Misafir 19 Mart 2010 Paylaş 19 Mart 2010 100 de 100 Türk malı bir otomobil için sıfırdan araç imal edip daha sonra seri üretime geçme fikrinin yanlışlığını etox ta ve imza da gördük.Yapılması gereken, bir Türk yabancı bir otomotiv firmasını satın alacak. Çalışanlar her ne kadar yabancı olsa da o firma yönetimiyle artık bir Türk firması olacak. Daha sonra büyüyecek büyüyecek Türkiye'ye de bir fabrika açacak ve böylece %100 Türk malı bir otomobile sahip olabileceğiz. +26 Kesinlikle katılıyorum. Bunun olabilecek en iyi mantığı bu, yoksa yerli üretim renault ve bir çok firma'nın ülkemizde fabrikaları mevcut. Aynen öyle. Atatürk'ün vefatının hemen ardından, onun fotoğraflarını Türk Liramızdan çıkaran zihniyet, onun projelerini de batırmak için elinden geleni yapmıştır. Buna da tamamen katılıyorum. Eğer Atatürk bir on yıl kadar daha yaşasaydı, ülkemiz şu an çok farklı yerlerde olabilirdi. Onun vefatının ardından onu halk'a unutturmak için herşeyi yapan bir yönetim yüzünden belkide şu an bu durumdayız. Yorum bağlantısı
Muhittin Kaplan 19 Mart 2010 Paylaş 19 Mart 2010 Üretilip Belli Bir Noktaya Gelmiş Ürünlerde Haklısınız, Velhasıl ilkkez ülke sınırları içerisinde ihtiyaç olan/olacak ürünleri/hizmetleri bir şekilde devletin üstlenmesi gerekiyor. Hakan Cevabını Vermişsin ama bende tekrarlayayım RAKI Yorum bağlantısı
Murat Dere 20 Mart 2010 Paylaş 20 Mart 2010 Muhittin hocam, Baktik bu devirde iki tane kar eden sey var, biri haci hocalik, digeri libosluk. Izmir ayrani ile haci hocalik gitmedigine gore, dedik ki trendi yakalayalim libo$ olalim. Fena mi etmisiz ? İşte buna içerim... ayranı. Yorum bağlantısı
Selçuk Baysal 20 Mart 2010 Paylaş 20 Mart 2010 İnsan böyle durumlarda ne desemde içimdekileri anlatabilsem diye düşünüyor. Bir cümleye başlıyor olmuyor,diğerine başlıyor yetersiz kalıyor. Bir daha bir daha derken cümleler yığını kaplıyor bütün zihnini. Ne diyeyim lanet olsun "Devrim"in akıbetinde pay sahibi olanlara... Yorum bağlantısı
Guest Mertol Kip 20 Mart 2010 Paylaş 20 Mart 2010 Devrim in geçmişi ne ki akıbeti ne olsun? Faşist idarenin emri ile üç beş mühendisi gece gündüz çalıştırıp onun bunun motor bloğunu kestirip şasesini oradan buradan kopyalayarak yaptığı ve sonrada salaklığın dibine vurarak benzin koymadığı bir arabanın neyini savunacağız? Herşeyden önce o dönemde o tip bir arabaya Türkiye'nin ihtiyacı yoktu ki onu yapsınlar ve başarıya ulaşsın? Hala da ihtiyacımız yok. Yorum bağlantısı
Serkan Toker 20 Mart 2010 Paylaş 20 Mart 2010 Benzin konulmaması trende kıvılcım sıçraması sonucu meydana gelebilecek yangından korunma amaçlı diye biliyorum. Sonradan ikmal yapılmaması da heyecandan olabilir. O kadar emek veripte beğeniye sunmak ekipte aşırı baskı yaratmıştır herhalde...Nasıl olursa olsun ortada ciddi emek ve çaba var bence... Yorum bağlantısı
