Skor Tablosu

C320 nin yedek anahtarı yoktu. Yetkili servise gittim dedim anahtar istiyorum, ne kadar dedim bugünün parasıyla 3-4.000 TL ye tekabül eder sanırım. Diyalog şu şekilde oldu: (S servis müdürü, F Furkan) Bu övünülecek bir şey değil olması gerekn bir şey olduğu için rahat rahat kendi hakkımda yazıyorum. F: orjinal yedek anahtardan yaptırmak istiyorum tek anahtarım var ne olur ne olmaz S: Tabi beyfendi, kaskonuz varmıydı? F: evet var S: Hangi kasko dosyayı açalım F: Yok ben kendim yaptıracağım S: Kasko karşılıyordur efendim. F: Ben bu aracı aldığımda anahtarı yoktu, dolayısla kasko şirketinin hakkını yemiş oluruz, cebimden yatıracağım. S: Vallaha helal olsun bu zamanda sizin gibi düşünen yok ( içinden enayi vs gibi şeyler geçtiğini hissediyor insan) İsviçre'de uzun yıllar yaşayan rahmetli babamın askerlik arkadaşıın yanına gitmiştim. Söylediği söz çok manidardı: Furkan buralarda tam manasıyla islamiyet hüküm sürüyor ama müslüman yok, bizim memlekette müslüman dolu ama islamiyet yok.... Başka sözüm yok.

Bir gün, muhasebeden müşterim olan birisi geldi, benim arabaya kasko yapalım dedi. Olur dedim. Ama benim camım kırık dedi, Anlattım, poliçe başladıktan sonra oluşan hasarlar teminattadır, eskiden kırık olan cam takılmaz dedim. bu hırsızlık diyemedim. Gitsem takmazlar mı dedi, takarlar, güvenirler ve takarlar Allianz da güvenir ve öder dedim. Peki dedi. Biraz sonra ama benim çağurluk da boyanacak dedi. Aynı şeyleri tekrar anlattım ve bu sefer, bunun hırsızlık olduğunu, milyonlarca sigortalının hakkını yemek olduğunu söyledim. Bunu söyleyince bana hırsız dedin dedi, küstü, muhasebe işini de aldı bizden

Bu detayı vermen güzel olmuş... Cümlenin sonu kötüye gidiyor sandım

Şahsım adına maaşımı ikiye katlamak için bile ailemin olduğu şehirden gitmedim. Geride ailem olmasa dünyadaki en ateist toplumu bulup içlerinde yaşamak isterim dinimi... Mescitte namazdan çıkıp evli barkli eşi dostu ile zina edenlerden, anlatmaya kalkanlardan... Domuz eti yiyor diye ağzını gere gere konuşup domuz gibi kul hakkı haram yiyenlerden... Giderde gider... Dini dilinden aşağı kalbine indiremeyip şeytanın maskarasi olanlardan... Yetmiyor gibi toplum olarak yozlastik. Sağcısı-solcusu ateisti-müslümanı, kadını-erkegi, genci yaşlısı... Kadın camı açar arabadan pet şişeyi şehrin ortasında fırlatır millet bakar Biri sıranın önüne atlar bak biz bekliyoruz dersin sende gecseydin der... Ama onlarca insan hop demek yerine aptal aptal izler. Eli sopalı olmaktan enerjimi bunlara harcamaktan bıktım.... Karnını doyuramayip donumla mendil yaptım diye öğünlerden bıktım... Bir insan vatanından ayrılmayı kolay kolay istemez...

Benim aklıma geliyor gitmek, sebebi de çoğumuzun dile getirdiği paradan önce yaşam şartları ama hâlâ direnme payım var, anne babamı da bırakıp gidemem sanırım. Umarım gidenlerin tekrar hevesle dönmek isteyeceği günleri görebiliriz. Mevcut yönetim değişse de sihirli değnek yok kimsenin elinde bir günde düzelmez ancak bir yerden de başlamalı. Bir açıdan da gidenler genelde eğitimli kadro, ülkenin vasıf ortalaması düşüyor, bu da kötü.

