizinki 42 sayfaydı, ben

insaflı davrandım. Bu sözleşmeyi de bana atayacağınız müşteri temsilcisi, 
bankanız şube müdürü ve bankanız yönetim kurulunun imzalaması ve bana iadeli

taahhütlü göndermesi.
Bu sözleşme elime geçtikten sonra müşteri temsilcinize kendi belirleyeceğim 
28 haneli şifreyi göndereceğim. Bu şifre de her ay değişecek pek tabii ki.
Özür dileyerek bu sözleşme ve işlemler için sizden masraf olarak her ay 20 
dolar da talep edeceğim.
İşbu şartları yerine getirememe durumunuz varsa, lütfen 1.000.000 dolarımı 
nakit olarak hazırlayın, yarın alıvereyim.
Size hayırlı işler diler, en kısa zamanda bana ulaşmanızı rica ederim.
Saygılarımla,
Müşteriniz...

  • Beğen 6
Yorum bağlantısı
  • 3 hafta sonra...
Murat Gök

Bir tane de benden olsun.Bak biliyorsanız anlatmayım :biggrin:

Temel ile dursun geç vakitlerde arabayla ortam yapalım derken, iki malum hatun görürler.Neyse hoşbeş derken arabaya atarlar bayanları.Dursun "ula temel şöyle sote biryere çek de işimizi görelim der".Temel de olayı biraz abartarak şehrin dışına doğru yola çıkar.İki üç saat yol aldıktan sonra,kuytu küçük bir ormana girerken,arkadakilerden olay kopar."Valla iyi güzel bu kadar yol geldik de bak varmadan söyleyelim biz dönmeyiz" demişler.Bizimkiler altta kalır mı "valla uşağum bu kadar yol geldik,bu saatten sonra biz de dönmeyüz" demişler. :biggrin:

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Murat Dere

Bir tane de benden olsun.Bak biliyorsanız anlatmayım :biggrin:

Temel ile dursun geç vakitlerde arabayla ortam yapalım derken, iki malum hatun görürler.Neyse hoşbeş derken arabaya atarlar bayanları.Dursun "ula temel şöyle sote biryere çek de işimizi görelim der".Temel de olayı biraz abartarak şehrin dışına doğru yola çıkar.İki üç saat yol aldıktan sonra,kuytu küçük bir ormana girerken,arkadakilerden olay kopar."Valla iyi güzel bu kadar yol geldik de bak varmadan söyleyelim biz dönmeyiz" demişler.Bizimkiler altta kalır mı "valla uşağum bu kadar yol geldik,bu saatten sonra biz de dönmeyüz" demişler. :biggrin:

 

Biliyoruz, anlatma. :p

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Burak Güngör

Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.
Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Sonraki işlem malum.. Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.
Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.

Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; 
- Ula salak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?
- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm. 
- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar.
Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemen denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var tımarhanede?
Cevap müthiştir..

- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil ! . .

  • Beğen 6
Yorum bağlantısı
Ayhan Asil

fıkralar bölümünde de vardı bu fıkra onu okuduğumda da çok gülmüştüm. şimdide, ellerinize sağlık... :D

Yorum bağlantısı
Önder Özcan

dışarıda tanklar görüyorum kutlama mı var? :p

(kızılderili şefi kızılkayalar):keşke geçen hafta gelseydiniz,yerli malı haftası vardı :crazy:

 

(burdan devam edelim,öbür konuyu yemeyelim :tongue: )

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

(kızılderili şefi kızılkayalar):keşke geçen hafta gelseydiniz,yerli malı haftası vardı :crazy:

(burdan devam edelim,öbür konuyu yemeyelim :tongue: )

folklorik olarak saygım var ama sana tapamam totem :D
Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş

Verildi mi bilmiyorum ama hoşuma gitti :)

 

Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum.. Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir;

- Ula salak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?

- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.

- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar.

  Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder. Adam hemen denileni yapar.

Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:

- Senin ne işin var tımarhanede?

Cevap müthiştir..

- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil !..

 

880 . sayfa da BURAK GÜNGÖR paylaşacakmış :D  :blush:  :good1:

Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.

Adam arabayı kenara zor yanaştırır.

Sonraki işlem malum.. Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.

Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.

Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.

Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.

Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; 

- Ula salak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?

- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm. 

- Düşündüğün şeye bak! Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar.

Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder.

Adam hemen denileni yapar. Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:

- Senin ne işin var tımarhanede?

Cevap müthiştir..

- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil ! . .

