Caner Kardeşseven 24 Mayıs 2015 Yazar Paylaş 24 Mayıs 2015 Banka veznedarları kadın. satış temsilcileri kadın, halka ilişkiler kadın, telefon operatorleri kadın, mağaza temsilcileri kadın, reyon görevlileri kadın... Görünen ve müşterilerle birincil temasi olan firma yetkilileri hep kadın seçiliyor. Elbette kadnların çalışmasına karşı değilim. kardeşim de eşimde annemde çalıştılar ve çalışıyorlar. Ancak satışları yükseltmek, müşterileri ikna etmek gibi çıkara dayalı işlerde fiziksel estetiğe sahip kadınların vitrine konulması tam anlamıyla sömürü değil de nedir? Yetmedi, bu insanlarımız , kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız "prezentabl" (iğrenç bir kelime bu arada ) olma zorunlulukları var. Tabi, " alımlı hoş, bakımlı " diye ilan veremedikleri için bu yabancı prezentabl kelimesinin arkasına saklanarak ilan veriliyor... " Sunumlu " demektir tam manası ile... Kelimeyi tekrar yazıyorum : Sunumlu...!!!! Bu kelimeyi en avam ( halk ) diline çevrilmiş hali de " gösterişli ".. Kelimeye takılmak istemıyorum: Sunumu olan , gösterişi olan kadın... Ayıptır ayıp ! Yüzünde şehresi olan, dişi eğri olan , belki şeker hastası oldugu için kilosu olan bir kardeşimiz değil de, çıtı pıtı olanın seçilmesi... Kariyer siteleri resmen "modern köle pazarları" olmuşken, illa resim fotograf şartı... Ha birde yaş , çok mühim tabii... 19-20 olsun ki, kolay ezilebilsin. Çünkü o yaşlardaki insanlarımız kardeşlerimiz hak arama konusunda dirayetli olamazlar pek... Kadın hamile kalınca, işten cıkaranlar da yine bu firmalar. Bu düpedüz hayvanlıktır! Bu düpedüz Kadın sömürüsüdür! Hayır bu bize mahsus da değildir, tenzih ederim aziz milletimi, koca koca yabancı şirketleri yapıyor bunu. Avm lerde, migroslarda...kasiyerinden tut,müşteri hizmetlerine kadar... Telefon acın bi 444 lü numaraya, ekseri yine sizi ince nazik ses tonuyla bir bayan karşılayacak. Oysa ince nazik ses tonu değil, çözüm istiyoruz! Varsın ses kaba erkek sesi olsun ama çözüm sunsun mesela... Eğer bu düşüncemi ifade ederken dinsel bulutlu kelimelerle ifade edersem," aslında erkek üstünlüğüne inanan ve kadınları evde hapsetmek isteyen bi yobaz daha işte.." şeklinde kurulmuş önyargıya hapsediliyorum. Objektif okunabilmesi içinde, yazı başına "koruma - savunma kalkanı" bir cümle ( eşim- annem kardeşimde çalışıyor ) koymak zorunda kalıyorum . Oysa, her iki tarafın birbirine hak vermeme "kibrinden" kurtulması gerek ve bu ve bunun gıbi hususlarda birlik sağlaması gerekmez mi? Kadınlarımız ( annelerimiz- kardeşlerimiz eşlerimiz ) çalışmasına evet ama fiziksel estetiklerine binaen holdinglerce kullanılmasına hayır kardeşim, hayır ! 11 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 24 Mayıs 2015 Paylaş 24 Mayıs 2015 bayan istihdam edip maaş vermek iyi birşeydir ekonomik bağımsızlık getirir. veznedeki erkek olunca da aynı işemi yapacak farklı tarafı yok. Yani evet kardeşim evet. vezneye yaklaşan cinsiyet tahlili yapan müşteriye ise hayır kardeşm hayır! 