Skor Tablosu

İzniniz olursa bende sizleri sıkmazsam fotoğraflarımı paylaşmak istedim. Tabi bunların onbinlercesi var. Kenya ve orta Amerika'daki geziden sonra sırada Hindistan var.

Diğer konudaki gibi teorik olarak değil, gerçekte ne kadar zenginsiniz anketi evinize geldi, hanım koş

Konuyu kapattık biz. Yani hanım, yüzüme doğru kapattı kapıyı. Ben ne yaptım motosiklet aldım. Eylemlerim Türk erkeğinin özgürlüğene kavuşmasına kadar devam edecek.

Evin en küçüğü önden gönderilir ve sorun çözülür

Tuvalette don var.

sen kullanırsan 80 km virajdan sonra zorunlu mola verince pişman olabilirker takipteyiz. imza lacivert çatı

Keşke bende de olmasa. Xenon takıyorum birde arıza uyarısı yakmasın diye direnç röle takıyorum.

Faturam 80 lira geldi diyen olursa varyaaaaaaa

Bizimkiler motorlu karavan ile seyahat etmeyi istiyorlar ama karavanda kalmayı istemiyorlar.

Bu aralar boşladım orayı.

Klima nem alırken aynı zamanda da soğutacak ortamı. Çok verimli birşey olmaz bence.

Senin numarada telefon dolandırıcılık ihtimali diye uyarı veriyor

buyrun benim? hibrit sahiplerine termofor dağıtımına başlamış yerel belediyeler.

Ayvalıkta da yaşıyoruz bu durumu. Şantiyeye geliyorlar yazın erzurumlu arkadaşlar. Kışın kaç oluyor burası falan. eksi 3-4 falan diyorum. Ohooo diyor. Biz erzurumda yaka bağır açık gezeriz kar yağarken diyorlar. Hava artı 2 olup poyraza başlayınca 2 mont giyiyorlar üst üste.

çocuklar küçükken biz de yüksek tutardık. aslında tam tersi olduğunu fark ettik, sıcaklığı özellikle gece yatarken düşürünce ne üstlerini açıyorlar, ne de hasta oluyorlar...

ev içinde kendi atmosfer olayları oluşuyordu, salonlar sıcak,holler sağanak geçişli, odalar mutedil kar yağışlı

Dün yola çıktım. 120 km boyunca sakin gittim. Ortalama tüketim 3,6 litre idi. Sonra baktım yol bitmeyecek. 4,3 ile tamamladım.

22-23 civarı iyi bence, çocuğun hasta olmayacağı ama çok sıcağa da alışmayacağı aralıkta tutmaya çalışıyorum. Sıcak da iyi gelmiyor çünkü, öksürdüğü zaman doktor odası 22 dereceyi geçmesin gece demişti, cam açıyordum serinlesin diye. Ben de oldum olası sıcağı sevmem. Mersin'de Adana'da yediğim sıcak ömür boyu bana yeter zaten. Nem gerçekten önemli bu arada, İstanbul'da belli bi derecenin altında içi üşüyor insanın.

2 türlü yaklaşılabilir, biri teknik diğeri konfor. 2 yıldır apartmanda toplam 6000 m2 alanda köşe bucak çatı bodrum arası sıcaklık ölçümü yapııyorum, insanların konforu hissetme aralığı 0.3C bir değişiyor, mesela 23 C salonda tv izlerken konforsuz iken, 23.7C sıcak, 24.2 oldukça iyi, 25.2 çok sıcak olarak algılanabiliyor. Her bünyeye göre de algı değişir, bazısı 22C yi aşırı sıcak bulabiliyor. Asansörlerde 21-22 arası, salonda 22-23 C arası oldukça makul bir değer. diğer önemli nokta: bağıl nem. bu ortamdaki sıcaklık algısını çok etkiler. İstanbul da 21C soğuk hisseidlir, nevşehirde şortla gezilebilir ISS te ısıtma değil soğutma sistemi ayarı var, pencereyi açmadıkça

17 derecede çocuk üşür. Böyle tasarruf olmaz.