Öğrenciliğimden beri yurtdışı ile ilişkim oldu, defalarca gittim. Pek dışardan gözüktüğü gibi değil diyebilirim. Hiç kalmaya heveslenmedim. Neden derseniz, biraz aşağılanmaya dayanmayan yapım var, özellikle Almanya ile çok ilgim oldu dilini de, kültürünü de ,iyi bilirim. Tabi eskilerden ve o zamanın şartlarından bahsediyorum. Giden ilk kuşağın çektikleri oldukça acı. Gençlerimize bulurlarsa ki ,eski kitap satıcılarında vardır Günter Wallraff En alttakiler kitabını okumalarını tavsiye ederim. Türk kılığına giren bir alman gazetecinin yaşadıklarıdır. Şimdi değişik mi derseniz. daha yontulmuş diyebilirim. O dönem burada 3. sınıf hatta , köle gibi biri olmaktansa ülkemde 2. sınıf olurum diye düşündüğümü hatırlıyorum . Kalanlar oldu ama oranın standartlarını yakalamayı çok, çok az kişi becerdi. 2 üniversite okudum hocalarımın çoğu yurtdışında master, doktora yapmışlardı ama imkanları olmasına rağmen kalmamışlardı .Forumda da @Mehmet Göktürk hocamız var Amerika da kalabilirdi ama kalmamış. Kendisinden dinlemek isteriz. Bugünkü durum da, bu istemlerin çoğu ,gelecek kaygısı, para kazanma kaygısı diyebilirim. Bence haksız değiller ama her şey de maddiyat değil.

Meclisten dışarı diyeyim de bizim memlekette masrafsız müslümanlık var. Mesela namaz oruç masrafsız. Sakal bırakma falan. Dürüstlük, vergi kaçırmamak, devlet malına göz dikmemek, dardakine yardım etmek, işini hakkıyla yapmak vb bunlar masraflı şeyler. Bunların yani masraflı olanların büyük kısmını şuan gelişmiş olan ülkeler yaptığı için ileriler. Masrafsız taraftaki bizler daha da geri gidiyoruz günden güne. İllaki herkes öyle değil de ortalama bu çıkıyor malesef.

Aynısını cam için yaşadım, serviste orjinal cam taktıracağım diyorum, herkes kaskon yok mu bi çekiç darbesine bakar diyor. Bi cam için ahirette elin Allianz'ına borçlu çıkaraklar adamlara uysak. Çizik gezerim daha iyi.

Yazılanları genel olarak okudum da aynı dertlerden muzdaribiz. Kendi işimi taşıyarak istediğim Avrupa ülkesinde oturum alabilirim, Amerika'da legal şirketim de var. Ama içimden gelmiyor halen, ne kadar dayanırım ben de bilmiyorum. Parasında pulunda da değilim. Sokağa çıktığım an çarpıklıklara boğulmaktan bıktım.