2 Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven 30 Mayıs 2015 Yazar Paylaş 30 Mayıs 2015 (Herkesin kendince bugun ve gelecekte, burda veya x ülkesinde dünya lideri diye tanımladığı kişiler var. Tuhaf tuhaf tipler ama başkasının beğenisine eleştiri getiremezsin, fikir hürriyeti var... Ama kendi aile ve sevdiklerine birşeyler anlatabilirsin tabi. Bizde öyle yaptık ve oğlumuza hatıra olsun, fikrimce Dünya lideri nasıl olur yazalım istedik... Tabii hiç kimseyi rencide etmeden olması şartıyla ve yazıyı forum kurallarına uygun olarak birazda düzelterek burda da yayınlamak istedim.... Sevgilerimle... ) Dünya Lideri ! Her şeyden önce ,tüm kurslardan önce “hayvan” besleyeceksin. Bir hayvanın, kedi köpek at , fark etmez, sevgisini güvenini kazanacaksın. Hayvanın sevmediği kimseyi, insan sevmez ! Yok öyle bişey ! Bir kadını / erkeği çok ama çok seveceksin. Ama öyle böyle değil, dut gibi aşık olacaksın, kopacak canın onun için ! Ve ondan “ hayır “ cevabı alacaksın ! Yerin dibine geçmeden, alemleri seyredecek yüksekliğe ulaşamazsın ! En kralından onlarca kazık yiyeceksin. Dibine kadar hemde… En çok kime güveniyorsan bizatihi ondan ! Arkadaşınsa arkadaşın, babansa babandan, düpedüz öp öz kardeşinden mesela.... Hemde öyle böyle değil, senelerce kıvranacaksın, her aklına geldiğinde yüzün ekşiyecek kadar… Yaralandığında kendine pansuman yapmasını bilmeyen, savaşa hiç çıkmasın, yok öyle bir şey! Kesinlikle parasız pulsuz çulsuz kalmalısın. Seni , paran yok diye itin deliğine sokacaklar, adamdan saymayacaklar ! Paran bitmeden adam olamazsın, yok öyle bir şey ! Bak gördünmü oğlum, ? Daha eğitimden okuldan vs hiçbişey yazmadım…. Bitmedi daha…Daha dur…Zıttı da var… Paran var , ortamın var , el ense –parmak muhabbetin olacak, Senin kırmızı çizgilerine basildiğinda elin yüzün değişip bambaşka biri olamıyorsan.. Yani ilkelerin prensiplerin yoksa senden hayatta adam olmaz ! Olmaz ! mümkün değil ! “Amma olay yaptın ha, ortamın içine ettin , olayı amma da kişiselleştirdin ne var alınacak ya? “ diyecekler. .. Bunu duymadıysan bırak lider olmayı, hala adam değilsin, olamazsın yok öyle birşey… ! Çapa çekmeden, göz açmadan, filiz almadan, toprağı bellemeden, dibe düşenleri toplamadan, ot yolmadan, herkesin içtiği bidon sudan içmeden, tek bir tepsiden yemeden, çatalsız bıçaksız peçetesiz kolasız, bol ekmek –az katıkla yemeden, sıcağın alnında ezilmeden, saat 7 dedi miydi yatağa kendini atmadan hiç olamazsın ! Öyle bişey yok , sil aklından ! Toprağı dinlemesini bilmeyen ,insana laf anlatamaz ,imkansız ! İmkansız çünkü insan toprakdan gelmedir . Görmediğin duymadığın bir Tanrı için sabahın 4 ünde 5 inde kalkıp sanki duyuyormuş, görüyormuş gibi namaz kılmadan adam olamazsın ! Var mı yok mu bunu düşünmeden tartışmadan hiç olamazsın ! Düşün, idrak et ! Ama o namazı kılman ve “ya varsa” şeklinde düşünmen “bile” senin otokontrolünü çok ileri aşamalara taşır, senin fikri evrimini inanılmaz seviyelere getirir…. Ki, bilesin , O “var”… Hem duyuyor hem görüyor hemde cevap veriyor. Onun ince esprilerine göremiyorsan, lider olamazsın, yok öyle birşey ! Bitmedi ! Bir müzik aletini keyifle çalabilmelisin ! Bir yabancı ile onun dilinde kahkaha atacak sohbet yapabilmelisin Yabancı ülkede hatıraların anıların olmalı ! Resim veya heykel veya dans gibi bir çalışama etkinliğin grubun olmalı !! Kulu kuldan ayıran lider olamaz , Yok öyle birşey! Platonun “ devlet “ adlı eser başta olmak üzere tüm dünya klasiklerini bilen biri olmalısın. O kadar çok okumalısın ki, ya çok kahkaha atan yada konuşmayi gerek görmeyen biri olmalısın… ...ki kürsüye çıktığında, odadaki fareler bile peynir kemirmeyi bırakıp, “bu adam ne diyecek aceba” diye merak etmeli ! Merak edilmiyorsan, dünya lideri değilsin yok öyle bir şey ! Seni düşmanların öldürmek istemiyorsa, yukarda