İçeriğe Yönlendir

Fıkralar


Cihaner Öztürk

Recommended Posts

Fatih Mehmet Uslu
Show tv'deki ateş hattı programında Reha Muhtar Prens Charles'ın müslüman olduğu yönündeki söylentileri eleştirmektedir. Konuyu diyanet işleri başkanıyla tartışmaktadır:

-Efenim Prens Charles'ın müslüman olduğunu söylüyorlar. Peki ama öyle bir adamdan müslüman olur mu?

-Olur tabi neden olmasın?

-Ama efenim nasıl olur?

-Reha Bey siz müslüman mısınız?

-Tabi müslümanım efendim.

-Siz namaz kılıyor musunuz?

-Hayır.

-Oruç tutuyor musunuz?

-Hayır.

-İçki içiyor musunuz?

-Evet.

-E sizden nasıl müslüman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar müslüman olur.

cuk diye oturmuş, afrika dere kurbağası kılıklı herif

Yorum bağlantısı
Hüseyin Matur

Markete girdim ve bir adet ülker portakallı link istedim. Market'teki arkadaş; üye olmadan linkleri göremezsin...!!!

Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Yüzü gözü mosmor bir

kadın doktora gider.

Doktor: Ne oldu size?

Kadın: Doktor bey, ne yapacağımı bilemiyorum. Kocam ne zaman içip de eve sarhoş

dönse beni gebertene kadar dövüyor.

Doktor: Bu konuda size çok işe yarayan bir çözümüm var hanımefendi.

Kocanız sarhoş olarak eve geldiğinde elinize bir bardak şekerli çay alın ve

kocanız yatıp uyuyana kadar ağzınıza alacağınız bir yudum çayı ağızınız içinde

sürekli dolaştırın....

İki hafta sonra, aynı kadın, eli yüzü düzgün şekilde doktoru ziyaret eder.

Kadın: Evet doktor, harika bir çözümdü bu. Kocam eve sarhoş geldiği her

seferinde, yatıp uyuyana kadar ağzıma bir yudum çay alıp ağzımı çalkalar gibi

ağzımda dolaştırdım; ve kocam bana hiç dokunmadı.

Doktor: Gördünüz mü, ağzınızı kapalı tutmak ne kadar çok işe yarıyor...:lol2:

Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yapmak için ihale açar. İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan ve Türkiye'den de Temel'in firması olmak üzere birer firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz firması:

- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur. 30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz derler.

Amerikan firması:

- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum 50 cm fark olur, der.

Japon firması ise:

- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum fark 20 cm olocak, diye belirtir.

Sıra bizim Temel'e gelir. Temel:

- Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur der.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Osman amcanın hanımı, dayak yiyip memleketteki anasının yanına

gitmiş ve epey zamandır gelmemiştir.

Cep teflonuyla yaptığı çağırma istemlerine cevap alamayan Osman

amcanın; çamaşır, bulaşık, yemek, temizlik ve çocuklarla uğraşmaktan

takadı tükenmiştir. Kadınını son kez çağırmak için telefona

sarılmış, ancak anasının yanından gelmek istemeyen kadın, telefona

cevap bile vermemiştir.

Bunun üzerine Osman amca mesaj atmaya karar vermiştir.Mesajdan 1

saat sonra evin kadını kapıda yeşermişdir..

> > > İşte o mesaj;

Kadınım bu sağa son mesajım.

Bebelerinen evde oturup ağlarım.

Çamaşır, bulaşık tarih yaptı.

Kadınım ben bu işlerden ne ağnarım.

Bir tokat salladım değmedi bile,

La poh mu var babağın evinde.

Ula ne bilinmez bir avradmışşın,

Bebelerinen beni mevlam gayırsın.

Arkadaşın Hatçe yan yan bakıyo.

Üzelme Osman abi deyiveriyo,

Bebelerin başını okşayaraktan,

Kendi düşen ağlamaz deyip gülüveriyo.

Bugün geliverdi zabahın köründe,

Vallaha bi gecelik vardı zillinin üzerinde.

Bulaşığa daldı, çamaşırı yıkadı,

La kadınım bak göğnüm çok daraldı.

Bebeleri banyoya sokup yıkayıverdi.

