İçeriğe Yönlendir

Fıkralar


Cihaner Öztürk

Recommended Posts

Ahmet Böcek
VESIKALIK FOTOGRAF

Dursun iş için müracaatta bulunmuş. İşe alınması için bazı evraklarla birlikte 8 adet de vesikalık fotoğraf istemişler. Ancak Dursun vesikalık fotoğrafın ne

olduğunu bilmiyormuş. Hemen akıl hocası Temelin yanına koşmuş. Durumu anlatmış.

Temel: Bildiğim kadarıyla vesikalık fotoğraf belden yukarı çekilen fotoğraftır. Sen şuraya çukur kaz içine gir. Bende fotoğraf makinesi getireyim.

Fotoğrafını çeker veririz demiş.

Dursun başlamış çukur kazmaya, temel fotoğraf makinesi getirmeye gitmiş. Temel bir de gelmiş ne görsün. Dursun 8 tane çukur kazmış.

Temel: Ula Dursun niye 8 çukur kazdın demiş.

Dursun: 8 vesikalık lazım ya

Temel: Ula salak ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim

çok güzel ya

Yorum bağlantısı
Ahmet Özdemir
KITLAMA ÇAY İÇMENİN ÖYKÜSÜ

Doğu Anadolu'da, çay içilirken genellikle şeker çaya karıştırılmıyor, kıtlama yapılıyor... Bunun çıkışı ise çok ilginç… Eskiden İran'da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu.

İngilizler İran'a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar. Sonra İranlı Mollalarla irtibat kurdular. İngilizler Mollaların vereceği fetva karşılığında kazancın % 10′nu teklif ettiler…

Nitekim bir Cuma Namazı'nda (İran'da Cuma Namazları o bölgenin en büyük camisinde ve çok kalabalık olarak kılınıyor) Cuma Hutbesi'nde Mollalar şu vaazı verdi: "Siz Allah'ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çaya katarsınız! Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!" Bu vaazdan sonra İranlılar çaya şeker katmaya başladılar.İşler yoluna girince İngilizler Mollalara verdiği % 10 payı satışların iyi gitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı. Bunun üzerine Mollalar ikinci bir fetva verdi Cuma Hutbesi'nde: "G

Yorum bağlantısı
Ahmet Özdemir

Bitmeyen Senfoni

Buyuk sirketlerden birisinin genel muduru, gercek bir klasik muzik asigiymis.

Gunlerden bir gun, sehre unlu bir orkestra gelmis. Verecegi konserin en onemli parcasi da Schubert'in unlu 'Bitmeyen Senfoni' siymis'. Genel mudur bu eseri dinlemek icin cok hevesli olmasina ragmen, isi nedeni ile, konsere gidemeyeceginden, gelen davetiyeyi sirketin insan kaynaklari mudurune vermis ve;

"Lutfen bu konsere git ve bana izlenimlerini aktar" demis.

Genel mudurden aldigi talimatla, konsere giden insan kaynaklari mudurunden, ertesi gun bir degerlendirme raporu gelmis.

"Sayin Genel Mudurum" diye basliyormus.

"1- Dort obuaci konserin onemli bir suresinde bos oturdular. Bunlarin sayisi azaltilirsa konsere daha cok katkida bulunurlar.

2- Orkestrada on iki kemanci var. Bunlarin hepsi ayni anda hareket ediyorlar ve ayni notalari seslendiriyorlar. Bence ciddi bir yanlislik. Kesinlikle personel tasarrufu yapilmalidir.

3-Onaltilik notalara agirlik verilmis. Dogrusu buyuk ziyan. Seyirciler sekizlik ve onaltilik notalar arasindaki farki anlamaz. Bu nedenle; onaltilik notalarla eser calarak yuksek ucret alan elemanlar yerine, sekizlik notalari caldirip, dusuk ucretle calisan stajyerler kullanilmalidir.

