Caner'le Sohbetler

[Mehmet Kaya]

Cenazesi yıkanırken sırtında çuval taşımaktan oluşan nasırdan anlamışlar gece fakirlere çuval taşıyanın o olduğunu.

Birde alan el gözlerinden tanır iyiliği.

Birde iyilik gidince dolmaz yeri, anlaşılır o zaman boşluğu.

Çok güzel açıklama. Teşekkür ederim.

[Mehmet Kaya]

 

 

 

Mehmet Bey soruyu soran arkadaş için yazdım kimin için yazmış olabilirim?

Şimdi ben gelip "Hz. Muhammed'in Miraç'a çıktığını kim görmüş ki" yazsam aynı şekilde sakin ve sessizce beni savunacak mıydınız?

Yine birileri gelip sorgulamak mantıklı, körü körüne inanmamak lazım diyecek miydi?

Sorunun sorulma şekli ve amacı, konudan cımbızla çekilmiş olmasına tepkim.

 

Yazdığınızın hakaret olduğunu biliyorsunuz değil mi?

[Misafir]

Defalarca konuyu okudum Eren abinin sorusunda sorun olacak olayı hala anlayamadım.

Eğer yazı okunursa, pek bilinmez gizli gizli yaparmış diye yazılmış. Buna dayanarak da peki sonunda olay nasıl ortaya çıkmış diye sormak neden gereksiz anlayamıyorum

[Mehmet Kaya]

Yok ben uzatmıyorum daha.

İlk yazdığım mesaj için yazan arkadaş dahil herkesten özür dilerim.

İyi forumlar.

Teşekkür ederiz.

Saygılarımla.

[Misafir]

Klavyene sağlık abi.

[Caner Kardeşseven]

Bir de 12 imam konusu var. Yazarken bile yanlış anlaşılmasından korkuyorum.

Farkı fark ettirme adına teşekkür ederim.

 

Orda büyük bir hazine gizli ..ama çok fazla dini konulara bu forumda girmek istemiyorum. hep kıyısından köşesinden birşeyler  dile getirmekteyim. Çünkü o vakit, hele 12 imam konusu gibi olağanüstü hassas bir konuda, polemikler oluşur . Üyeler birbirini üzebilir, imtina ediyorum.  

Bu diğer dinler ve dinlerin konuları içinde geçerlidir. Misal, istanbulu yağmaladıkları zaman haçlılar alıp göütrdükleri heykelleri şimdi kendi başkentlerinde havuz süsü olarak kullanıyorlar...bunu dile getirsem, iş ideolojik ve particiliğe gidecek, yazmayarak en baştan engellemiş oluyorum üzüntülü şeyleri...

Zaten sizde bunun hassasiyetinin farkındasınız..

[Caner Kardeşseven]

Ne demek istediniz? Kim için yazdınız?

Neden hoşlanmadınız ki? Gayet mantıklı soru. Nasıl ortaya çıkmış olabilir? Bunu sormak neden rahtasız etsin ki?

 

Soru sorulmayacaksa, araştırılmayacaksa ve tartışılmayacaksa zaten buraya bu yazıyı yazmazdım. 

Hoşlanmadım ama soru sorulması gerekli manasındaki ifadem ile kastım  eleştiren arkadaşımızadır.

Biz  genel olarak toplumumuzda insanların soru sormasını soruşturmasını, merak etmesini sevmiyor hoşlanmıyoruz.

HOşlanmasak bile insanlar soru sormalı , doğruyu bulmalı, eleştirmeli.

Çünkü bilimin temeli budur ve bizlerin şahsi duygularından ( hoşlanmamak gibi) daha önemli .Zİra medeniyetin temeli şüphedir. çünkü bilim böyle kurulur.

 

Yani bu ifadem dahi, birşey verebilme amacını güdüyor. Yoksa dediğiniz gibi , neden rahatsız etsin ki?

[Celalettin Süğürtin]

Kesilen parmağa işeyenler /işetenler de gelsinler mi Çok güzel yazmışsınız, ellerinize sağlık. Çok nostaljik bir yazı olmuş.

[Metin Mankal]

Caner Kardeş yazılarını beğenerek takip ediyorum.Öncelikle kutlarım.Geçen yıl facebookta paylaştığım benzer bir konu vardı.İzninle buraya ekledim.Çizim de bana aittir...