Selçuk Baysal 20 Mart 2010 Paylaş 20 Mart 2010 (düzenlendi) Devrim in geçmişi ne ki akıbeti ne olsun? Faşist idarenin emri ile üç beş mühendisi gece gündüz çalıştırıp onun bunun motor bloğunu kestirip şasesini oradan buradan kopyalayarak yaptığı ve sonrada salaklığın dibine vurarak benzin koymadığı bir arabanın neyini savunacağız? Herşeyden önce o dönemde o tip bir arabaya Türkiye'nin ihtiyacı yoktu ki onu yapsınlar ve başarıya ulaşsın? Hala da ihtiyacımız yok. Size kesinlikle katılmıyorum,bu yorumunuzun da tamamıyla siyasi olduğunu düşünüyorum.Dönemin idaresini sevmiyor ve desteklemiyor olmanız tabii ki ben ilgilendirmez,ancak bu konuya objektif bakmanızı engellediği açık... Düzenleme nedeni: İmla Hatası 20 Mart 2010 tarihinde Sel tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 20 Mart 2010 Paylaş 20 Mart 2010 Ya yaparsak diyerek yapmışlardı, ya yapmaya devam edebilselerdi ... En azından şirketine nakit para sokmaya çalışan süpürge motorlu laylon araba üretenlerden iyidir. Yorum bağlantısı
Amaç Keskin 21 Mart 2010 Paylaş 21 Mart 2010 ecnebi bir memleketi ziyaretimde çölün ortasında seralarda binbir zorlukla ve çok çok yüksek maliyetlerle domates ürettiklerini görünce "neden bizden almıyorsunuz, bizde üç otuz para bunlar ?" demiştim, cevap: " mümkün olduğunca dışa bağımlı olmamaya çalışırız!" haa, bu konu gıda ile ilgili dersenizde, yemeyip içmeyip araba almaya çalışan çok kişi gördüm Yorum bağlantısı
Muhittin Kaplan 21 Mart 2010 Paylaş 21 Mart 2010 Biz burada iyi gemiler yapmalıyız. Eğer başarabiliyorsak k Yorum bağlantısı
Okay Çetinkaya 21 Mart 2010 Paylaş 21 Mart 2010 Biz burada iyi gemiler yapmalıyız. Eğer başarabiliyorsak k Yorum bağlantısı
Amaç Keskin 21 Mart 2010 Paylaş 21 Mart 2010 Biz burada iyi gemiler yapmalıyız. Eğer başarabiliyorsak k Yorum bağlantısı
Guest Fehmi Bi 21 Mart 2010 Paylaş 21 Mart 2010 filmi ilk çıkıtgı zaman izlemiştim .işte Türkiye'nin gelişememe sebebi bugün içinde geçerli içerde çekemeyenler ve medya toplulugu .hiç bir başarı cezasız kalmaz. Yorum bağlantısı
Guest Mertol Kip 21 Mart 2010 Paylaş 21 Mart 2010 Size kesinlikle katılmıyorum,bu yorumunuzun da tamamıyla siyasi olduğunu düşünüyorum.Dönemin idaresini sevmiyor ve desteklemiyor olmanız tabii ki ben ilgilendirmez,ancak bu konuya objektif bakmanızı engellediği açık...Düzenleme nedeni: İmla Hatası Katılmayabilirsiniz ancak o yorum siyasi yada önyargılı falan değil. Üç beş general 8-10 her kademeden subay yan yana gelip seçilmiş iktidarı devirip yerine kafalarına göre bir yönetim şeklini dikte edecekler, bu da yetmeyip YAP dediğinde yapılan bir otomobil üretmeye kalkacaklar. E o üretimin başarılı olamaması son derece doğal. Otomobil üretmek bugün bile YAP dediğinde olacak şey değil. Emirle olacak işler değil bunlar. Aksine siz duygusal yaklaşıyorsunuz bense tamamen objektif ve tarafsız gözle bakıyorum. Birşeyler üretmek emir komuta zinciri içerisinde sınırlı zaman ve neredeyse hiç denebilecek imkanla olacak iş değil. Hele ki paşa korkusuyla otomobil yapmak falan tamamen zaman kaybı. Herşeyi yaparsın benzini olmaz adam kalkar "Garp kafası ile otomobil ürettik şark kafasıyla benzin koymadık desenize" der ve olay orada kapanır gider. O kadar emek ve kaynakta boşa gider işte böyle.. Sonrada yıllar sonra oturulur ve komplo teorileri üretilir. Hatta o filmin devamı da var. Aynı zihniyet yıllar sonra kalkar taunus motorunu