2019 yilinda buna karar vermis ve gerceklestirmis olarak söyle diyebilirim. Dünyaya bir kez geliyoruz. Türkiye'de daha cok kazanarak, daha iyi bir araba veya daha iyi bir ev alabilirsiniz. Belki daha iyi bir is ile hayatinizi biraz daha güzellestirebilirsiniz. Ama ne kadar kazanirsaniz kazanin. huzur, güvenlik ve adalet satin alamazsiniz. Bunlari size saglamasi gereken devlettir. Bu durumda, eger bunlara kendi ülkenizde ulasabileceginize inanciniz kalmadiysa, neden imkanimiz varsa refah ve huzuru farkli bir ülkede aramayalim? Ben bu degisikligi 38 yasimda yaptim, pisman degilim. Inanin, o yasa kadar esimle yurtdisina gitmemek icin ciddi tartismalar yasadim, "asla" dedim, ülkemde kalacagim, burada yasayacagim, kendi dilimi konusacagim. Ancak yurtdisina gitme sansi olanlar icin er gec bir gün o noktaya geliniyor. Türkiye'de artik olmuyor diyorsun, ekonomik de degil sadece problem, ülke hicbir konuda adil degil, daha ne kadar ömrüm kaldi diyorsun ve maalesef ülkeyi geride birakiyorsun. Tabii ki burada kimse sizi kutlamalarla karsilamiyor, hatta bir cok noktada sorun yasadiginiz da oluyor. Belki 2. sinifsiniz burada, keza ben hic oyle hissetmiyorum. Ama Türkiye'de kacinci siniftim? Hic 1. sinif hissedemedim kendimi. Calisip, vergi verip, karsiligini alamadigimi düsündügüm, aksine sahillerde yatan mültecileri besledigim bir ülkeden, karsiligini aldigim bir ülkeye gectim. Türkiye'de 9 saat calisirken, burada günde 7 saat calisiyorum. Uzerimde hicbir baski hissetmiyorum. Mesai sonrasi is telefonum asla calmaz. Insanin is hayati iyi olduktan sonra, geri kalan kismi zaten iyilesmeye basliyor. Kendinize vakit ayirabiliyorsunuz en basta. Dedigim gibi dünyaya bir kez geliyoruz. Buralarda tabii ki mülteci degiliz. Wikipedia'dan alinti yaparsak, BM'nin tanımı ile mülteci, "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişi"dir. Bizler burada göcmeniz. Buranin vatandaslari kadar calisiyor, bunun her sekilde karsiligini aliyoruz. Evet, özellikle Türklere karsi hissedilir bir önyargi var. Ama bunu dillerini konusarak, kurallarina ve kültürlerine saygi duyarak, yani o önyargilari olusturan gruba dahil olmadiginizi ispatlayarak asabilirsiniz. Tabii ki, sadece milliyetinizden dolayi size karsi önyargisi kirilmayacak insanlar olacaktir, ama ne farkeder? Sabit fikirli insanlara zaten ihtiyacimiz yok.

Neyseki kimse size sormuyor... Sorunumuz tamda bu aslında. Ülkece herkes kendinde başkasının hayatına karışma, başkasının kararlarını sorgulama haddi buluyor. Yahu adamın hayatı, canı nerede isterse gider orada yaşar, kime ne? Vatandaşlıktan atılacakmış ta bilmem neymiş. Siz mi karar veriyorsunuz buna? Sizden izin mi alınacak bir karar alınırken? Memlekete bazı kaynaklara göre 8 milyon, bazı kaynaklara göre 12 milyon mülteciyi soktuklarında ne oldu milli gelir oranınız? Sesiniz çıktı mı? Savaştan kaçmışta bombadan kaçmışta bilmem ne, savaş mı kaldı bomba mı kaldı? Niye dönmüyorlar? Esad çağrı yapıyor dönün diye. Bizim gencecik evlatlarımız oralarda şehit düşerken bunlar Antalya sahilinde bizim kızlarımıza sarkıntılık ediyor, bu mu savaştan kaçmak? Bu mu sığınmak? Adam caddenin ortasına sandalye atıp bağırarak, salyalar saçarak küfür ediyor, sorsak savaştan kaçtı, gitsin suriyede yapsın delikanlılığını... Hastaneye gidiyoruz, sana bana ücretsiz ilaç vermeyen devlet, hayatımda sadece bir kez 3 aylığına işsiz yaşadığım dönemin GSS primini benden söke söke alan devlet bunlara ücretsiz sağlık hizmeti ücretsiz ilaç veriyor. Bu mu kendimizi layık gördüğümüz muamele? Bir yıl önce randevu alarak ortopedi servisine gittim. Aldığım randevuya göre sıra takip ediyorum, benden önde 2 hasta var, sürekli araya anlamadığım isimler giriyor, elin Afganlısı Suriyelisi benden önce muayene oluyor. Sesimi yükseltince gelip konuştu bir doktur, adamlar öncelikli hastaydı. Bu mu kendimizi layık gördüğümüz muamele? Havalimanındayım, her gün hava ambulanslarla sınır ötesinde uzvunu kaybetmiş gazilerimiz geliyor, gencecik fidanlar. Sordum görevliye, şehitleri biz taşımıyoruz, onlar askeri uçakla taşınıyor, biz ağır yaralıları taşıyoruz dedi. Bu uçaklar ambulans uçak, her gün havadalar. İçindeki sağlık görevlisi ile çay içtik geçen, sordum, anlattı. Vallahi pişman oldum, için kaldırmadı anlattığı hastaları. Bizim gençlerimiz bunları yaşarken elin suriyelisi bu çocukların kardeşlerini, nişanlılarını falan taciz ediyor burada. Kendinizi layık gördüğümüz şey işte bu...