4-Yayli sazlarla islenen pasajlar, nefesli sazlarla aynen tekrarlaniyor. Bu durum gereksiz tekrardan baska bir sey degildir. Dolayisiyla; tekrarlar onlendiginde, iki saatlik konser yari yariya inecektir.

Ozet olarak sayin genel mudurum; eger Schubert bu onlemleri alsaydi "Bitmemis Senfoni" kesinlikle biterdi.

Arz ederim efendim".

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Balkan Akın

cuma günü müslümanlığı

adam ölmüş, oğlu hocanın yanına giderek,

- 'babam cuma günü öldü cennete gider değil mi hoca efendi?' demiş.

hoca biraz düşünüp,

- 'senin baban hatırladığım kadarıyla içki içiyordu ve değil mi?' diye sormuş.

- evet ama cuma günü öldü cennete gider değil mi ?

- zina da yapıyordu sanırım ?

- evet ama cuma günü öldü hocam !

- kul hakkı yiyip insanlara kötü davranıyordu değili mi ?

- evet ama hocam cuma günü öldü...

hoca artık sinirlenip cevabı yapıştırır.

- cuma günü dokunmazlar ama cumartesi günü işi zor evladım.

Yorum bağlantısı
  • 3 hafta sonra...
Balkan Akın

DÜZ MANTIK

Temel, bir yarışmaya katılıp kazanır ve kendisine bir kitap hediye edilir.

Kitabın adıda DÜZ MANTIKtır. Temel hediyeyi alırken sorar...

- bu kitapta ne yaziyo?

- okuyunca Öğrenirsin...

- ben onunla ugraşamam anlat bakiim sen bana?

- peki bak şimdi;senin evinde akvaryum var mı mesela ?

- evet var...

- o zaman içinde su da vardır?

- evet var...

- içinde su varsa balık da vardır....

- evet var...

- balık beslediğine göre hayvanlarıda seviyorsundur sen?

- evet....

- hayvanları seviyorsan insanlarıda seversin herhalde?

- evet

- o zaman senin sevgilin de vardir?

- evet var

- yaşlı göründüğüne göre o zaman senin karın da vardir?

- evet var..

- e karın olduğuna göre de homoseksuel diilsindir?

- evet...

- bak gördün mü? temel çok etkilenir! kitabı alır koltuğunun altına eve dogru giderken Dursun'u görür... dursun sorar;

- temel o ne?

- Düz mantık kitabı

- nasıl birşey bu anlat bakiim...

- bak simdi;

- sizin evde akvaryum var mı?

- yook!

- o zaman sen ib..sin

Yorum bağlantısı
  • 3 hafta sonra...
Cavit Doğan

Temel'in karısı domuz gribine yakalanmış hastaneye kaldırılmış.

Aradan geçen zaman içinde karısı hastalıktan kurtulmuş.

Geçmiş olsun ziyaretine gelen Dursun Temel'e sormuş

-Karin nasil oldi Temel, tamamen iyileştu mi?

Temel kafasını iki yana sallayarak

-Grip geçtu da, domuzluk devam ediiy...

Yorum bağlantısı
Mahmut Türkmen
(düzenlendi)

BOŞANMA

Biri 95 yaşında biri 92 yaşında karıkoca, boşanmak için hakimin karşısına çıkmış.

Hakim üzülmüş, "Yapmayın ya" demiş "yetmiş yıllık evlisiniz

niye boşanacaksınız? "...

"Yok" demiş "adam biz çoktan boşanmaya karar verdikte çocuklar etkilenmesin diye, ölmelerini bekledik

tarihinde Mahmut T tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Adnan Çakır

Minik serçe

Minik serçe çiçeklerin kokusunu içine çekerek neşe ile uçuyormuş,bir bakmış ki karşıdan hızla bir motosikletli geliyor...ama artık çok geç !minik serçe adamın kaskına çarpıp yere düşmüş...motosikletli baygın kuşu alıp kendi kuşunun kafesine koymuş,yanına ekmek ve su bırakmış.Kendine gelen minik serçe etrafına bakınmış,parmaklıkların içinde olduğunu ekmek ve suyu görünce çığlık atmış;aman Allahım!motosikletliyi öldürüp hapse girmişim.