 

Can dostum Mustafa’nın evi.Haftanın en az üç gecesini sabahladığımız Samsun asfaltına komşu şirin mi şirin iki göz gecekondu..Akşam yemeğini sabah kahvaltısıyla birleştirdiğimiz ,her daim Ahmet Kaya ya da Neşet Baba dinlenilen ,görüş mesafesinin uzun Samsun dumanı nedeniyle 10 cm e kadar düşütüğü ev.
Doksanlı yıllarda en güzel sohbetlerimizi yaptığımız yerdi burası. Bazı zamanlar 8-10 kişi olsak da genellikle 3 kişiydik. Ben okul çıkışı takside çalışırdım. Genellikle gece yarısından sonra katılırdım. Gelirken üç beş bira, biraz kayıntı ve konuşulacak bolca konuyla düşerdim ortama .Rakı içmeyi beceremediğimizden birayla dağıtırdık efkarımızı. Sabaha kadar o sobanın üzerindeki çaydanlık defalarca boşalır ve dolardı .Sucuklu yumurta-menemen ana besin kaynağımızdı . Sabaha karşı artık damarlarımızda nikotinli çay dolaşırdı heralde. Ertesi gün zombi kıvamında dolaşsak ta akşama yine aynı ortamı tekrar etme yetisine sahiptik her zaman.
Ufacık dertlerden besleyip büyüttüğümüz kocaman Efkarlarımız vardı. Ve bir o kadar da büyük mutluluklarımız. Hep meteliksizdik. Hep zengin .Hep gevezeydik, hep suskun..Hep dosttuk.Hep kardeştik……
HEP KAFASI GÜZEL ÇOCUKLARDIK..

 

[Misafir]

Caner Kardeş yazılarını beğenerek takip ediyorum.Öncelikle kutlarım.Geçen yıl facebookta paylaştığım benzer bir konu vardı.İzninle buraya ekledim.Çizim de bana aittir...

 

Can dostum Mustafa’nın evi.Haftanın en az üç gecesini sabahladığımız Samsun asfaltına komşu şirin mi şirin iki göz gecekondu..Akşam yemeğini sabah kahvaltısıyla birleştirdiğimiz ,her daim Ahmet Kaya ya da Neşet Baba dinlenilen ,görüş mesafesinin uzun Samsun dumanı nedeniyle 10 cm e kadar düşütüğü ev.

Doksanlı yıllarda en güzel sohbetlerimizi yaptığımız yerdi burası. Bazı zamanlar 8-10 kişi olsak da genellikle 3 kişiydik. Ben okul çıkışı takside çalışırdım. Genellikle gece yarısından sonra katılırdım. Gelirken üç beş bira, biraz kayıntı ve konuşulacak bolca konuyla düşerdim ortama .Rakı içmeyi beceremediğimizden birayla dağıtırdık efkarımızı. Sabaha kadar o sobanın üzerindeki çaydanlık defalarca boşalır ve dolardı .Sucuklu yumurta-menemen ana besin kaynağımızdı . Sabaha karşı artık damarlarımızda nikotinli çay dolaşırdı heralde. Ertesi gün zombi kıvamında dolaşsak ta akşama yine aynı ortamı tekrar etme yetisine sahiptik her zaman.

Ufacık dertlerden besleyip büyüttüğümüz kocaman Efkarlarımız vardı. Ve bir o kadar da büyük mutluluklarımız. Hep meteliksizdik. Hep zengin .Hep gevezeydik, hep suskun..Hep dosttuk.Hep kardeştik……

HEP KAFASI GÜZEL ÇOCUKLARDIK..

 

 

 

İki türlü tasvir'le gerçekten hakkını vermişsiniz, tebrik ediyorum. Soba borusundaki Türk icadı kurutma aparatında daha erkeksi çamaşırlar beklerdim.

[Ali Tatlısu]

çekyatlar vardı.

gece yatak, gündüz koltuk.

sanırsın süper kahraman.

 

kaleminize sağlık.

[Caner Kardeşseven]

İki türlü tasvir'le gerçekten hakkını vermişsiniz, tebrik ediyorum. Soba borusundaki Türk icadı kurutma aparatında daha erkeksi çamaşırlar beklerdim. :biggrin

 

 

Mükremin abi...

Metin arkadaşımızın kitap okuyan biri olduğu nasıl da belli değil mi?

Apaçık ortada duruyor su gibi akan satırları ..

 

İkinize de selamlar olsun,

Caner

[Serhan Gürbüzol]

Maalesef ki özlenmeyen anılar değil, bir nebzede olsa bizleri o zamanlara götürdünüz ya teşekkürler.....