Tuzla bakım atolyesinde jeep cj5 den devşirdiği ucube bir kaoserin üzerine oturtup askeri araç üretmeye kalkar o da elinde patlar.. O kadar uzak bir zamandan değil 1998 yılından bahsediyorum. Demekki 40 senede anlaşılamamış yanlışın nerede olduğu. Bu iki örnek YAP dediğinde otomobil yada tırtırlı araç üretilemeyeceğinin örnekleridir. Atıl kurt seviyesine indirilemeyecek bir iştir otomobil üretmek. Biz burada iyi gemiler yapmalıyız. Eğer başarabiliyorsak k Yorum bağlantısı
Muhittin Kaplan 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 konuyu iyi analiz etmişsin Mertol, Zamanındaki Japonların (Tapon Malı) ve şimdi Çinli lerin (Çin Çakması) yaptığını biz o zaman yapacaktık.birilerini taklit edecektik. keşke yapabilseydik. Amaç, evet birşeyler yapmamız lazım (geçmişte olduğu gibi dışarda daha ucuz diyerek fab. kapatmayarak) örnek verelim domates tohumu yetiştirmeliyiz. yada mısır ama verimli olmalıki alıcısı olsun. Bunu ilk etapta sermaya yapmaz çünki sermaye kısa vadede kar amaçlar. burada görev devlete düşer. ha bunu subv. yada desteklerle yada kitler le yapar ama ilk etapta devlet yapar. bu geçmişde de böyleydi şimdi de böyle. adamlar aracı yapmışlar. belki 5 yıl 10 yıl zarar ederdin, blokları keser kopyalardın. peki sonra "Birşey Yapmalı Fark Yaratmalıyız" Yorum bağlantısı
Guest Mertol Kip 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Birşey yapılması gerektiği konusunda seninle hemfikirim ama yapılması gereken şey öncelikle insankaynağını gelişitirmek olmalıydı. Seninle ayrıştığımız noktada burası. Kopyalayacaksan adamın ürününü değil sistemini kopyala ve onu geliştir. O zaman Gürsel paşa devletten kafası çalışan 60 tane mühendisin 10 tanesini ingiltereye, 10 tanesini japonyaya, 20 tanesini almanyaya kalan 20 tanesinide amerikaya gönderip bunları 5 sene çalıştıracağım, orada okuyacaklar, kendilerini geliştirecekler, işin sistemini öğrenecekler ve sonrasında Türkiye'ye geri dönüp kuracağım şu fabrikada görev alacaklar ve araba üreteceğiz, uçak üreteceğiz demiş olsa ve bunu hayata geçirmiş olsa onun ellerinden öperdim. Ama bu konuda en ufak bir tecrübeye sahip olmayan 3-5 mühendisi aynı odaya doldurup hadi bakalım araba yap demek 5 yaşındaki çocukları odaya doldurup hadi bakalım alın size kum bana bundan kale yapın demek kadar bile ciddi bir iş değil. Sen japonların ne yaptığını düşünüyorsun bilmiyorum ama japonlar kopyalayarak falan birşey üretmiş değiller. Bak bakalım 2nci dünya savaşından önce kaç japon amerikaya, almanyaya eğitim için gidip, dönünce A6M, Aichi ve nakajimaları üretmek için mitsubishi fabrikasında çalışmış. Kaldı ki yukarıda adını yazdığım uçaklardan birinin anlamı 97nci tip uçak ötekinin anlamı 99ncu tip uçak. Bu isimler bile o işlerin o kadarda kolay olmadığını anlatmaya yeterde artar bile. Türkiyede otomotiv sektörü gelişti gelişti diye bir söylem var ama hala krang dökülemiyor. Neden? Çünkü yeterli teknoloji ve altyapı yok. Kranglar ispanyada hazırlanıp Otosan mühendislerinin kısmen burada tasarladığı 5 silindirli 200 hp transitlerde kullanılıyor. Yorum bağlantısı