2 veya 3 yıl önce eşim, Suriyeli çocukları sınıflara yerlestirme komisyonundaydi... Bu arada eşim ingilizce öğretmeni... Gelen aile ve cocuklarla zaten anlasamiyoruz cocugun boyuna, kilosuna göre bu 6. Sınıf olsun bu 7. Sınıf olsun, diye siniflara yerlestiriyolarmis... Bir aile gelmiş, baba diş hekimi, anne doktor süper akıcı bir ingilizce... Tabi eşimde başlamiş konuşmaya... Ne yapıcaksınız burada, nasıl yaşıcaksınız diye sormuş adamda biz burda zaten kalıcı değiliz, bir kaç aya kadar avrupaya gidicez zaten bizi alıcaklar demiş... Suriyelinin doktorunu, muhendisini, sporcusunu zaten avrupa aldı, kabul etti... Bizede burada sadece çar çöpleri kaldı işte...

eğitimli donanımlı dil konuşabilen bir birey yabancı ülkede o şekilde muamele görmez. gündem olan suriyeli afgan vs dediğimiz cehaletin dibindeki tipler. suriyede okumuş medeni adam yokmudur? onlar çoktan medeni ülkelere gittiler bile. dün hastaneye gittik çocuk için. gördüğümüz muamele suriyelinin gördüğü ile aynı derecede yerlerdeydi. başka diyecek birşeyim yok.

Evin bahçesinden dışarı sarkan dallardan bir poşet erik kayısı vb toplayan toplumuz biz. Göz hakkıymış. Bende senin arabanın farını sökeyim göz hakkı? Hiçbirşeye para vermeyelim o zaman.

Başka ülkede gözüm yok.. Adil bir ülkede yaşamak isterim.

Video geldi. - Hibrit gibi sürmedim - Yakıt pahalı, az yaksın gibi de sürmedim. - Sanki şirket arabası ya da yakıt ucuzmuş gibi normal sürdüm. klima da açtım Mehmet abi

Herkese merhaba bugun sağ teker rulmani söküldü rulmanda boşluk olduğu anlasildi yeni rulman takıldı şuan o metalik uğultu sesi yok oldu.Sanirim sorunu bulduk Usta rulman takilirken iscilik hatasi olmus olabilir bosluk olustuğu icin o ince ugultuyu yapmistir dedi

Dizilerde kahramanın şarjöründeki her mermiye bir figüran ahiret göçüyor. Hiç polis yok onca ceset ne oluyor bilemiyoruz, komedi filmlerinde espri niyetine isimlerle, atasözleriyle dilimiz tiye alınıyor gülüyoruz. Bazı eski isimleri çocuğuna asla vermeyecek insanlar vardır. Eline güç geçen eşini dostunu ihya ediyor öyle bakıyoruz. Yozlaşma her konuda var, dedikoduyu seviyoruz. Geç elde ediyoruz zıvanadan çıkıyoruz. En önemlisi çalışmıyoruz..

Camı kırılan arabaya önce kasko yaptır sonra camı değiştirirsin diyen bir millet olduk.. Önce yalan dolanı bırakmamız lazım..

hollanda dan emekli olup antalya da marinada harcayabilirim, soruyu tersten sorsak cevap ne olur belli ama soralım: türkiye den emekli olan hannover marina da harcayabilir mi?

Öyle bişey yok zaten. Gidenler hep kalite adam yalnız öyle bi sıkıntı var. Evrim teorisine göre 50 sene sonra moloz bi nüfus kalır.

Trumpla bunu şase aynı sanki.

