İçeriğe Yönlendir

Fıkralar


Cihaner Öztürk

Recommended Posts

Armağan Pekatik

Temel ile Dursun kahvede karşılaşmışlar,

Dursun bakmış ki Temel çok dertli, sormuş

-"Temel neyun var, nedir bu sıkıntın"

-" Ula Tursun, paraya sıkıştım arabamı satacağum, 130.000 km'de olduğu için çok para etmiyor"

-" Dert ettuğun şeye bak git ustaya 100.000 kilometre düşürt rahat satarsun"

Temelin aklına yatar ve gider kilometreyi düşürür ertesi gün yine kahvede karşılaşır ikilimiz.

-"Ne ettun Temel sattin mu arabayu"

-"Ne satacağum 30.000 km'deki tertemiz araç satilir mu"

Yorum bağlantısı
Ali Eren

Trafik polisi Temelin kullandığı arabayı durdurur ve

-Sizi tebrik ederim beyfendi, bu günkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size üçyüzmilyon lira ödül vereceğiz, ne yapmayi düşünüyorsunuz, demiş.

Temel: -Hemen cidup bi ehliyet alacagim demis. -

Ne! senin ehliyetin yok mu? demeye kalmadan yandan Fadime söze girmis

-Siz ona bakmayin memur bey içince hep boyle sapitiyi

Polis iyice sinirlenmeye baslamis.

Derken arkadan Dursun: -Ula ben size demedimmi çalinti arabayla yola çikmayalim basimiza bi is gelir diye.

Trafik polisi iyice zivanadan çikmis ve bagajdan İdris atlamis

-Noldu usaklar geçtik mi siniri?

Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Adamın biri bir gün bahçesinde otururken poktan top yapan bir pok böceğini görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:

"Ey Allahım! her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?"

Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış.Derdine kimseler çare bulamamış.

En sonunda bilge bir doktor ''Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin" demiş.

Adam köfteyi çakmış ve 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyomuş. En birileri dayanamamış sormuş. "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu ne rahatlık ne be adam!."

Adam şöyle cevap vermiş '' KURBAN OLDU

Yorum bağlantısı
Ali Eren
Adamın biri bir gün bahçesinde otururken poktan top yapan bir pok böceğini görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:

"Ey Allahım! her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?"

Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış.Derdine kimseler çare bulamamış.

En sonunda bilge bir doktor ''Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin" demiş.

Adam köfteyi çakmış ve 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyomuş. En birileri dayanamamış sormuş. "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu ne rahatlık ne be adam!."

Adam şöyle cevap vermiş '' KURBAN OLDU

Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Ben de bir fıkra anlatacağım ama...

"Bak biliyosanız anlatmiim?" :p

Yorum bağlantısı
Ali Eren
Ben de bir fıkra anlatacağım ama...

"Bak biliyosanız anlatmiim?" :p

güzeldi :good1::p

Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Dört arkadaş aynı araçla yolculuk ederken trafik kazasında ölür.

Azrail:

?Türk cehennemine mi? Yoksa Avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?

Şaşıran dört kafadardan biri:

?Fark nedir?

Azrail:

? Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe, Türk cehenneminde her gün bir kova pok yersiniz!!

Üç tanesi:

? Biz Türk doğduk, Türk ölürüz!

Bir tanesi ise uyanıktır, Avrupa cehennemini seçer.. Aradan epey zaman geçer. Avrupa cehennemindeki adam artık kepçe kepçe yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyaretlerine gider. Oysa onlar halay çekerek, sen şakrak gülerek karşılarlar onu. Dayanamaz sorar:

? Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova pok yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?

? Oğlum, oğlum! Burası Türk cehennemi, bir gün pok olur kova olmaz, bir gün kova olur pok olmaz, bir gün görevli işe gelmez, gelen her poka karışır, anlayacağın 3 aydır bir pok yediğimiz yok...

:)

Yorum bağlantısı
Ali Eren
— Oğlum, oğlum! Burası Türk cehennemi, bir gün pok olur kova olmaz, bir gün kova olur pok olmaz, bir gün görevli işe gelmez, gelen her poka karışır, anlayacağın 3 aydır bir pok yediğimiz yok...

:D

güzel benzetme olmuş

Yorum bağlantısı
  • 4 hafta sonra...
İhsan Yargıcı

adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

-bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

-pen piçaumi vermem!!! demiş karadenizli....

-al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

-vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

-oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

-haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi!!!

adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

-bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

-haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!!!

-sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

-haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak....diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum...kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"

Yorum bağlantısı
Ali Eren
(düzenlendi)
[

Bayılıyorum ben bu Oflu Ali'ye. Bildiğim fıkraları olmasına rağmen her dinlediğim de ilk defa duymuş gibi gülerim.

tarihinde Ali Sat?lm?? tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Mehmet Ozyurek

Çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap verir: "Beni."

Süper bir fıkra... :)

Yorum bağlantısı
Okyay Pay

MÜHENDİSLİK ÇÖZÜM ÜRETMEKTİR*

1)

Üç İşletmeci ve üç Mühendis iş icabı trenle bir seyahate

çıkacaklardır. Tren garında üç işletmeci üç bilet aldığı halde, mühendisler

yalnızca bir tane alırlar. İşletmeciler bunun sebebini sorduklarındaysa,

'Bekleyin ve görün' derler.

Trene binerler,bir süre sonra üç mühendis

kalkıp beraberce tuvalete gider. Kondüktor gelir, üç işletmeciden üç

bileti aldıktan sonra tuvaletin kapısını çalar,'biletiniz lütfen' der.

Mühendislerden biri eliyle bileti dışarı uzatır.

İşletmeciler de bunu görürler. Artık taktiği kapmışlardır. Dönüş zamanı

gelmiştir, yine gardalardır.İşletmeciler gidip bir bilet alırlar. Bakarlar

mühendisler bu sefer hiç bilet almıyor, şaşkınlıkla yine sebebini

sorarlar, 'Bekleyin ve görün'der yine mühendisler.

Yolculuk başlar.

İşletmeciler beraberce kalkıp tuvalete giderler, ardından DA mühendisler

de karşısındaki tuvalete. Kondüktorun gelmesine yakın,mühendislerden biri

dışarı çıkar, karşıdaki tuvaletin kapısını tıklatıp 'biletiniz lütfen'

der. Açılan kapıdan bir el bileti uzatır. Bileti Alan mühendis diğer

tuvalete geri girer.

2)

Adamın biri bir gün yolda giderken bir kurbağa görür ve kurbağa dile

gelir. 'Ben aslında bir insanım, eğer beni bir kere öpersen çok güzel bir

prenses haline gelirim.' Adam kurbağayı eline alır ve cebine koyar.

Kurbağa tekrar dile gelir. -' Eğer beni öpersen çok güzel bir prenses

olacağım'yeniden cebine koyar.Kurbağa yalvarmaya başlar:-'Eğer beni öper

ve güzel bir prenses haline çevirirsen seninle bir hafta kalırım ve

istediğin her şeyi yaparım'Adam tekrar kurbağayı çıkarır, şöyle bir bakar

ve gülümseyerek cebine koyar .Sonunda kurbağa dayanamaz--

'Senin neyin var?

Sana çok güzel bir prenses olduğumu ve beni öpersen 1 hafta seninle kalıp

istediğin her şeyi yapacağımı soyledim. Neden beni öpmüyorsun?'

Sonunda Adam konuşur- 'Bak, ben bir mühendisim. Kadınlarla uğraşacak vaktim

yok, fakat konuşan bir kurbağa çok ilginç geliyor.'

3)

Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün New York

üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya

düşürur ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin

tepesinde sigara içen bir Adam görür ve alçalır.

- 'Pardon. Ben neredeyim acaba?' diye sorar.-

-'Yerden 500feet yükseklikte bir balonun içindesin' der Adam.

Yönetici sinirlenir:- 'Sen mühendissin değil MI?' diye sorar.

- 'Evet.' der Adam. 'Nereden bildin?'

-'Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru

fakat hiç bir işime yaramıyor.'

- 'Sen de yöneticisin değil MI?'

- 'Evet sen nereden bildin?'

- 'Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun.

Pusulan yok, berbat durumdasın.

Ve bu şimdi benim suçum oldu.'

4)

Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasının boşalmasını

beklemektedirler.

Mühendis:'Bu adamlar ne yapıyor böyle, 15 dakikadır bitirmelerini

bekliyoruz.'

Doktor: 'Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalık görmedim.'

Rahip: 'İşte görevli geliyor, onunla konuşalım.'

Rahip:'Merhaba,şu anda sahada olan grup ne zaman çıkacak, neden bu kadar

yavaşlar?'

Görevli: 'Onlar kör itfaiyeciler. Kulübümüzde geçen sene çıkan yangında

gözlerini kaybettiler.

Bu yüzden istedikleri zaman burada ücretsiz oynamalarına izin verildi. '

Rahip:'Ne kadar üzücü, bu akşam onlar icin dua edeceğim. '

Doktor: 'Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaşlarla

konuşup onlar için bir şeyler yapabilir miyiz diye bakacağım.'