yazdıklarımdan birisini ihmal ettin demektir. Sana iftira atılmıyorsa, mahkumiyet verilmiyorsa, terk edilip yalnız birakılmaya çalışılmıyorsan , kesinlikle dünya lideri değilsin evlat ! Dünya lideri diyorsanız birine, O kişi mutlaka binbir eziyete “gülümseyebilen” biri olmalıdır! Ağlıyorsa , lider değildir ! Şikayet ediyorsa , lider değildir! Keşke diyorsa, lider değildir, Ama ..diyorsa lider değildir ! Korumalarla dolaşıyorsa, onu bunu tehdid ediyorsa, şunla bunla sidik yariştiriyorsa, değildir O lider , Yok öyle birşey! Bir dünya lideri çıkacaksa, O anadoludan çıkacak ! Onun bunun evinde , hocaların gözetiminde, zenginlerin beslediği hazır sofralardan, mecbur ve gariban çocuklardan değil ! Zorunlu biat edenlerden değil ! Cafeteryalardan, diskolardan da değil ! Kışlalardan da değil ! Yok öyle bir şey ! Gülmesini sevmesini kahkaha atmasını , para biriktirmesini , müzik çalmasını bilen , Herkesle ( dinli dinsiz kadın erkek , türk veya brezilyalı ) konuşmayı - sohbet etmeyi seven birisi olacak… Mektup yazmayı bilen birisi olacak. Her sabah her şeye rağmen inadına uyanan biri olacak. Ve emrinde , ÖYS de birinci olmuş akıllı insanları çalıştıracak, beraber çalışaçak !…J Kömür madeninde işçilerle beraber 12.30 da peynir ekmek yiyecek biri olacak mesela… Spor yapan, parklarda yalnız koşabilen, işe bisikletle giden biri yani…. Şimdi , başta sevgili oğlum, ve tüm cihanı alem…; Sizin DÜNYA LİDERİ dediğiniz kişi , böyle biri mi ? Ne eğitim ne üniversite dedim… Ne felanca kurs ne felanca grup/ organizasyon taraf oluşum dedim... Onlar ufak ayrıntı…. Kahkaha atamayan biri, DÜNYA LİDERİ olamaz ! Yok öyle bişey,Yok ! Çünkü Gülümsemek, Hayata inat BİR EYLEMDİR ! Çünkü " Buna da Eyvallah" diyip gülümseyebilmek, Tarihi kişilere, dünya liderlerine mahsustur. Senin benim beğendiğim " protokol " ehlinin harcı değil ! Caner Kardeşseven. 9 Yorum bağlantısı
Haşmet Güngör 30 Mayıs 2015 Paylaş 30 Mayıs 2015 (düzenlendi) Güzel rüya görmüşsün Caner bey İnşallah çıkar öyle biri. 30 Mayıs 2015 tarihinde Haşmet Güngör tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven 15 Haziran 2015 Yazar Paylaş 15 Haziran 2015 (düzenlendi) Fabrikaların çoğunda buhar kazanları vardır, buhar üretmek ve mesele sütleri pişirmek için.. O buhar kazanlarına kimyasal madde satıyorum. Kazanın içinde biriken kireçleri, demir tortularını çöktürmek için. Sonra kazancı gelir , dibindeki vanayı açar ve pislikleri atar... Birde sene de 1 veya 2 senede 1 komple vanalar açılır içi komple temizlenir. O zaman o kazan 30 yıl gider. Yoksa 4-5 sene sonra eline alırsın. Fırınlarda hamur kazanları her 2-3 güne bazıları hergün komple temizlenir. Arta kalan eski hamurlar sıyrılır atılır. Yapmazsan çalışmaz mı? Yooo?? Gene çalışır...da , pis olur adamım... Arabaların yakıt deposunda zamanla biriken çamuru sanırım siz benden iyi bilirsiniz. Hele ordan burdan yakıt alırsan... Sanırım Otomobil ile ilgili herkes bilir: deponun dibini çektirmeyin derler..enjektörler vs arıza yapar... bazı kalender adamlar temizletirler... Benzinliklerde de böyledir: kimi zaman yakıt depolarının içini temizletirler.. Lojistikte de böyledir: Ara sıra tüm malları çıkartıp şöyle bir temizlik yapılır... Çok kere fare pisliklerine bile rastlanabilir, klorakla fıstık gibi temizlenir... O hesap, anladın sen, mide- bağırsak ciğer vs ne arta kalan tortular varsa atmak yollamak lazım... Senede 1 kere, o ilaç artıklarını, ıvır zıvırları " tahliye " etmek gerek.. Tam fayda için , girişleri de kesmek lazım. Stok sayımı ve depo temizliği yapılırken, mal satışı olmaz, bi durdurulur ticarette değil mi? Ha....1 nokta daha var: Kamyon yazısıdır: " Hayvan açken, insan tokken kudurur"... Sağlığınız müsaitse, vücudunuzu resetleyin derim. Ruhunuz az biraz kıvransın sonra da ferahlasın derim.. Tutana da tutmayana da bin selam olsun, Orucunuz mübarek olsun. 