Mahmut Yıldız 23 Nisan 2012 Paylaş 23 Nisan 2012 Bir profesör, yüksek lisans öğrencilerine pazarlama kavramlarını anlatıyordu: 1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek. "Çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, doğrudan ,pazarlamadır. 2. Bir grup arkadaşınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaşlarınızdan biri kızın yanına gitti ve sizi işaret ederek kıza "O çok zengin. Evlen onunla!" dedi. Bu, reklamdır. 3. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına gidip telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp "Çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, tele-pazarlamadır. 4. Katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı düzelttiniz, ona doğru yürüyüp içkisini tazelediniz, arabanın kapısını açtınız, çantasını düşürünce eğilip aldınız, küçük bir gezinti teklif ettiniz ve sonra "Bu arada ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?" dediniz. Bu, halkla ilişkilerdir. 5. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanınıza geldi ve "Duyduğuma göre çok zenginmişsiniz. Benimle evlenir misiniz?" dedi. Bu, marka bilinirliğidir. 6. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp "Ben çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat yapıştırdı. Bu, müşteri geri bildirimidir. 7. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp "Ben çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. O da sizi kocasıyla tanıştırdı. Bu, arz-talep uyuşmazlığıdır. 8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaştınız, ama siz bir şeyler söyleyemeden önce biri gelip ona "Ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?" dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin pazar payınıza göz koyan rekabettir. 9. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp "Ben çok zenginim, evlen benimle!" diyecekken karınız geldi. Bu, yeni pazarlara girememektir... 7 Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş 26 Nisan 2012 Paylaş 26 Nisan 2012 (düzenlendi) İş başka arkadaşlık başka Temel acele acele Dursun’un kapısını çalar. Dursun sorar: -”Uşağum ne bu telaşın ?” Temel: -”Sana ağrı kesici yerine zehir vermişim ” Dursun: -”Eyvahh! Ne olacak şimdi?” Temel: -”Ne mi olacak. Zehir daha pahalı 5 milyon daha vereceksin” EDİT; eksik satır 26 Nisan 2012 tarihinde Hikmet Demirtaş tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Şehit Mustafa Yaman 27 Nisan 2012 Paylaş 27 Nisan 2012 Mustafa bi gelsin de o zaman bombayı gör Ohoo. Bu fıkralar eskidi artık. Ben de anlatayım bari: Maliyecinin biri.. Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş 16 Mayıs 2012 Paylaş 16 Mayıs 2012 . “Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır... - Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz? Yaşlı teyze cevap verir : - Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız... Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar : - Peki Bayan Jones, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz? Kadın yine cevaplar : - Elbette tanıyorum. Çocukluğumda ona dadılık yapmıştım.. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir.. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor.. Yine herkes şokta.. Bütün salonu bir uğultu kaplar.. Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar... - Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım...” sevgilerle 10 Yorum bağlantısı
Barış Kalkan 16 Mayıs 2012 Paylaş 16 Mayıs 2012 (düzenlendi) ) güzel fıkra hikmet abi 16 Mayıs 2012 tarihinde Barış Kalkan tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Şahin Topaloğlu 16 Mayıs 2012 Paylaş 16 Mayıs 2012 süpersin hikmet abi..... :bravo: 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya 16 Mayıs 2012 Paylaş 16 Mayıs 2012 Hikmet Abi çok güzeldi. Çok güldüm. Bu fıkra aslında Türk fıkrası gibi olmuş 1 Yorum bağlantısı
Mahmut Şahin 16 Mayıs 2012 Paylaş 16 Mayıs 2012 güldürüşlüymüş. kadın her yerde kadın işte. Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız 17 Mayıs 2012 Paylaş 17 Mayıs 2012 Çok güzel fıkra, elinize sağlık. Bir tane de benden: Adam açtığı dava için tanık aramak için "Tanıklar Kahvesi"ne gitmiş. İçerisi okey oynayan adamlarla doluymuş. Demiş ki: -Bana alacak verecek davasında tanıklık edecek adam lazım İçeriden biri ortadan taşı çekmiş; -Daha vermedi mi şerefsiz? demiş. Adam, yok borçlu olan benim deyince başka biri okeyi vurmuş: -Kaç kere öedeyeceksin 4 Yorum bağlantısı
Murat Dere 4 Haziran 2012 Paylaş 4 Haziran 2012 Benzer konular birleştirildi.. İyi yapıldı, aferin sana. Başın göğe ermiştir artık. 1 Yorum bağlantısı
Ersen Tapan 4 Haziran 2012 Paylaş 4 Haziran 2012 İyi yapıldı, aferin sana. Başın göğe ermiştir artık. Yorum bağlantısı
Abdurrahman Balaban 7 Haziran 2012 Paylaş 7 Haziran 2012 1-Her erkekte bulunur 2-Uzunu vardır kısası vardır 3-Evlenince eşi de kullanır Bilin bakalım nedir? Yorum bağlantısı
Murat Dere 8 Haziran 2012 Paylaş 8 Haziran 2012 1-Her erkekte bulunur 2-Uzunu vardır kısası vardır 3-Evlenince eşi de kullanır Bilin bakalım nedir? Keşke altına tersten "soyadı" yazsaymışsın. 5 Yorum bağlantısı
Recommended Posts