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Önder Özcan

folklorik olarak saygım var ama sana tapamam totem :D

orası fortkılap koruma kalkanının dışında :biggrin:

(hızlı yaz kombo yapıcam  :tongue: )

Yorum bağlantısı
Ali Eren

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar.

- Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş

Kadın kocasına

- Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor. ‘ demiş.

Kocası ona bakmış, hiçbir sey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.

Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş.

Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmıs, bak demiş kocasına

- Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’

Kocası uzun uzun karisina bakmış; Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş.

Hayatta böyle değil midir ?

Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır.

Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce Kalp(pencere) durumumuza bakmak ve ‘iyi’ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir !…

 

Verildiyse özür dilerim :)

Daha önce benzerini okumuştum ama yine zevkle okudum. Daha önce  paylaşıldıysa bile defalarca hatırlanması gereken çok güzel bir konuya dikkat çekmişsin Ramazan Hocam. Paylaşım için teşekkürler.  :flowers:

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Hüseyin Uzun

Kadir inanır

Kadir Inanır yemek yemek için bir restauranta gider ,içeri geçer oturur.bu arada yan masada sevgilisini beklemekte olan genç Kadir İnanır'ı görünce yanına gider.ona olan hayranlığını anlatır ve bir ricada bulunur.

-Kadir abi birazdan sevgilim gelecek de selam versen olur mu ?

-tamam evladım sen geç otur yerine kız arkadaşın geldiğinde ben hallederim der.

Gencin niyeti kız arkadaşına hava atmaktır.dayanamayıp tekrar Kadir inanır'ın yanına gidip

-abi birde gelip masamıza otursan 2dk kız arkadaşıma karşı çok havam olur der.

Kadir inanır: tam evladım sen geç yerine bak birazdan gelir arkadaşın ben hallederim bana bırak der.

Aradan 2 dk geçer ve kız gelir. Kadir inanır kızın masaya oturduğunu görür ve gençlerin olduğu masaya gider.elini gencin omzuna atar ve söyle der

- ahmet nasılsın ?

Kadir inanır'ın bu davranışı karşısında Ahmet omzundaki ele bakar ve

- ya Kadir yine mi sen ? Bi s.kt.r git ya der :D :D

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Murat Dere

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar.

- Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş

Kadın kocasına

- Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor. ‘ demiş.

Kocası ona bakmış, hiçbir sey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.

Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş.

Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmıs, bak demiş kocasına

- Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’

Kocası uzun uzun karisina bakmış; Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş.

Hayatta böyle değil midir ?

Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır.

Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce Kalp(pencere) durumumuza bakmak ve ‘iyi’ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir !…

 

Verildiyse özür dilerim :)

 

Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş. Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.

'Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla,sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla'

O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Cevap yok

Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Gene cevap yok

Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Hala cevap yok

Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Gene cevap alamamış

Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Karısı, 'Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk'

  • Beğen 13
Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş

Konu kirliliği olmaın diye, ayrı bir yeni konu açmak istemedim, burası uygun olmazsa taşınabilir..4hr3d6j.jpg

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Murat Gök

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar.

- Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş

Kadın kocasına

- Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor. ‘ demiş.

Kocası ona bakmış, hiçbir sey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş.

Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş.

Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmıs, bak demiş kocasına

- Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?’

Kocası uzun uzun karisina bakmış; Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim’ diye cevap vermiş.

Hayatta böyle değil midir ?

Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır.

Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce Kalp(pencere) durumumuza bakmak ve ‘iyi’ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir !…

 

Verildiyse özür dilerim :)

:bravo:

Yorum bağlantısı
Murat Gök

Günün birinde bir genç,Şeker isimli bi kızı sevmiş.Ailesiyle istemeye gitmişler kızı vermemişler tabi.

Bu kızın da 2 kız kardeşi varmış..Ne yapalım ne edelim derken genç kızı kaçırmaya karar vermiş.

Şeker de gece şu saatte gel beni kaçır demiş.Gel zaman git zaman günlerden birgün bir gece genç niyetlenmiş kızı kaçırmaya..

Gece sessizce kızların yattığı odaya girmiş pencereden..Erkek milleti ya uslu durur mu ilk gördüğü yatağa girmiş...

Biraz takıldıktan sonra bir ses "enişte ben şeker değilim demiş".Adam anlamış yanlış yatağa girdiğini diğerine geçmiş..

Malum mevzuya giriş aşamasında bir ses "enişte ben şeker değilim" demiş.O arada şeker kalkmış ışığı yakmış hemen.

Ve " şeker benim " demiş..

Adam da şeker e dönmüş demiş ki "Bunların hepsi şeker hepsi" demiş.... :biggrin:

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...