Belki birinin işine yarar, ekleme yapayım: Bir de MTV ödenmeye başlanacakmış. Bunu benim vergi dairesine falan bildirmeme gerek var mı yoksa kendiliğinden vergi çıkacak mı sorgulamada? - Vergi Dairesi'nde MTV bölümüne plakayı söyleyip, durumu anlattığınızda 45 dk içinde MTV borcunuz sisteme düşüyor. Hem de gecikme faiziyle birlikte. Ne ilginç. Adam ölmüş, MTV başlamış ama gecikme faizi ne kadar ahlaksızca. Kendini vuran askerden kurşun parasını istemek kadar en az... İşe veraset intikal ile mi başlayacağız? - Her şeyin başı Veraset İntikal imiş, öğrenmiş olduk. Muhalefet eden, mirasçılardan ölen kalan yoksa, işlem basit, 400 lirayı ver notere belgeyi al. Mahkemeyle zaman kaybetmeye gerek yok. Kasko, miras gibi varislere kalıyormuş sanırım, poliçeyi iptal edip yeniden yeni ruhsat sahibi üzerine kasko yaptırılmalı mı? - Sigorta ve Kasko için zeyil (düzenleme/güncelleme) istedik, sigortadan olumsuz cevap aldık, yeni sigorta yapıldı. Kasko için cevap bekliyoruz. Kabul edilmezse eski poliçe iptal olacak, yenisi kesilecek.

Servis işlerinde gözümün içine baka baka yalan söyleyip, hallediverin garantiden diyenlere, ben Türk değilim Alman’ım diyorum. Mal gibi kalıyor karşımda, söylediğine söyleyeceğine bin pişman oluyor.

99 depremi oldu, en kaz altinda kalanları soydular... Ormanlar cayır cayır yandı, canını kurtmak icin evinden kaçanların evlerini yağmaladılar... Trafik kazası geçiriyosun, hasara bakmak için arabadan indiginde arabanı soyuyolar... Sorun dediginiz gibi toplumsal... Yurt dışında yaşamak isteyen, yerlesmek isteyenlere özelliklede gençlere kızamiyorum... 4 sene okul okuyacak, bilgisini emegini aylık 4250 TL ye satacak 12 saat calisacak, araba almak için ugrasacak, ev alabilmek icin cabalicak... Gezmek yok, arkadasladi ile vakit gecirmek yok... Hepsini bir kenara koy kendine ayirabilecek ozel bir vakti bile yok... İnsan olduğundan bi haber bu dunyadan yasayip gidecek... Türkiyede yaşayana bu haksa eğer neden Kanada da yaşan gence degil... Kendimizi Afganistanla mi karşilastiralim yani...

Kaliteli muhalefet eksikliği var ülkede. Hep birbirlerine sataşan danışıklı dövüş içinde olan ama ekranlarda kör döğüşü yaşayan iktidar ve muhalefet düzeni var. İktidarın nimetlerinden sistemin nimetlerinden yararlanma kavgası yapıyorlar tamamen popülizm söylemleri var. Aslında hepsi ülkenin sorunlarını hepimizden daha iyi biliyorlar lakin makam,şatafat,gösteriş sevdası bu sorunları çözmekten ziyade kendi fanatik seçmenlerini elde tutma çabası içine giriyorlar. Halkta da maalesef bilhassa ticaret hayatımızda üçkağıtçılık ve hepbana hepbanacılık hakim. Kazan/kazan olmadı mı herkes kazıklayacağı birilerini arama derdinde. Raiyet-riayet meselesi. Yazılacak çizilecek çok mesele var lakin yine kendi bildiklerini okuyorlar. Bu yüzden artık kimi başka ülkeye gidermiş yaşarmış normal geliyor çünki menfaat dünyasında herkes kendini ailesini düşünüyor.