Adamın biri eşşeği ile yolda gidiyorken trafik polisleri dalga amaçlı yanına yaklaşıp adama amca yanlış şeritte gidiyorsun,sana mı eşşeğine mi ceza keselim demişler amcada cevap vermiş eşşeğime ceza kesmeyin siciline işlemesin onu ilerde polis yapacam demiş.(teşpihte hata olmaz) :rolleyes:

Yorum bağlantısı
Adnan Çakır

Polis arabayı durdurur ve tebrik ederim bugün tek kemer takan sizsiniz 300tl ödülü ne yapacaksınız;temel hemen ehliyet alacam demiş,fadime söze girmiş siz ona bakmayın içince sapıtıyor.Polis sinirlenmeye başlamış arkadan dursun ula ben size dedim çalıntı arabayla yola çıkmayalım başımıza iş gelir diye.Polis iyice kızmışken bagajdan idris atlamış ne oldi uşaklar geçtik mi sınıri? :rolleyes:

Yorum bağlantısı
Bahtiyar Aydoğdu
Polis arabayı durdurur ve tebrik ederim bugün tek kemer takan sizsiniz 300tl ödülü ne yapacaksınız;temel hemen ehliyet alacam demiş,fadime söze girmiş siz ona bakmayın içince sapıtıyor.Polis sinirlenmeye başlamış arkadan dursun ula ben size dedim çalıntı arabayla yola çıkmayalım başımıza iş gelir diye.Polis iyice kızmışken bagajdan idris atlamış ne oldi uşaklar geçtik mi sınıri? :wub:

:D:)

Yorum bağlantısı
  • 2 ay sonra...
Ahmet Kalkan

Bu Gecenin Fıkrası :angry:

Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken,...... ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor:

'Benim saatim geldimi?'

Azrail cevap veriyor:

'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'.

Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve

göğüslerini düzelttiriyor.

Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'

Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar

ameliyatın değdiğini düşünüyor.

Son ameliyattan sonra,

hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.

Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.

Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin

neden o zaman bana o ambulansın carpmasini engellemedin?

Azrail cevap veriyor:

'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki :fiuw:))

Yorum bağlantısı
Bahtiyar Aydoğdu
Bu Gecenin Fıkrası :D

Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken,...... ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor:

'Benim saatim geldimi?'

Azrail cevap veriyor:

'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'.

Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve

göğüslerini düzelttiriyor.

Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'

Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar

ameliyatın değdiğini düşünüyor.

Son ameliyattan sonra,

hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.

Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.

Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin

neden o zaman bana o ambulansın carpmasini engellemedin?

Azrail cevap veriyor:

'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki :) ))

:):):bravo:

Yorum bağlantısı
Rifat Berber
Bu Gecenin Fıkrası :)

Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken,...... ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor:

'Benim saatim geldimi?'

Azrail cevap veriyor:

'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'.

Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve

göğüslerini düzelttiriyor.

Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'

Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar

ameliyatın değdiğini düşünüyor.

Son ameliyattan sonra,

hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.

Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.

Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin

neden o zaman bana o ambulansın carpmasini engellemedin?

Azrail cevap veriyor:

'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki :)))

süper ya :)

Yorum bağlantısı
  • 2 ay sonra...
Emin Önal

Siz şimdi sanıyorsunuz ki, Amerika'yı Christophe Colomb keşfetti, değil mi?

AMERİKA NIN KEŞFİ :rolleyes:)

Dinleyin.. Ekip toplanıyor İdris, İlyas, Temel, Süreyya, Fadime v.s.Biniyorlar takaya. İstanbul boğazı, Çanakkale boğazı, Cebelitarık. derken günler, haftalar, aylar, sular,seller sonra çıkıyorlar bir karaya.