Salim İmamoğlu 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Ben büyüklerimin yazdıklarını dikkatlice okudum biraz bilgim vardı birazda sizlerin bilgileriylen eksiklerimi tamamladım.O zamanda imkanlar o kadar elverişli değildi eğitimde çok yüksek değildi teorik bilgide azdı.Peki ya şimdide öylemi Mertol abi şuan için bile gerekmiyor diyosun yerli bir otomobil yapamaz mıyız?Şimdide mi eğitimsiziz.Bugün baş koysak devletin o zamanda yaptığı desteği şu zamandada yapsa hatta o zamandan daha iyi destek olunur inanıyorum ki Türk mühendisiylen-teknikeriylen-tekniisyeniylen yerli bir otomotiv yaparız. Yorum bağlantısı
Salim İmamoğlu 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Hakan abi zaman içerisinde sanayisini kursak varsayım x diye yaptık üretime koyduk birden olucak iş değil zamanla yerine otursada,mertol abinin dediği krangı bile dökemiyoruz ispanyada yaptırıyoruz bunu engellesek kötümü olur.Zamanla dışa bağımlılıktan kurtulsak. Yorum bağlantısı
Salim İmamoğlu 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Dışa bağımlı olmayan ülke mi var? Kendi malını kendin üretmen güzel; ama, nasıl ki biz ihracat yapıyosak, ithalat da yapacağız. Yoksa biz çalışırız, eller yer Eksik yazdım dediğin doğru dışabağımlı olmayan ülke yok.Ama neden otomotiv denince akla ilk Almanya geliyorda Türkiye gelmiyor.Biz otomotivde kendimize bu kadar güvenirken geri planda kalmamı benim hoşuma gitmiyor. Yorum bağlantısı
Hakan Baha 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Ben filmi izleyince çok etkilenmiştim. O zaman bu adamları engelleyen hastalıklı ve mandacı zihniyet Türkiye'de şu anda da var ve her zaman olacak. Ama tabi mesela illa otomobil üretmek değil. Önemli olan en iyi üretebileceğimiz şeyi üretmek. Ama tabi en iyi üretilecek şey derken arpadan buğdaydan bahsetmiyorum (hoş biz onları da en iyi üretenlerden değiliz artık). Burada maksat otomobil gibi katma değeri yüksek şeyler üretebilmek. Bu uçak da olabilir hatta elektrikli süpürge bile olabilir. Bir ülkenin ekonomik gücünün ve parasının değerinin altında sadece o ülkenin üretim gücü yatar. Yorum bağlantısı
Guest Mertol Kip 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Birsürü şey birikmiş. 1- Almanyanın o konuda farklı olduğunu size düşündüren nedir? VW nin kranglarıda ispanyada üretiliyor. Ford ların piston kolları da. 2- Herşeyi kendiniz yapamazsınız. Yaparsanız benim porsche projesi gibi yatar. 3- Otomobil katma değeri yüksek olan bir ürün değilki. Onu kim nereden uydurdu bilmiyorum ama otomotiv sekötür öyle kar marjlarının yüksek olduğu bir sektör olmuş olsa zaten ne GM i ne de Ford un ekonomik güçlüklerini konuşuyor olurduk. Size 30 bin liraya sattıkları aracın yarısından fazlası vergi zaten. Geri kalan 15 bin liradan distribütör, aracı taşıyıp pazara taşıyan lojistikci, üretici tedarikci vsvsvs hepsi para kazanacak. O aracın maliyetini net hesaplamaya kalkarsanız karşınıza 5ile 7 bin lira arasında komik bir rakam çıktığını görürsünüz. Dolayısı ile öyle katma değeri yüksek bir sektör falan değil otomotiv sektörü. Yorum bağlantısı