[Caner Kardeşseven]

Apollo .. Zübük filminde kemal sunalın bıyığı gibi  bıyuklı zenci arkadaşın ukalalığı.. 

Kasapta etleri döven natürel sporcumuzdan beklediğimiz belli : "Git de döv şunu bi la..."..

 

Zaten türküz ya kafadan zayıf olanı tutarız...

Brezilya milli takim karması ile özbekistanın bir şehir takımı maç yapsa kesin özbekleri tutarız..

Gerçi özbek yanlış örnek oldu onları zaten tutarız da neyse..

 

ikinci maça çıktığında  " lan olm bu sefer bunun belasını... sende adam değilsin ama ha"  havasında izleriz.

Rocky filmlerinin en güzeli ne biliyormusunuz?

 

Orda bi gong sesi var, beyninde patlarcasına..o sese bayılıyoruz..

genelde yere düşer veya suratı dağılır, o zaman çok kızar  Gong sesi duyulur..

" Ben şimdi senin ... " diye kalkar bi de bu çakar ya...

Terapi gibi rahatladığımız andır.. Golden shoot  şerefsizim...

 

kemeri de atar  omzuna gözler şismiş tüm kalabalık içinde sevdiği kadını arar ya..

" Adriaannnn !!" diye bağırır ?

karını öpersin mutluluktan !  

Sanki sen aldın maçı lan.. 10 kere değil 20 kere de izlesen, öyle yaralanmış hissedersin çünkü..

 

Çünkü şu hayat ,içten içe seni sızım sızım sızlatmıştır yaralısındır ...

 

Mr. T vardır bir de...Berbere parayı az mı verdi netti , traşını yarıda bırakmış gibi olan..

" Lan bu da hayvan gibiymiş ha..." dersin..

Ağır çekimde suratına yumruk yediğini izlediğinde  yağların erir...

 

E ama bilader onda kabahat , adamın karısına ne laf ediyon yavşak?

 

Dragon vardır bir de ..Rus... eski dönemleri canlandıran filmler amerikan filmiyse illa kötü olan ruslarda vardır mutlaka, Allahın emri..

Cilllop gibi herif, yalamık gibi vücuduyla böyle artislenmeler falan...

Apollo aslında iyi adammış sevdik onu bu arada..dayağı yiyince akıllandı ya..

Bu rus onu  öldürüyor...

 

Bu arada bizim natürel kahraman lambo ile şehir turu atıyor müzik açıyor  gözünde canlanıyor falan..

Bizde doluyoruz ona karşı  tabiii

Zaten pek sevmeyiz  dragoncuları...Bah bah bah  bi de adı ivanmış..hiç şansı yok ...

Rocky direk gardaşımız olur....

 

Adamım hası  gene doğal çalışma yöntemleriyle  aslan  kesilir. Zaten ilk bölümde de tavuk kovalayarak hızlanmıştı nörolojik sistemi ..

 

Bu bölümdede kızınca bi gong sesi duyulur ve bi koyar rusa, adamın kaşını yarar... maç başlar..

bi o bi bu bi o bi bu bi o bi bu...son raunda devirir , duygusal konuşma yapar politbüro ayağa kalkar falan..

Adamı böyle ayağa kaldırırlar yavrum ya....

 

Sonra 2-3 bölüm daha çekildi.. Tommy  diye bi nankörle kapıştı ağzını yüzünü sokakta dağıttı.. bi ara bi zenciyle kafa kafaya verdi..

Şimdi de apollonun oğluna koçluk yapıyor ..Yarın sinema da izlersiniz.

 

Ama hiçbirisi o apollo ile yapılan ikinci film gibi olamaz.. son nefese kadar vuruşma...aynı anda yere düşme..spikerlerin yorumları ..

Orda bi de bi türlü ölmeyen bir sunucu var uzun uzadıya isim anonsu yapan mübaşir efendi... son filmde gene o da var..sanırım amerikada ünlü biri..

 

Bunları niye yazdım ki? 20 -30 yıllık filmler bunlar herkes bilir...?

 

Özdeşleşebildiğimiz filmleri seviyoruz. Ve sevdiğimiz filmler bizi  dolduruyor. 

Bazen hırsla, bazen şehvetle bazen politikayla, bazen din ile...

Ve o sevilen filmlerde bu hep var.. Ayrıntıya inemem çünkü forum kurallarını dikkate almak zorundayım.