15 Haziran 2015 tarihinde Caner Kardeşseven tarafından düzenlendi 27 Yorum bağlantısı
Abdurrahman Balaban 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Ramazan başkadır, ruhunu da resetler insanın..Gelişi sevinç, gidişi hüzündür 5 Yorum bağlantısı
Misafir 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Bir hatırlatma da benden; Özellikle açken, insanoğlunun "ruh öküzü" kudurur, insana olmadık işler yaptırmaya kalkar. Kavgalar, kazalar hep onun eseridir. Oruç aynı zamanda bu ruh öküzünün dizginlenmesini de amaçlar. Tüm oruç tutacak arkadaşlara tavsiyem, "ruh öküzleri"nin ortaya çıkacağı anlarda bunun farkına varmaları ve onu dizginlemeleridir. Yorum bağlantısı
Emrullah Aydoğdu 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 " Hayvan açken, insan tokken kudurur"... Bayıldım. 1 Yorum bağlantısı
Misafir 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Yüce Allah tutacakların yardımcısı olsun. Tutmak isteyip tutamayanlara gayretler, tutamayacak olanlara selametler versin. İnşallah tutanı da tutamayanı da bu sabrın sadece yemek yememekten ibaret değil, her türlü dünyevi açlığa dayanabilme, nefsini koruyabilme, lüksü şatafatı mütevaziliğe çevirme erdemine sahip kullarından eylesin. Saygılarımla Yorum bağlantısı
Lokman Ceritlioğlu 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Hoş geldin Ramazan, hayırlısıyla sıkıntısız, sağlıkla orucumuzu tutarız inşallah. 4 Yorum bağlantısı
Yalçın Dağlıoğlu 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 (düzenlendi) Yüce Allah (CC) Hzleri nefse: “Ben kimim, ve sen kimsin?” diye sordu Nefs cevap verdi: “Sen sensin, ben de benim” Nefs, Allahü Teala (CC) Hzleri’nin huzurunda senlikbenlik davasında bulunduğundan beri bu davayı bırakmamıştır Bunun üzerine Hak Celle ve Ala Hzleri nefse hışım eyledi ve o hışmın pırıltısından Cehennem yaratıldı Buyurdu ki: “Cehennemi üç bin yıl yaksın ve ısıtsınlar” Cehennem öyle karardı ve karanlık oldu ki, cehennemin içinde göz gözü görmez oldu Ve iyice ısındı Hak Teala (CC) Hzleri’nin buyruğu ile nefsi Cehennemin içine attılar Orada bin yıl yandı Sonra Cehennemden çıkararak Hakk’ın (CC) huzuruna götürdüler, yine soruldu: “Ey nefs! Bildinmi? Sen kimsin? Ben kimim?” Nefs yine cevap verdi: “Ben benim, Sen sensin” Hak Teala (CC) Hzleri buyurdu, bin yıl daha Cehennemde yaktılar Yine aynı soru soruldu ve aynı cevap alındı Götürüp bin yıl daha yaktılarCehennemde azab ettiler, aynı cevabı tekrarladı Görüyor musun? Nefsi emmare üç bin yıl Cehennemde yandığı halde senlikbenlik davasından vazgeçmedi Bu defa Hak Teala (CC) Hzleri gıdasının kesilmesini irade buyurdu, gıdasını kestiler Aradan üç gün geçmeden nefs feryada başladı “Beni Rabbıma götürün” dedi Cehennem ehli buna şaşıp kaldılar Kendi kendilerine: “Bu ne acep sırdır ki, bu nefs üç bin yıl Cehennemde yandı, türlü türlü azaplar gördü de bir kere ‘Rabbim Sensin’ demedi, Senlik benlik davasından vaz geçmedi, üç