Selçuk Baysal 22 Mart 2010 Paylaş 22 Mart 2010 Birşey yapılması gerektiği konusunda seninle hemfikirim ama yapılması gereken şey öncelikle insankaynağını gelişitirmek olmalıydı. Seninle ayrıştığımız noktada burası. Kopyalayacaksan adamın ürününü değil sistemini kopyala ve onu geliştir. O zaman Gürsel paşa devletten kafası çalışan 60 tane mühendisin 10 tanesini ingiltereye, 10 tanesini japonyaya, 20 tanesini almanyaya kalan 20 tanesinide amerikaya gönderip bunları 5 sene çalıştıracağım, orada okuyacaklar, kendilerini geliştirecekler, işin sistemini öğrenecekler ve sonrasında Türkiye'ye geri dönüp kuracağım şu fabrikada görev alacaklar ve araba üreteceğiz, uçak üreteceğiz demiş olsa ve bunu hayata geçirmiş olsa onun ellerinden öperdim. Ama bu konuda en ufak bir tecrübeye sahip olmayan 3-5 mühendisi aynı odaya doldurup hadi bakalım araba yap demek 5 yaşındaki çocukları odaya doldurup hadi bakalım alın size kum bana bundan kale yapın demek kadar bile ciddi bir iş değil. Sen japonların ne yaptığını düşünüyorsun bilmiyorum ama japonlar kopyalayarak falan birşey üretmiş değiller. Bak bakalım 2nci dünya savaşından önce kaç japon amerikaya, almanyaya eğitim için gidip, dönünce A6M, Aichi ve nakajimaları üretmek için mitsubishi fabrikasında çalışmış. Kaldı ki yukarıda adını yazdığım uçaklardan birinin anlamı 97nci tip uçak ötekinin anlamı 99ncu tip uçak. Bu isimler bile o işlerin o kadarda kolay olmadığını anlatmaya yeterde artar bile. Türkiyede otomotiv sektörü gelişti gelişti diye bir söylem var ama hala krang dökülemiyor. Neden? Çünkü yeterli teknoloji ve altyapı yok. Kranglar ispanyada hazırlanıp Otosan mühendislerinin kısmen burada tasarladığı 5 silindirli 200 hp transitlerde kullanılıyor. Birsürü şey birikmiş.1- Almanyanın o konuda farklı olduğunu size düşündüren nedir? VW nin kranglarıda ispanyada üretiliyor. Ford ların piston kolları da. 2- Herşeyi kendiniz yapamazsınız. Yaparsanız benim porsche projesi gibi yatar. 3- Otomobil katma değeri yüksek olan bir ürün değilki. Onu kim nereden uydurdu bilmiyorum ama otomotiv sekötür öyle kar marjlarının yüksek olduğu bir sektör olmuş olsa zaten ne GM i ne de Ford un ekonomik güçlüklerini konuşuyor olurduk. Size 30 bin liraya sattıkları aracın yarısından fazlası vergi zaten. Geri kalan 15 bin liradan distribütör, aracı taşıyıp pazara taşıyan lojistikci, üretici tedarikci vsvsvs hepsi para kazanacak. O aracın maliyetini net hesaplamaya kalkarsanız karşınıza 5ile 7 bin lira arasında komik bir rakam çıktığını görürsünüz. Dolayısı ile öyle katma değeri yüksek bir sektör falan değil otomotiv sektörü. Mertol Bey,konuya bu noktadan baktığımda size kesinlikle katılıyorum.Şahsi olarak bu işlere daha duygusal ve heyecanlı yaklaştığımı da kabul ediyorum,ancak bu konulara çok üzülüyorum,yani ne bileyim bir şeylerin farklı olmasını istiyorum sebep o yani Zamanımız hamaset değil rasyonalite zamanıdır. Ona göre değerlendirme yapmak lazım. Herşeyi vatan, millet, Sakarya boyutuna taşırsak bu işin sonu gelmez. Her zaman aklı ve tekniği referans almak gerekir. Kesinlikle her zaman aklı ve tekniği referans alarak,her şeyi vatan,millet,sakarya boyutuna taşımanın da faydalı olacağını düşünüyorum Yorum bağlantısı