"Ula Daaa biz nereye celduk" derken. "tam tam" sesleri arasında yerliler karşılıyor bizim ekibi. Yerlilerin reisi bir hoşgeldin meyvesi olarak kocaman bir erik uzatıyor. Temel böylesine bir erik ne yemiş, ne de görmüş; ve ısırıyor. Sonra diyor ki.. "AmmaERIKYa", işte, kıtanın adi burada konuluyor.."Amerika"

Yerliler bizimkilere bir yer tahsis ediyor, burada takılın, bakin başınızın çaresine diyorlar. Bizimkiler bildikleri bütün tarım tekniklerini,mısır, patates, tutun, fındık, ay çiçeği deniyorlar, ama tutmuyor. En sonunda ve sadece karalahana basarili oluyor ve kara lahana ticareti başlıyor ve gittikçe çoğalıyorlar. Temelin bu arada çok gıcık kaptığı bir şey var, yerlilerin tam tam sesleri. Bıçak kemiğe dayanınca,"çıkarın DAAAA" diyor, ve kemençeleri çıkarıyorlar.. giy gidi giy gidi giy gidiii. Bu sefer yerliler çok gıcık kapıyor ve hepsini yere yatırıp kemençeleri .ıçlarına sokuyorlar. Neticede hepsi .ıçında bir kemence ile dolaşınca bölgenin adi oluyor "ARKANsaZ" (Arkansas)

Bu işten çok gıcık kapan Temel, başlıyor kuzeye doğru ekibi yürütmeye. Ekibin bir kısmi,bu yöne itiraz edince başlıyor güneye yürümeye. Gittikleri yerlerde yine karalahana ekimine devam ettikleri için bir taraf oluyor "KUZEYKARALAHANA"(Kuzey Karalaynya) ve diğeri de "GUNEYKARALAHANA"(Güney Karalaynya)

Sonrasında vardıkları ilk yerde Temel "Arkadaşlar, bu sazları ne yapıp edip .ıçımızdan çıkartacağız" diyor. Hepsi birbirininkini çekip çıkartıyor, ammmaaa ne ettilerse Temel'in ki çıkmıyor. Bölgenin adi oluyor, "TEKSAZ"(Texas)

Sinirlenen Temel, bir sonraki bölgede "Benim sazı da mutlaka çıkartacağız" diyor.Uğraşıp didişip, çekip çıkartıyorlar ammmaaa, ortalık oluyor kan revan.Bölgenin adi oluyor "KANSAZ"(Kansas).

Sular dağlardan o kadar gürültülü akıyormuş ki, Temel diyor "bu ne yaygara, ne yaygara" oluyor orası "NEYAYGARA"(Niyagara)

O kadar kemence .ıçlarına girip çıkınca. O kadar da Kara Lahana yiyince, Lazlar çıkartıyor gaz, bir sonraki bölgenin adi oluyor "LAZVEGAZ"(Las Vegas).

Fakat Temel, kan kaybından dolayı zayıflamaya başlıyor ve dal gibi kalıyor. Bu yüzden bir sonra ki bölgenin adi oluyor "DALLAZ"(Dallas)

Bir sonraki bölgede ise, iplik gibi kalan Temel için bir insan bundan daha zayıf olamaz deniyor. Aha iste orası "LAZENCILIZ"(LosAngeles)

İşte Amerika'nın bulunuş hikayesi :p

Yorum bağlantısı
  • 2 ay sonra...
Yiğitcan Coşar

Kadının biri gece yarısı uyanıyor bakıyor ki kocası yanında yok. Kalkıyor evin içinde dolanmaya başlıyor bir bakıyorki adam mutfakta sigarasını yakmış efkarlı efkarlı düşünüyor. Adama soruyor noldu niye böyle efkarlısın diye adamda başlıyor anlatmaya.

Hatırlıyormusun biz 18 yaşındayken baban bizi arabanın arka koltuğunda basmıştı. İşte o zaman bana " Ya kızımla evlenirsin yada 20 yıl hapis yatasın" demişti. İşte 20 yıl tam bügün doluyordu şimdi özgür olacaktım... :)

Yorum bağlantısı
Fahrettin Karakoç

2 kere 2

Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.