Mühendis: 'Bu adamlar neden geceleri oynamıyorlar? '

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

Çok iyi vallahi :)

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Okyay Pay
(düzenlendi)

Newyork'ta ikiz kuleler yıkılmadan önce bir adamla bir kadın kulelerin tepesinde akşam yemeği yiyorlarmış. Romantik bir yer, ortam süper, Newyork acayip güzel, kemancılar, yemek... her şey süper... kadın mest... başlamışlar muhabbete.. adam konuştukça kadın hayran, adam konuştukça kadın hayran.. adam en sonunda konuyu yatağa getirmiş:

-Yatalım mı?? demiş..Kadın, birden ayağa kalkmış;

-Lanet olsun size, bütün erkekler aynısınız.. aklınız fikriniz yatakta.. deyip kendini camdan aşağıya atmış..

65. katta bir İngiliz camı açmış hava alıyor.. bi bakmış ki kadın düşüyor.. kadını belinden yakalamış..;

-Napıyorsun?? demiş..

Kadın ağlamaklı;

-Yaşamak istemiyorum. . demiş..

İngiliz;

-Olur mu hiç, hayat güzel, bak, seninle Londra'ya gideriz..

Kadın

-eee sonra? demiş..

İngiliz;

-Orada benim şatom var

- eeee sonra??

-Atlara bineriz, av partilerine katılırız..

-eee, sonra?

-en güzel viskileri içeriz

- sonra??

-Şöminemizin karşısına geçeriz..

-eee??

- sonra da yatarız .. demiş İngiliz..

Kadın yeniden ağlamaya başlamış;

-Allah kahretsin, bütün erkekler aynısınız,lanet olsun, aklınız fikriniz yatakta.. demiş ve atmış kendini camdan aşağı..

45. katta bir Fransız balkonda hava alıyor.. bi bakmış kadının biri düşüyor, hemen kadını belinden yakalamış

-Napıyorsun? demiş..

Kadın ağlamaklı;

-nefret ediyorum, yaşamak istemiyorum, hayat çok kötü.. demiş..

Fransız;

-olur mu.. hayat çok güzel.. seninle Paris'e gideriz..

-eee, sonra??

-cafelerde otururuz..

-ee, sonra?? demiş kadın..

-şanzelizede otururuz..

- sonra??

-en güzel yemekleri yeriz.. en güzel şarapları içeriz..

-eee??

-sonra, müzeleri gezeriz, elele tutuşup Eyfel'e çıkarız..

-eee,sonra?? demiş kadın..

-ordan benim çiftliğime geçeriz..

-eee,sonra??

-yıllanmış bi şarap açarız..

-sonra??

-şarabımızı içeriz..

-eee??

-sonra da yatarız.. demiş Fransız..

kadın yine ağlamaya başlamış;

-lanet olsun size.. bütün erkekler aynısınız, aklınız fikriniz yatakta.. deyip kendini tekrar camdan aşağıya atmış...

18.katta Temel balkonda hava alıyor... bi bakmış kadının biri düşüyor..yakalamış belinden hemen;

- ne ediysun?? demiş..

kadın ağlamaklı;

-yaşamak istemiyorum. . demiş..

Temel;

-olur mu, hayat çok güzel daa.. demiş..

-seninle Rize'ye gideriz..

-ee, sonra??

-ee, çay toplaruk..

-ee, sonra??

-yaylaya çıkaruk..

-ee, sonra??

-ee, horon teperuk..

-ee,sonra??

-baktuk sıkılduk,deniz kenarına ineruk..

-ee,sonra??

-denize açıluruk..

-ee,sonra??

-ee, hamsi tutaruk..

--ee, sonra??

-hamsi tava yeruk..

-ee,sonra??

-hamsi buğlama yeruk..

-ee,sonra?

-hamsikoli yeruk..

-ee,sonra??

-hamsili pilav yeruk..

-ee,sonra?

-hamsi çorbası içeruk..

-ee,sonra??

-hamsi reçelu yeruk..

-ee,sonra??

-hamsili ekmek yeruk...

-ee,sonra??

-hamsi çorbası içeruk..

- eeee, yani yatmıycak mıyız..? demiş kadın.