gün gıdası kesilmekle ‘Beni Rabbime götürün Bana mevlam gerektir, başka hiçbir birşey gerekmez’ demeye başladı” Cehennem Malikleri Hak Teala Hzlerine niyaz ettiler: “İlahi Sen Allamül Guyubsun (CC) (Gaibleri bilicisin) Şu nefs cehennemde üç bin yıl yandı da hiç kimseye baş eğmedi Şimdi üç gün aç kalınca ‘Beni Rabbime götürün’ diye feryada başladı” dediler Hak Teala (CC) Hzleri nefsi Huzuruna getirmelerini irade buyurdu ve nefse sordu: “Ya nefs! Bildin mi? Ben kimim ve sen kimsin?” Nefs bu defa şu cevabı verdi: “Sen benim Mevlamsın ben senin zaif kulunum” Hak Teala’nın (CC) nefse bu şekilde muamele yaptırmasından muradı, nefsi açlıktan başka hiçbir şeyin acze düşüremeyeceğini ve kulluk maksadının yerine getirilemeyeceğini bildirmektir Şunuda iyi bil ki, az yemek gönlü saflaştırır Nefsin karanlık ve bulanıklığını giderir Kişinin zihni pak ve kuvvetli olur Gönül yumuşak olur Açlık kişinin gafletini giderir (ALINTIDIR) Bu makaladen hareketle, açlık insanın Rabbini bilmesi yolunda bir yol gösterici olup; Bu sebeple Resülüllah (SAV) Efendimiz: “Amellerin efendisi açlıktır” buyurmuşlardır . Cihan Peygamberinin (S.A.S) hayatında da Açlık üzerine çok fazla misal vardır. 15 Haziran 2015 tarihinde Yalçın Dağlıoğlu tarafından düzenlendi 6 Yorum bağlantısı
Misafir 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Mübarek günlere varmanın sevincini yaşamaktayız.Rabbime şükürler olsun.. Yorum bağlantısı
İsmail Pınar 2 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Ramazan ayı bir başka güzel. Ramazan atmosferini seviyorum. İnşallah herkes gönlünce güzel bir ramazan yaşar. Oruç tutana da tutmayana saygı gösterelim. Şimdiden hayırlı ramazanlar. 2 Yorum bağlantısı
Haluk Şentürk 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 İnşallah Ramazan Ortadoğu' ya da gelir.Her gün kan, şiddet, vahşet!!! 2 Yorum bağlantısı
Serhan Gürbüzol 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Rabbim feyz i ve bereketi ile gelip bizleri şereflendiren Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını nasip eylesin, şimdiden mübarek olsun ümmeti Muhammede.... 3 Yorum bağlantısı
Fatih Keskin 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Hayırlısı olsun. Sıcaklarda biraz zorlanıyoruz ama bayrama çıkmanın tadı bambaşka. 1 Yorum bağlantısı
Servet Aydın 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Hayırlısı olsun. Sıcaklarda biraz zorlanıyoruz ama bayrama çıkmanın tadı bambaşka. Pejonun klima iyi soğutuyormu 2 Yorum bağlantısı
Fatih Keskin 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Pejonun klima iyi soğutuyormu 6. kademede çok iyi. 1 Yorum bağlantısı
Serkan Toker 15 Haziran 2015 Paylaş 15 Haziran 2015 Hayırlısı olsun. Sıcaklarda biraz zorlanıyoruz ama bayrama çıkmanın tadı bambaşka. Şehirlerarası yolculuk icat edelim de ocak ayında kaza ederiz.. 1 Yorum bağlantısı
Fatih Keskin 16 Haziran 2015 Paylaş 16 Haziran 2015 Şehirlerarası yolculuk icat edelim de ocak ayında kaza ederiz.. Suvas olu mu? 1 Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven 15 Temmuz 2015 Yazar Paylaş 15 Temmuz 2015 Kıran kıran rekabet içinde el kadar cocuklar satranç turnuvasında.. kimi özel eğitimli kimi kursiyer kimi kara yaka... Dışarda babalar anneler, ağır ve vakur olgun takılıyor lakin.. Bir tatmin olmuş cinsellik hissi içinde sevinçler var, cocuklarin galibiyetinde.. Böyle bir ortamda, puanların madalyaların kupaların heyecanı içindeydik gecen hafta... Derken beklenen oyuncuların maçı uzadı da uzadı ... 