Ama şunu yazmama izin verirler sanırım:

Bazen bir tatoo ( vücut dövmesi ) bazen bir mekanda dinsel simgeler / sözler / işaretler ve bazen bir ülkenin bayrağı gibi çok değerli ve ciddi imgeler orda burda arka planda  veya fon müziği olarak işleniyor beynimize. 

Bu art niyetli durumlar beni rahatsız ediyor.

 

İnsanlarin seçimlerine saygım vardır. Hepsine. Yeterki bu seçimler kişilerin hür iradeleriyle yapılmış olsun.

Beyinlerine rüşvet vererek, fikir ve duygusal hırsızlık yapılmasın..

Hele çocuklarımıza..

 

İyi seyirler efendim..

Caner.

[Emre Öğüt]

Rocky'den ziyade ben en çok Apollo Creed'i severim ve dragoyla olan maçını izlerken baya hüzünlenmişliğim vardır :)

[Onur Yeşil]

'İtalyan' Aygırı...

[Servet Aydın]

Kilise olmadan amen denmeden, tanrı kutsamadan, ama ben yahudi değilim deyince; olsun kimse mükemmel değildir diyen...

[Misafir]

İşleniyor. Nakış nakış santim santim beynimizin ......

Diyemedim ya la.... neyse.

Olay çocuklara noeli noel babayı aşılamayı aşmış....

oksijenimize karıştırdılar pis gazlarını.Nefes tutacak ağızda....yok millette . Başka bişeyde yok.

[emoji19]

Durumumuz çok vahim.

7 Ocak 2016 tarihinde Erol Eser tarafından düzenlendi

[Misafir]

En çok aklımda kalan acı yok rock ve o eye of the tiger ile müthiş gaza gelmelerimiz.

[Serhat ipeksoy]

şimdiki adıyla "ürün yerleştirme"yi hayatımızın en dibine soktular. algılarımızı operasyonladılar. 

[Ayhan Asil]

Malesef....şimdilerde "subliminal" mesaj diyorlarya abi....

[Serhat ipeksoy]

neden hep zayıflatma ürünlerini spor aletlerini reklamlarda zayıflar kullanır.

neden bütün dizi ve filmlerde aypon telefon kullanırlar (en zengininden en fakirine).

neden lüks tüketim mallarını kullanan aile tipleri mutlu mesud dolaşır ortalıkta.

neden türk dizilerinde evde takım elbise mini etek topuklu ayakkabı komple makyaj halinde dolaşırlar. akşam makyajla yatar sabah makyajla kalkar, kahvaltıya bile o şekil otururlar.

neden bu kadar saçma salak yarışma programları türedi, ünlü olmak uğruna kendini rezil ediyor, millet birbirini aşağılıyor.

neden dizilerde filmlerde sigara, uyuşturucu özellikle de alkol tüketimi pompalanıp normalmiş gibi gözümüze sokuluyor.

neden yabancı filmlerde sürekli bi din kilise vurgusu varken bizde bırak ezan sesini, kadraja camii bile girmiyor.

neden filmlerde önce yalnız, şişman ve gözlüklüler ölüyor.

 

neden...neden. kafamda deli sorular... aklıma gelenlerin gerisini caner abi yazmış zaten.

[Murat Ersel Çevik]

 

Caner Bey açmış olduğunuz sohbet konuları tek konuda birleştirilmiştir. saygılar.

Yeni konulara lütfen buradan devam edelim.

[Servet Aydın]

neden yabancı filmlerde sürekli bi din kilise vurgusu varken bizde bırak ezan sesini, kadraja camii bile girmiyor.

Olası arap ülkeleri veya Türkiye'nin olduğu sahnelerde ezan sesini inleme, uğultu şeklinde vermeye özen gösteriliyor, ha elin gavuru bunları yapıyor, bizde elin gavurunun icatları ile onlara çemkiriyoruz

[Misafir]

Olası arap ülkeleri veya Türkiye'nin olduğu sahnelerde ezan sesini inleme, uğultu şeklinde vermeye özen gösteriliyor, ha elin gavuru bunları yapıyor, bizde elin gavurunun icatları ile onlara çemkiriyoruz

Yabancı filmlerin Türkiye de geçen sahnelerine ne demeli abi? Sanki 1900 lü yıllardaki Türkiye de çekiyorlar filmleri. Örn. Ceyms Bont gibi.. Yada her Amerikanya filminin sonunda dalgalanan kocaman Abd bayrağı? Bizim film yada dizilerimizde ufak ayrıntı kalıyor.