Temel kadına bakmış;

-Orospii!!!

demiş, atmış kadını aşağıya...

tarihinde Zafer Ayvacı tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
O.Yücel Çetin

Malatyalı eşeğini satmaya karar verir yalnız eşeğinin ayağı topaldir bunu belli ...etmemek için

ayağına çivi batmışacsına yara eder ve götürür pazara.

kayserili nin biri gelir hiç pazarlık yapmadan verir adamın ilk istediği parayı eşeği Alır gider.

eşeği satan malatyalı varır kahveye başlar övünmeye,

ticarette bizden iyi si yok diyen kayserililerden birine topal eşeği sattım der.

bunu duyanlardan biri eşeği alan kayserili nin yanına gider ve der malatyalı

sana topal eşek satmış bunu da kahvede övünerek anlatıyo,

kayserili yi kandırdım diye der .kayserili başlar ağlamaya dizini dövmeye ağlarken bi yandan söylenir:

Sahte para vermeseydim kazık yiyecektim :))

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Çocuk babasından para ister. Babası:

-Baba bana 50 lira versene

-Ne 40 lira mı?

-Ne yapacaksın 30 lirayı?

-20 lira neyine yetmiyor?

-Al şu 10 lirayı

der ve 5 lira para verir. Çocuk:

-Hehe zaten 5 lira lazımdı der Babası ekler:

-Ulan sahte para vermesek kazıklayacak bizi.

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Zafer Ayvacı

ABD'li otomotiv üreticileri Dünya üzerindeki otomobil fabrikalarını dolaşıp yeni teknolojiler ve uygulama durumunu inceliyorlarmış. Japonya'da Mazda fabrikasının girişinde bir çok kafes ve içinde kedi olduğunu görüp ilgili mühendise sormuşlar. Japon mühendis şüöyle açıklamış:

- Biz ürettiğimiz otomobillerdeki yalıtımı kontrol etmek için her 1000 otomobilden bir tanesinin içine bir kedi koyup kapılarını ve camlarını kapatıp akşam eve gideriz. Sabah geldiğimizde kedi havasızlıktan öldüyse yalıtımba bir problem yoktur, ama eğer kedi yaşıyorsa üretimde bir sorun olduğunu anlayıp tüm üretim kademelerini gözden geçiririz.

Deyince ABD'li mühendisler hayran kalmışlar. Daha sonra Türkiye'deki fabrikaları gezerlerken TOFAŞ'ın girişinde benzeri kafesleri ve içindeki kedileri görmüşler. Teknolojiyi hemen öğrenip uyguladığı için TOFAŞ'a hayran kalmışlar. Yinede Türk mühendisten açıklama istemişler. Bizim mühendis anlatmaya başlamış:

- Biz ürettiğimiz otomobillerdeki yalıtımı kontrol etmek için her 1000 otomobilden birisinin içine bir kedi koyup akşam eve gideriz. Sabah geldiğimizde kedi arabanın içinde ise bir sorun yoktur. Eğer kedi kaçtı ise üretimde bir sorun olabilir diye düşünürüz ama yinede üretime devam ederiz...

:D

Yorum bağlantısı
Ali Eren

Bu fıkrayı Kurtlar Vadisinde Çakır Polat'a anlatıyordu. Ben orada duymuştum. Anlatması uzun ve zor ama harika bir fıkra. :biggrin: :biggrin:

Yorum bağlantısı
Ali Eren

Gercek bir olay. Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yasanmis.

Olay Alfred Hitchcock'un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde

birakacak kadar tüyler ürpertici.

:D :D

Yazıyı okuyalı yaklaşık 10 dk oldu ancak gülmekten yorum yazmaya fırsatım olmadı. Yeni kendime geldim.

:):biggrin::D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D Teşekkürler Mert.

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

-Ahmet baksana, su sobanin basin da oturan gerizekali, bizim araba yolda

kalinca, biz arabayi iterken, arabaya binip-inen öküz degil mi?

:D :D

Ben daha önce duymuştum, ama gülmekten kendimden geçmiştim.

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Genç adam; İstanbul'dan Ankara'ya otobüs ile giderken, Bolu dağında

verilen molada hemen tuvalete koşturdu. Korkunç sıkışmıştı. Şansına boş

kabin bulup kendini oraya attı.

Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses "Merhaba" dedi.

Adam şaşkın şaşkın "Merhaba" diye cevap verdi.

Ses devam etti "Nasılsın...? "

İlk defa başına böyle bir şey geliyordu.

Yine şaşkın şaşkın cevap verdi "Sağ ol, iyiyim...... Sen nasılsın....?"

Ses sordu "Ne yapıyorsun...? "

Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka

ne yaptığını da biliyordu.

Başka bir şey anlatmak istedi ve "Ben" dedi "İstanbul' dan gelip, Ankara' ya

gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun...?"

Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.

"Hayatım, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir gerizekalı var. Sana

sorduğum sorulara cevap verip duruyor. Ben seni daha sonra ararım."

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...