Osman abi sende gir, keseleyim diyiverdi.

Bende büğün olmaz yarın diyiverdim,

La kadınım sağa bir şans daha verdim.

Zabaha kadar geliyosan gel eve,

Vallahi gelmezsen böyük tehlike.

Hatçe bekliyor elinde kese,

Vallah keseynen kalsa keşke.

Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Depresyon kadınlarda şöyle ilerler;

Bunalım... Bunaalım... Bunu alım... Bunu alayım... Bunu da alayım... Bunu al bunu... Al bunu da... Bunu da bunu da... :D

Erkeklerde şöyle ilerler;

Bunalım... Bunalımdan çıkayım... Bununla çıkayım... Bununlada çıkayım... Hepsiyle çıkayım... :rofl:

Yorum bağlantısı
Yiğitcan Coşar
Depresyon kadınlarda şöyle ilerler;

Bunalım... Bunaalım... Bunu alım... Bunu alayım... Bunu da alayım... Bunu al bunu... Al bunu da... Bunu da bunu da... :rofl:

Erkeklerde şöyle ilerler;

Bunalım... Bunalımdan çıkayım... Bununla çıkayım... Bununlada çıkayım... Hepsiyle çıkayım... :rofl:

Erkeklerinkinin sonu biraz farklı bitiyor aslında :D

Yorum bağlantısı
Murat Dere

80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "Harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der";

Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almış ve ... pat ... geyik yere yığılmış."

Adam şaşırmış ve doktora dönerek "Olamaz", demiş "başka birisi vurmuş olmalı."

Doktor "Kesinlikle!"

Yorum bağlantısı
Tahir İlter
80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "Harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der";

Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almış ve ... pat ... geyik yere yığılmış."

Adam şaşırmış ve doktora dönerek "Olamaz", demiş "başka birisi vurmuş olmalı."

Doktor "Kesinlikle!"

:D:rofl:

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Temel bir gün intihar etmeye karar vermiş. Dursun da bunu belinde ip dolanmış halde asmanın altında bulmuş.

-Ula temel napaysun?

-İntihar edeyrum Dursun, hakkını helal et.

-Ula o zaman neden ipi boynuna dolamadun?

-Boynuma dolayınca boğulacak gibi oliyrum uşağum.

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:

"Para nerede?"

Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:

"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."

Tercüman tercüme etti:

- "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."

Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadi:

- "Şimdi sor bakalım, para nerede."

Tercüman işaretle sordu:

- "Para nerede?"

Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:

- "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."

- "Ne söyledi?" dedi Baba.

Tercüman yanıtladı:

- "Dedi ki, h

Yorum bağlantısı
Yiğitcan Coşar
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:

"Para nerede?"

Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:

"Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."

Tercüman tercüme etti:

- "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."

Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadi:

- "Şimdi sor bakalım, para nerede."

Tercüman işaretle sordu:

- "Para nerede?"

Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:

- "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."

- "Ne söyledi?" dedi Baba.

Tercüman yanıtladı:

- "Dedi ki, h

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Adamın biri gazetede gördüğü seçkin bir şirketin iş ilanına başvurur ve kısa bir süre sonra da görüşmeye çağırılır.

Görüşme olumlu geçer ve prensipte anlaşıldıktan sonra çalışma koşullarına gelindiğinde müstakbel patronuyla aralarındaki konuşma şöyle gelişir.

Adam: Beyefendi bilmeniz gereken bir mevzu var ki, ben 5 bin dolardan aşağı bir ücretle çalışmam.

Patron: Aman efendim dert ettiğiniz şeye bakın biz zaten 7500 dolardan aşağı maaş vermiyoruz kimseye.

Adam: Harika! ancak bir mevzu daha var ki bana tahsis edeceğiniz araba iyi bir araba olmalı üstelik son model. Zira başka türlü çalışamam.

Patron: Hiç merak etmeyin biz zaten bütün çalışanlarımıza jip veriyoruz. Üstelik Chrysler.

Adam gittikçe hem sevinmeye hem de endişelenmeye başlar, ama böyle bir fırsatta ele geçmez deyip devam eder konuşmasını sürdürmeye.

Adam: Peki, yalnız çalıştığım ortam stresli olursa ben verimli olamam. Bu nedenle sadece benim için çalışacak bir hizmetli ve bir de özel asistan ile yardımcı istiyorum.