Görüşmeci matematikçiye sorar:

"İki kere iki kaç eder?"

Matematikçi cevap verir:

"Dört!"

Görüşmeci sorar:

"Kesin dört mü?"

Matematikçi kendinden emin cevaplar:

"Evet, kesin dört!"

Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci ayni soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanitlar:

"Ortalama dört eder, yüzde 10 asağıya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!"

Ekonomist de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmecinin kulağına eğilerek sorar:

"Kaç etsin istersiniz?"

:))

Yorum bağlantısı
Fahrettin Karakoç

Ayakkabıcı

Bir gün bir hasta varmış tımarhaneden çıkmış iyileşmiş, doktora demişki doktor bey siz beni iyleştirdiniz ben eskiden ayakkabıcıydım size ayakkabı yapayım demiş. Doktorda kabul etmiş ertesi gün deli gelmiş doktora sormuş doktor bey ayakkabınızın topuğu öndemi olsun arkadamı olsun demiş :rolleyes:))))))))))

Yorum bağlantısı
Fahrettin Karakoç
(düzenlendi)

Delinin yalanı

Günlerden birgün kadının biri deliye sorar

-kızımıgördünmü sarışın 6-7 yaşlarında bir kız.

Deli: şurdan aşağı gir sola dön ilerle sağa dön

15.sokağa geç 3.binaya gir 12.kata çık soldaki

daireye gir 3.odaya gir gardolabın 3.çekmecisini aç

bir kutu olcak kutunun içinde bir Kur-anı Kerim var

o Kur-an'a elbasarımki bilmiyorum.

tarihinde Fahrettin Karako tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Mert Yeldan

Rus fizikçiler yerin 100 metre altında bakır tel bulduklarını, bunun atalarının bundan 1000 yıl öncesinde telefon şebekelerinin olduğunu kanıtladığını duyurmuşlar.

Bu olaydan bir hafta sonra Amerikan gazetelerin de ilginç bir manşet:Amerikan bilim adamları yerin 200 metre altında 2000 yıl öncesine ait fiberoptik kablolar bulduklarını, bunun, Amerikan toplumunun Ruslardan 1000 yıl öncesinde gelişmiş dijital haberleşme sistemleri olduğunu söylemişler...

Bir hafta geçmeden Trabzon, Araklı' da yerel Taka gazetesinde yeni bir manşet:Trabzonlu bilim adamlarının yerin 500 metre altına kadar kazdıklarını ve hiçbir şey bulamadıklarını, bunun sebebinin ise

Atalarının 5000 yıl öncesinde kablosuz(wireless) iletişim sistemlerini kullandığının ispatı olduğunu belirtmişlerdir..

Yorum bağlantısı
Fatih Bayram
Rus fizikçiler yerin 100 metre altında bakır tel bulduklarını, bunun atalarının bundan 1000 yıl öncesinde telefon şebekelerinin olduğunu kanıtladığını duyurmuşlar.

Bu olaydan bir hafta sonra Amerikan gazetelerin de ilginç bir manşet:Amerikan bilim adamları yerin 200 metre altında 2000 yıl öncesine ait fiberoptik kablolar bulduklarını, bunun, Amerikan toplumunun Ruslardan 1000 yıl öncesinde gelişmiş dijital haberleşme sistemleri olduğunu söylemişler...

Bir hafta geçmeden Trabzon, Araklı' da yerel Taka gazetesinde yeni bir manşet:Trabzonlu bilim adamlarının yerin 500 metre altına kadar kazdıklarını ve hiçbir şey bulamadıklarını, bunun sebebinin ise

Atalarının 5000 yıl öncesinde kablosuz(wireless) iletişim sistemlerini kullandığının ispatı olduğunu belirtmişlerdir..

:):good1:

Yorum bağlantısı
Fahrettin Karakoç

5 şişe kola

Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta, bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...