Fahrettin Karakoç 3 Ağustos 2010 Paylaş 3 Ağustos 2010 İlk yerli otomobil ''Devrim''in çeşitli olumsuzluklar nedeniyle üretiminin durdurulmasından etkilenen ilkokul mezunu oto tamircisi bir kişi, 2 yıllık çalışarak ürettiği otomobile ''Devrim 2'' adını verdi Haberin detayı Galeri Yorum bağlantısı
Aziz Türkmen 3 Ağustos 2010 Paylaş 3 Ağustos 2010 konu biraz eskimiş ama ben yeni gördüm... bikaç şey de ben söyleyeceğim. Öncelikle o zamanın şartlarına göre değerlendirmek lazım denmiş; evet doğru ancak o zamanlarda güçlü bir devletin güçlü bir sanayi ve öncü bir teknoloji ile var olabileceği biliniyordu. Yani öngörememişler yorumlarına kesinlikle karşıyım. Osmanlı'nın yıkılma nedeni sanayisi ve teknolojisi olmamasıydı. Rafa kalkma nedeni tamamen dış güçlere boyun eğmedir bence... Araba üretmek karlı bir iş değil ne gerek var denmiş. Evet bugün için öyle; ama peki o zamanlar? O zamanlar üreteceğiniz araba sizin dünyada söz sahibi olmanızı sağlayacaktır. Tamam, uygulanan method yanlış, yani YAP deme ile yapılacak iş değil, katılıyorum. Kimi kısımları kopya olabilir, normaldir o zamanın şartlarında. Ama şunu unutmamak gerekir ki, bir şeyi ilk seferde "optimum" yapamazsınız. Önce iş görecek bişeyler yapılır, sonra o zamanla geliştirilir ve her seferinde daha iyi daha yerli bir hal alır. Devrim'in motoru kopya olabilir ama üretime devam edilseydi eğer, ben zamanla tamamen yerli motorunun da üretileceğini düşünmekteyim, desteğin de sürdüğünü varsayarsak... Devletin ticaretle işi olmaz denmiş, doğrudur biryerde kısmen... Ama devlet teşvik eder, ilk adımı atar ondan sonra özele bırakır, devreder, satar. Dolayısı ile; o zamanın şartlarında, araba fabrikası kurulacaksa bu devlet desteği ile olmalıydı. Başka türlü olmazdı zaten. Alper Ekinci arkadaşımız çok güzel demiş, "Biz havacılık sektöründe adamların 70 yıl gerisinde bile değiliz" diye. Çok da haklı çünkü bizim henuz kendi ürettiğimiz 1 tane bile %100 yerli uçağımız yok. Adamlar ürete ürete kendilerini geliştirmiş ve sürekli daha iyi ürünleri çıkarmış durumdalar. Bugun bizim A4 boyutunda ürettiğimiz bir elektronik kartı adamlar 1/10 boyutunda üretebiliyorlar ki bunun nedeni malzeme tedariği fln değil; tamamen müh. tasarımı. Onların da atıyorum bir 50 yıl öncesindeki tasarımları bizim bugünki tasarımlarımız gibi... Araba o zamanlar gerekli veya değildi, karlı ya da değildi; ama o sanayi devrimi için atılmış bir adımdı. O zaman araba üretseydik bir 10 yıl sonra iş makinası üretecektik, bir 10 yıl sonra uçak üretecektik... Tamam herşeyi biz üretmeyelim ama bakarsanız bugünkü duruma biz aslında hiçbirşey üretmiyoruz, hayati öneme sahip. Sonuç olarak, bugün artık bence çok geç kalındı; hem araba üretmek hem de başka ağır sanayi ürünleri üretmek için. Bizler de bunun farkındayız ve diğer ülkerle ortak bişeyler üretmeye çalışıyoruz. Atıyorum arabada yan sanayii yedek parça, veya 2-3 milletin yapacağı ortak bir uçağın bir bölümü, vb gibi. Yapabileceğimiz en iyi şey de herhalde bu, bugünün şartlarında... Yorum bağlantısı
Recommended Posts