Müstakbel patron aynı rahatlıkla cevap verir:

Bu konuyu da düşünmeyin efendim zaten şirketimizin bir reviri bu revirde istihdam edilmiş her bir çalışan için özel hizmet verecek masözlerimiz var...

Adam artık iyice afallamıştır ve dayanamayıp sorar:

Şaka yapıyorsunuz herhalde?

Patron cevap verir: Evet, ama önce siz başlattınız.

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Profesör, öğrencileri ile birlikte Karadenizli hastanın yatağının başına gitmiş.. Onlara yeni bir hastalığn belirtilerini öğretecek. Yatakta bitkin, kendinden yarı geçmiş vaziyetteki hastayı göstererek konuşmaya başlamış:

Bakın yüz rengi sarıya yakın.. Gözler içeriye doğru çökmüş, o yüzden burun daha sivri görünüyor. En fazla değişik kas yüzümüzdedir. Bakın kaslar tepki vermediğinden ifade anlamsız.. Çene aşağıya sarkmış duruyor...

Hasta da öğrenciler gibi dikkat kesilmiş dinliyor...

Profesör bu bir batın sendromu belirtisidir diyecekken, yerinden zorlukla dikilmeye çalışan hasta fırsat vermemiş...

Zor bela mırıldanmış: ''Sen sançi tünya cüzelisun."

Yorum bağlantısı
Tahir İlter
(düzenlendi)
tarihinde Tahir ?lter tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Tahir İlter

Mahmut ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam peder...dir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek pedere sorar;

"Hiç günahın var mı peder?".

Peder; "Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim."

Melek; "Çok iyi, bunları biliyorduk zaten. Al sana cennetin gümüş anahtarı." der ve sonra Mahmut'a döner;

"Senin hiç günahın var mı?"

Mahmut; "Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı minibüs kullanırdım."

Melek Mahmut'a döner ve "Bunu da biliyoruz, çok iyi al sana cennetin altın anahtarı" der.

Peder bu olaya çok sinirlenir; "Ben hayatımı tanrıya adadım, siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi?!! " diye sorar.

Melek gülerek;

-"Peder sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Mahmut minibüs kullanırken herkes dua ediyordu

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Ben de niye kulağım çınlıyor diyordum!

Mahmut ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam peder...dir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek pedere sorar;

"Hiç günahın var mı peder?".

Peder; "Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim."

Melek; "Çok iyi, bunları biliyorduk zaten. Al sana cennetin gümüş anahtarı." der ve sonra Mahmut'a döner;

"Senin hiç günahın var mı?"

Mahmut; "Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı minibüs kullanırdım."

Melek Mahmut'a döner ve "Bunu da biliyoruz, çok iyi al sana cennetin altın anahtarı" der.

Peder bu olaya çok sinirlenir; "Ben hayatımı tanrıya adadım, siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi?!! " diye sorar.

Melek gülerek;

-"Peder sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Mahmut minibüs kullanırken herkes dua ediyordu

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Adam, kısa bir süre önce ayrıldığı evine telefon açar, bahçıvana sorar:

Adam: - Nasıl her şey yolunda mı?

Bahçıvan: - Yolunda. Yalnız, küreğin sapı kırıldı onu tamir etmeye çalışıyorum.

Adam: - Neden kırıldı?

Bahçıvan: - Köpeğinize mezar kazarken, zorlamışım, bu yüzden kırıldı.

Adam: - Nee! Köpeğim öldü mü?

Bahçıvan: - Havuza düştü öldü.

Adam: - Benim köpeğim çok iyi yüzerdi; nasıl havuzda ölür?

Bahçıvan: - Ama havuzun suyu boşalmıştı, betona çakıldı, bu yüzden hayatını kaybetti.

Adam: - Daha havuzu yeni doldurtmuştum. Neden boşalttınız?

Bahçıvan: - Biz değil itfaiyeciler boşalttı. Evdeki yangını söndürmek için il

Yorum bağlantısı
Murat Dere
:p Çöl - kutup ayısı ilişkisi aklıma geldi

O ne ki? Adnan'cım anlayamadım, biraz daha açar mısın? :good1:

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...