Hanım evde yoksa donsam da pek soba yakmam. Hanım evdeyse 30-35 (belki daha fazla) derece.

Linkteki kadının isyanı. Ben gitsem aynısı olurdum kesin https://www.instagram.com/reel/CjLHCmLqIze/?igshid=MDJmNzVkMjY=

Tamam işte, bizde fotoğraf istiyoruz, ille rakip acente mi kuralım yani?

Rota hesaplanıyor..... Please wait while working....

10 derecelik hava nemle 3 e motorla da eksi 10 a düşüyor. Eksi 270 kelvini gördüm bikere hiç unutmam

Vizyonu dar olan yazmasın konu sıkışıyor

Esenler mi?

Bakıyorum en soğuk ev bizimkiymiş. 19 işaretleyemedim utandım 😅 Isı pompası sonrası nasıl bir ev olacak merak ediyorum..

Pazar acayip kalabalıktı, kestane odun toplayanlar, viraj yapmaya gelen supermotocular vs. Piknikçiler yer konusunda pek seçici değillerdi ama, herkes gördüğü ilk yere çökmüştü Şimdi gitsem her yer çöp kaynıyodur.

3 gün sonra 15 gün kalıyor.

Afiyet olsun kumandayı bmw 520i telefonu sandım.

ekim etkinliğini spa’da mı yapsak acaba

2 yıl uzun bence

Bunu focus için konuşmuştuk. Focus o kadar kötü çıktı ki sabah nasıl çalıştığı ehemmiyetini kaybetti. Ama çözümü bulduk, hava akışmetre bozuk, sorun etmiyorum, değişir düzelir. Sabah baskına gidemedim, daha doğrusu gittimde anlamlı olmadı, kapalı garajdaydı, hava da iyiydi. Normal çalışıyordu. Niye hep ben zararlı çıkıyom lem?

Bir hibrit kadar asla soğumuyor yanmasa da ama merkezi olduğu için dışarısı soğudukça ev fazla ısınıyor, sanırım çatı katlarına göre ayarlanmış bizim sistem 22-24 arası iyi geliyor, 22 altına da inmiyor genelde.

Bana bu ay bile 180 geldi. Geçen yıl bu parayı kışın ortasında yakanlar vardı..

sağanak yağmurda çorabımıza kadar ıslandığımız günün öncesinde, gezi yapalım dedik tepemize indi gökyüzü bastonlu foton elimde... bi bandpass wooferım olsa silebilirm ama ... neyse....

ve akıllı vidayı

2018 ya da 2019 da sanırım yine forumda 40 bin gibi bir fiyat okumuştum. 135 bin o günden bu güne ucuz kalmış Geçmiş olsun. DSG ciler toplansın mı abi?

Konu içeriğini okusaydım 23-24 derece işaretlerdim. Şimdi az fakir olduğum anlaşıldı.

Ya bi dur yaa Öyle pat diye söylenir mi

motor rektefe gerektirdiğinde ben 2. emekliliğime kavuşmuş oluyorum yalnız, haybeye koymamışlar elması, sert ve kusursuz, silindirlerde özel alaşım merak etme sağlam, garantiside var sıkıntı yok... ben bu motoru bozana kadar sen kaçtane batarya değişeceksin onu düşün bence