Patates gibi katı ve yoğun madde 1.5 lt motoru durduramaz iken okunmuş atlet 12bin cc motoru durdurdu. Hadi bakalım ateyizler bunu da açıklasın

İki evladım var. Enkaz bir toprakta heder olacağına gitsin Hans ile yaşasın hayatı refahı yüksek olsun. Vatanseverlik ile ekonomik geleceği aynı sepete atamayız. 2015 yılındaki büyük prodüksiyonda yurt dışında kurulu düzeni olanlar da geldi uçağa çalı süpürgesi fırlattı

15 yılda 2 kere mi zorluk gördük? 20 yıl oldu aynı hükümetteyiz. 20 yıldır sürekli geçmişe söverek iş yapmaya çalışıyorlar. HEr yaptığı hizmetleri lütuf gibi gösteriyorlar. Biz gelmeden yoktu diyorlar. Yahu zaten görev bu değil mi? Benim vergimle bana mı hava atıyorlar? İlk 5-6 sene her şey iyiydi, Sonra ye kürküm ye başladı... Bir dış kuvvet için canımı veririm ülkeye ama bir ego uğruna kılımı kıpırdıtmam. Zaten zat demedi mi, giderseniz gidin diye...

Sanırım daha önce de yazdım madem yeri geldi yine yazayım. Son 1-1.5 yıla kadar benim için ülkem tekti dünyada. Yansa da yıkılsa da burada duracağım diyordum. Gidenlerle tartışıyordum. Malum bir sürü doktor arkadaşım yurt dışına yerleşti. Ben maddi olarak bakmıyorum diyordum ki benim 10 katımı kazanan var farklı ülkeye yerleşip. Olsun diyordum ancak son yıllarda sadece maddi değil inanın insana verilen değerin ciddi azaldığını görmeye başladım. Hele ki doktorlara. Menfaat, yalan, para, siyaset ve insanların basitleştiğini. Yurt dışında bunlar ne kadar var ne kadar yok bilemem belki daha beterdir ancak şu an diyorum ki eğer bunlara maruz kalacaksam orada kalayım en azından rahat yaşarım maddi olarak. O noktaya geldim. E orda çalışıyoruz diye vatandaşlıktan çıkacak halimiz de yok. Memlekete gitme yasağı da yok. Her yerden uçak var.

Mayıs başında Bulgaristan da Varnadaydım... Ukraynalı mültecilerle dolu orası da... Her yerdeler resmen fakat içlerinde bir tane bile erkek yok... Sadece kadınlar ve çocuklar, otellere yerleştirilmişler ve ne olacaklarını düşünüyorlar... Kadınların hepsi, üzgün, hepsi düşünceli... Başlarında hayat arkadaşları yok... Bide bize bakalım isterseniz ? Suriyeden gelen sapa sağlam sizi, beni bir yumrukta devirecek adamlar, orada burada geziyorlar... Şimdi yazda geldi nargileleri ile sahilde keyifte yaparlar... Devlette bakıyor tabi çalışmaya gerek yok, çalışsa bile hiç bir kayda ihtiyaç duymuyor... Hiç biri yetmezmiş gibi bu sapa sağlam adamlar bizim kadınlarımızın fotoğraflarını çekmeyede utanmıyorlar... Savaştan kaçanlar üremekten de vazgeçmiyorlar... Kaç yıl sonra bu topraklarda biz mülteci olarak kalıcaz bunu da hesab ettiniz mi ? Devlet gidenlerin vatandaşlarını iptal edeceğine, önce kendi vatandaşına sahip çıksın, adil olsun sonrasını düşünsün... Yine Bulgaristandan örnek vereyim... Eğer Bulgaristanda şirket kurmak ve orada yaşamak, vatandaşı olmak istiyorsanız 10 tane Bulgar vatandaşını sigortalı olarak çalıştırma, şartı istiyor... Peki biz ne istiyoruz, talep ediyoruz, hiç bir şey...

Eliminen dayı eliminen

Disklerin kalınlığı kurtarırsa torna yapılabilir. Kaliteli fren balatası kullanırsanız yamulmaz ve diskler sıcakken yıkama falan yaptırmayın arabaya..

Belki arıyor hala ve oturum açamadı bulamadı henüz?

81 milyonluk ülkeyiz, 7 milyarlık dünyaya adalet dağıtmaya adil olmaya çalışıyoruz. Kafasına vur ekmeğini al durumundayız, hep derim elinin bazen ayarı olmayacak. Her konuda haklı olup hiç bir konuda haklılığımızı kabul ettiremiyoruz.

Maşallah Bence bu yükseklikle bile ideal. Yine de tabi tercih meselesi.