8 yaşında bir kız cocugu ile 10 yaşında bir erkek Çocugu kapışıyorlar, Allah ne verdiyse... Bilgi zeka sabır alay hepsi var ... Salona girmek yasaksa da cam Çerçeveli yapını etrafından ana babalar bilhassa bu masaya odaklanmış haldeler... kız kaleyi sağlam yere koydu. onuda fil ile destekledi zaten, kimse yiyemez.. sonra yapacağı şey belli. Veziri getirecek. Sonra da o veziri şahın onüne çekip , " Şah " diyecek... Oğlanın vakti kalmadı. bu tehlikeyi gördü... Biseyler mırıldandı... sonra kendi yuzune ufak bir tokat atıverdi... Biz sandık ki pişman oldu son yaptığı boş hamleden velakin iş öyle değilmiş.... Gelin , kızdan öğrenelim ne oldugunu... kız kaleyi koyunca, oğlan ona şöyle der : Babam beni dövecek... kız: anlamadım, ne dedin? oğlan kendine ufak bir tokat atar...: Babam diyom, gene dövecek beni... Bunu duyan kız fil korumasını kaldırır. kız kaleyi ceker...Ablukayı kaldırır yanı.. Oğlan icin bu hala yeterli değildir. Kız veziri sacma sapan bi yere koyar.. Oğlan " yapma! babam notasyondan ( hamlelerin yazıldıgı not kağıdı ) okur anlar , başka bişi yap " der.. kız gider cocugun atını yer derken.. Oyuna denge gelir.. En nihayetinde kız , oğlana beraberlik teklif eder, oğlanda kabuş eder. Tam puan yerine yarım puan alır kız.... Dışarı çıkınca , kızın annesi sorar " ne ettin sen oyle yavrum?" kız da boylece ne oldugunu anlatır... Oğlan başı eğil babasını yanına gider, yarım puan aldığını soyler..Adam el kol hareketi yapar..töbe töbe allam sen bana akıl fikir ver nası yenemzsin onu ya...der... yarım saat sonra odül toreninde pek çok kisiye madalya kupa o bu su verilir ama, kızlara özel tesvik maksatlı extra bir madalya daha verilir.. İŞte o zaman ip kopar ! Kizin annesi, o kizlara mahsus madalyayı aldığı gibi soluğu o herifin masasında alır ! Bağıra bağıra : " BU madalyayi kızlara veriyorlar al, al da madalya gör ! Boynuna takarsın ! " ...der.. Adam ayaklanır, noluyoz lan sen kimsin ki bana ... demeye kalmaz , kadın ikinic lafını eder: " Utanmıyorsun değilmi el kadar cocuğa dayak atmaya?? Senin erkekliğin anca bu el kadar cocuga yeter ! al istersen sana bi de kupa yaptırayım ! nolacak lan nolacak !!!" der.. Bu pazar günüydü bu.. araya uc bes kişi girer.. mubarek ramazanda yapmayın etmeyin derler.. Adama da bak gene gidip oğlanı dövme lan olur mu? deyip yollarlar... Bu velvele içinde..en acı olan olay neydi biliyormusunuz sevgili ford club üyeleri..??? O 10 yaşındaki oğlan var ya... ha işte..o oğlan , o kavga esnasında, babasına değil, o kadının bacagına sarılmıştı. Korkuyordu lan babasından.. Kendi öz babasından korkuyordu bilader... Döver diye... Gerçi onun spor hayatı bitti, o adamda daha zor gelir bundan sonra müsabakalara ama..neyse... Çocugunuz sonuncu olsun. Ama sizi sevsin. Yaşamayı sevsin. eğlenmeyi sevsin. Gülmeyi sevsin... Kaptırmayın kendinizi... Geçen sene, oğluma beni taklit etmesini istemiştim. Megerse ne berbat biriymişim... Nasıl da kötü kötü bakmıştı etrafına, beni taklit ederken... Siz iyi oldugunuz sanabilirsiniz, iyiliği için yaptıgınızı sanabilirsiniz ama aslında zehirliyorsunuzdur.. Zor hayata hazırlamak bu değil, bilesiniz... Zehirlemeyin. O sizin kiziniz, O sizin oğlunuz. Sadece sizin... ( Nadan Dana = farsçadır.Bilgisiz bilgi..cahil alim gibi...) 12 Yorum bağlantısı
Recommended Posts