oldu olacak ayı kürkü giyip igloda oturalım 18C sıcaklıkta lobi gördün mü hiç

Vicdanen rahatsız olduğum için, tahta neden pahalı sorusunun cevabını bildiğim kadarı ile yanıtlamaya çalışayım. 1-Ülkemizde odun hammadesi iki yoldan temin ediliyor. Ülke içindeki ormanlardan üretim yada ülke dışından ithalat. Ülkemizde odun hammaddesi sanılanın aksine en çok yonga levha endüstrisinde kullanılıyor. Sektördeki firmalar son yıllarda oldukça büyük kapasite arttırımları yaparak dünyaya sunta, suntalam, MDF v.b. gibi yonga levhadan üretilmiş ürünler satmaktalar. Bu sektör her geçen gün büyümekte, hammadde ihtiyacı artmaktadır. Firmalar fabrikalarına odun hammaddesi temin edebilmek için devlet ormanlarından üretilen ve açık arttırma ile satışa sunulan tüm parti ürünleri depolardan adeta havada kaparak satın almaktadırlar. Şöyle örnek vereyim. Mesela sizin çek yat imalatı yapan bir atölyeniz var ve imalat yapabilmek için 2. sınıf kaliteli kayın veya çam tomruğa ihtiyacınız var. Devetin orman deposuna gidip ihaleye katılıyorsuz. ( Artık buda elektronik ortama taşındıya neyse ) Siz zannediyorsunuz ki beş altı tane mobilyacı ihaleye katılacak ve fiyat fazla yükselmeden malınızı alıp gideceksiniz. Garip bir olay gerçekleşiyor. Yonga levha üreten büyük bir şirket, odun, lif, kağıtlık ürünlerin tümüne yüksek ücret odeyerek satın alıyor, aldığı yetmiyor, mobilyacının kullanacağı uzun , kısa , kalın ince fark etmez tüm ürün gürüplarını silip süpürüyor. Aldığı bu ürünleride cips haline çevirip aslında çok güzel bir masa olacak tomruğu suntaya kullanıyor. İkinci ihalede elinde malı kalmayan çek yat imalatçısı çok daha agresif davranıp fiyat yükseltiyor. Yükseliyor, yükseliyor ve yine yükseliyor. Nereye kadar ? Taaa ki yurt dışından dolar ile gelen tomruk, yerli üretim tomruktan ucuz kalana dek. 2- Ormancılık sektörü emek yoğun ve iş kazalarında madencilik ile birlikte en tehlikeli sektörlerden birisi. Kanunlarımız gereği köylüye iş veriliyor, yada dikili ihale ediliyor. Her ne şekilde üretim yaparsanız yapın, afganlı kaçak bir işçinin bile bugün sektördeki yövmiyesi 300 tl den başlıyor. Traktörün mazotu, lastiğe dal battı ıvır zıvır herşey masraf. 3-Son olarak kaynak kıt, sonsuz değil. Bir plastik fabrikasında hammadeyi temin edip düğmeye basarsanız fabrika 24 saat çalışıyor. Ormancılık doğaya açık bir işletme. Bazen yağmur yağar malınızı ormandan çıkartamazsınız, bazen kar yağar üç ay ormana giremezsiniz. işçiler parayı az bulur hep sorun hep sıkıntı. Bir çırpıda aklıma gelenler bunlar ancak unutmayın ki, her malın bir de ikamesi vardır. Tahta çok pahalılanırsa ustalar çatıyı demirden yapar. Ancak demir o kadar pahalı ki odun hammaddesi onun yanında ucuz kalıyor. Kuyruğunu ısıran yılan gibi kısır döngü. Allah hepimize sabırlar versin .

Halıdaki tozun %80 kadarı insan derisi parçacıklarından oluşuyormuş... Karavan işine gelirsek bazen bende acaba diyorum, sonra ya bırak şimdi işin gücün yok mu diyorum.. Alınır mı bence alınır da, bizim ne hanım ne bebeler benimle gelmezler. Otele gidip odadan çıkmayıp gazete okuyan bir tipim ben, ben olsam ben de benimle tatile gitmezdim.. Hele hele karavanla hayatta olmaz..

Linki kaydettim, Japonlar sorunsuz diyene göndereceğim artık.

Kıbrıs'ta yapalım. İphone alacaklar için de vesile olur 😆