BRC Comfort 6750 TL + 2 Yıl Motor Garantisi 600 TL taktırdım. (LPG ile alaklı aksamlara verilen garanti bu, motorun tamamını kapsamıyor.) Ruhsat vefat eden abimin üzerineydi. Araç hem eşinin ve çocuklarının üzerine geçecek hem de ruhsata LPG işlenecekti. Onu da şu şekilde yaptık: -LPG faturası ve proje eski ruhsat sahibine kesildi. -Araç eski ruhsatıyla muayeneye girdi, çıktı. -Noterde LPG eski ruhsata işlendi. (40 TL) (Bu kısımda yeni ruhsat bastırmadık ve 300 lira ödemedik boş yere.) -Devir için reşit olan vâris, çocuklar için "Araç sahibi olabilir." diye taahhütname verdi. (110 TL) -Ruhsat yeni sahibine geçti, yanlış hatırlamıyorsam buna da 40 TL verdim. -Ruhsat basılacağı zaman da "kıymetli evrak bedeli" 317,5 TL gibi bir ücret ödedim. Sigorta zeyil olmadı, yeni poliçe yapıldı. Kaskoya zeyil için başvuruldu, 2 gün içinde dönüş yapılacak, bekliyoruz. Kaskoya LPG de dahil edilecek müsait bir zamanda. Bilmiyorduk, öğrendik.

koka kola ile sakal traşı olmuştur

Gayet yüksek değil mi? Daha fazla yükseltmede amaç nedir?

Araç yerden yüksekliği nedir? 175cm sanırım siz lastikten tavana ölçüyorsunuz.

Hangi taşıtla kısmını da belirt. Adamın biri gelir kawasaki h2 ile 20 dakikada bitirir yolu gelir dava açar.

"Hakkım değil mi" de diyeceksin.

Angaralıyla konuşurken dikkatli olacaksın, kelimeleri özenle seçeceksin. Ben 750 liraya paketlerdim mesela.. 😂😂

Afedersin tankın egzozuna atlet tıkayarak durdurdular.

Harika bir yere getirdin işte konuyu... Sözde Atatürkçülerin yüzünden bu haldeyiz zaten biz... Yıllarca Atatürk'ün giyimini, hareketlerini taklit ettiler bizde onlara Atatürkçü bu diye oy verdik... Yıllarca Atatürk'ün koca koca heykellerini yaptılar, arkasına saklanıp çevirmedikleri dolap kalmadı, bizde sadece Atatürk'ün heykeline baktık '' ne kadar büyük, ne kadar devasa, helal olsun adama '' dedik ama arkasına bakmayı akıl edemedik... Sen, ben, hepimiz suçluyuz... Kimse temiz değil... Dini var diye ahlaka ihtiyacı olmayanlar ile, rakı içiyor diye kendini laik sananlar arasında sıkışıp kaldık biz... Bir parti içerisinde bile demokrasiyi sağlayamayan insanların, ülkeye demokrasi getireceğiz demesi kadar saçma bir şey olabilir mi ? Bilmem kaç senedir iktidarda olanların ekonomiyi biz düzeltiriz demesi kadar komik... Ülkenin bu hale gelmesi 10 senelik 20 senelik bir olay değil, çok daha öncelerini kapsayan bir hadise... Kimse kusura bakmasın ama bende evladımı birilerinin egoları yüzünden, göz göre göre ziyan olmasına müsade edemem... Çıksın rahmetli Atatürk gibi bir lider savaşsa savaş, mücadele ise mücadele seve seve hemde, gözüm kapalı bir şekilde... Cehaletten, cahillikten ülkenin neresinden tutsan elinde kalıyor...

Türkiyedne emekli olan balkonda bile harcayamaz..

Bir kız arkadaşım, eşim vs olsa, hiç durmam.

a mı diyoruz b mi? Milli gelirimiz biz gidince artacak da onlar gelince düşmedi mi?

Ülkemiz açısından bir şey değişmezdi. Zaten isteyen elini kolunu sallaya sallaya geliyor bize. Bizi aynı şekilde başka bir ülkeye alırlar mıydı, orasını bilemedin.